Tek Kelimeyle ‘Aşk’
Aşk sayının sıfıra bölümüdür diyor ustad. Tanımı yapılamayacak kadar karmaşık ama bir o kadar da yaşanılası bir duygu. Karşına çıktığında kelimelerin bir anlam ifade edemediği sadece gözlerin konuştuğu tarifi imkânsız bir his. Suskun bir gecenin ardından hala özlenen, şafak vaktinde bile hala onu isteyen kişinin yaşayabileceği türden bir heyecan.
İmkansız denilen her olayın arkasından çıkan ben geldim diyerek bütün engellerin önüne geçen ve hiçbir şey dinlemeyen bu kadarı da fazla dedirttiren karşı konulamayan nefsin bile söz dinlettiremediği bir duygu.
Gerçekliği nefsin isteklerini reddeden bir duyguyla birleştiğinde emin olunan, beklenmedik bir anda ansızın beliren, ne bir söz ne de bir mazeret dinleyen inatçı ama bir o kadar da sevgi dolu bir hissiyat.
Kime sorsanız iki satırlık bir şey söylettirmesine bile izin vermeyen ama onu yaşayanlara sadece bir iç çektiren acımasız, bir o kadar da hayat dolu, insana mutluluk veren gittiğinde de kendine lanet ettiren anlaşılamayan ama yaşadıkça güzelleşen tek gerçek.
Varlık ile yokluk arasında insanı tahmin bile edemeyeceği mutluluklara götüren sonrasında ise yaşam ile irtibatını kesen cesaret isteyen ama her insanın yaşayamayacağı türden bir heyecan. Ardından tövbe ile başlayan cümleler kurdutturan, pişmanlık derecesine getirttiren aşılamayacak engelleri aşmak için inatla ardı sıra yürüttüren ama yine de iyi ki yaşamışım diye iç çektiren hayat telaşı içerisinde insanların akıllarında güzel bir anı olarak kalan tek tebessüm.
Ölümle biten ama ölüme kadar gerçek olan menfaatsiz bir duygu. Nefeslerin kesildiği zamanları yaşatan, bundan hiç de şikâyetçi olmayan insanların yaşamlarına verdiği tahribata rağmen yinede vazgeçilemeyen, onsuz bir yaşam düşleyemeyen insanların yaşayabileceği hayatın neredeyse en mükemmel gerçeği.
Her şeyi silip attıran bu zamana kadar düşlediği hayatı(aşkı) yakaladığında onu kaybetmeme uğruna kendi gururundan vazgeçen insanların işi bu. Cesaret ister aşk. Herkesin işi değil bunu yaşamak. Tutkuyla sarılmak gerek ona. Oksijen gibi görmek gerek onu.
Hayat kaynağının o olduğunu düşünmek ve onsuz asla diyebilmek gerek biraz da.
