content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

29 Eyl

Tarık Akan… Ve Ötesi…

Bundan üç-beş yıl önce Türk Dünyasının ünlü Azeri Şair ve yazarı Bahtiyar Vahapzade’nin TRT Avaz kanalında iki saate yakın söyleşisini izledim.

90’lı yılların başında Sovyetlerin dağılma sürecine girdiği günlerde Azerbaycan’da ziyaret edip ayaküstü birkaç cümle konuşabildiğim Vahapzade ile yapılan bu söyleşi bana çok şey

öğretti.

İçlerinde en dikkatimi çeken ve ülkemde ne yazık ki hiç de nazar-ı dikkate alınmayan bir husus… Ki şu anda taze ve canlı örneğini yaşadık/yaşıyoruz… Hiç aklımdan çıkmaz.

Demişti ki…

“Her ne kadar filanca şairle dünya görüşlerimiz tamamen ters olsa bile Azerbaycan’ın yetiştirdiği büyük şairlerden biridir… Hakkını yiyemem… Ve kendisi ile çok iyi dostluğum vardı…

Allah rahmet eylesin.”

Vahapzade milliyetçi bir şair ve yazardı… Bu yüzden de Sovyet zamanında hapis cezası

çekmişti. Arkadaşı ise komünist görüşlere sahipti.

Bundan dolayı… Yani milliyetçiliğinden dolayı hapis yatmasına rağmen… O şair ile komünist olmasına bakmadan dostluk kurmuş… Sanatının gücünden övgüyle bahsetmişti.

İnsanların sosyal hayatlarında iki yönü vardır… Birincisi kendi özel hayatıdır… Diğeri ise kamuyu yani toplumu ilgilendiren yönüdür.

Her ne kadar insanlar tanındıkça ve sosyal alandaki etkinliği arttıkça özel hayatları da önem arz etse bile…

Onu önemli kılan topluma neler verdiğidir. Zaten zaman geçtikçe toplum onu özel hayatı ile değil… Topluma olan katkısıyla anacak ve hatırlayacaktır.

Geriye dönüp baktığımızda yüzyıllar öncesinde yaşamış bir ünlünün hangi mezhep ya da ideoloji de olduğu kimseyi ilgilendirmez. Kendi alanında tarihin seyrine olan katkısıyla ölçülür… Anılır.

Geçenlerde vefat eden aktör Tarık Akan anılırken gördük ki onun sinema sanatına olan katkısından çok-ve hatta hiç denecek kadar azdı- ideolojik duruşu ile anıldı/övüldü.

Tarık Akanı tanımayanlar zannedecekler ki… O ülkem sosyalistlerinin yılmaz savaşçılarındandı… Ve ömr-ü hayatı boyunca aktörlüğü (hani öylesine) zevk için yapmıştı.

Ve yine sanki…

Bu toplum küllen sosyalist ve yüzyıllar öyle kalacak. Bu sosyalist toplum da onu yüzyıllarca unutmayacak.

Böyle olmayacağına göre ve gün gelip birileri Türk sinemasının tarihi gelişimini yazmaya karar verdiğinde… Tarık Akanın Türk sinemasına olan katkısını acaba kaç satırla anlatacak? Bir sanatkâr için önemli olan bu değil mi?

Bu arada belirteyim ki… Tarık akanın aktörlüğü ile alakalı tek kelam bile etmeye hakkım yok. Çünkü ben sinema sanatından anlamam… “Abdurrahman Çelebilik dahi değilim. Kısaca haddim değil.

Ona ağıt yakılması… “Gitti dağ gibi adam… Gelmez artık böylesi bir daha cihana…”

Denilmesi bana kadim tarihlerde ölünün arkasından ağıtlar yakan… Şimdi modaları çoktan geçmiş ölü ağlayıcılarını hatırlatıyor.

Rahmetliye ağıtlar yakan “ağlayıcıları” okuyup… Dinledikçe (Dünyadaki ahvalini bilmeyenler) zanneder ki bir eski tüfek “ışıklara” gark oldu.

İsterdik ki sanat ahvali enine –boyuna konuşulsun… Biz sinema sanatının cahilleri bile “tühhh yazık oldu… Erken kaybettik sinema sanatının bir ustasını daha…” Demek zorunda kalalım.

Aslında bu yazıyı şimdi yani tam yerinde bırakmam lazım… Lakin şu soruyu da sesli düşünmeden edemeyeceğim…

“Sosyalist olmasa idi bu denli anılır… Ağıtlar yakılır mı idi?”

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank