content Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
20 Haz

Suskunluk Devam Ediyor

 

Büyük bir gönül rahatlığı ile iddia ediyorum ki, bırakın Bandırma’yı, Balıkesir genelinde gerek siyasi partilere, gerekse sivil toplum örgütlerine en büyük desteği veren yerel basın organı, şu an elinizde tuttuğunuz G.M. Yaşam Gazetesi’dir.

İsteyene arşivleri önüne sererek ispat etmeye de her an hazırım.

Türkiye geneli için böylesine bir iddiada bulunamıyorum, üzgünüm.

Tamamını takip etmem mümkün değil.

Ama Balıkesir genelinde yayınlanan yerel basın organlarının büyük çoğunluğunu takip ettiğim için bu iddiamı, üstüne vurgu yaparak belirtiyorum.

Çok aşırı uç noktalarda olmayan her siyasi ve sivil toplum örgütünün ortaya koyduğu her sorun, bu gazete içerisinde onlarca, yüzlerce hatta belki de binlerce diyebileceğim bir oranda yer almıştır.

Almaya da devam edecektir tabii ki...

Eğer biz bu toplumun sesi, gözü, kulağı isek, benzer haberler de, yorumlar da doğal olarak yer alacaktır.

Ancaaakkk!.. Nereye kadar?

Hemen söyleyelim, kapanana kadar!..

Ne zaman mı kapanırız? Şimdilik meçhul...

Eğer Meclis’te “Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın, kabul edilirse, yerel basın organlarının resmi ilan alma statüsü ortadan kaldırılana kadar...

Belki, kimilerimiz olanca gücü ile ayakta kalmaya çalışacaktır. Onlar da, gazeteciliğin dışında farklı sektörlerde yan kuruluşları olanlar olacaktır kuşkusuz.

Şu ekonomik ortamda, resmi ilan almadan bırakın yaşaması, ayakta durması çok zor olan yerel basın organları, birer ikişer kapanacak ve işsizler ordusuna da önemli bir katkı sağlayacaklardır!..

Bakın, dünkü bir gazeteden bir haber size...

Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) Belgrad’da yapılan genel kuruluna katılan Hürriyet İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, “Kâr, kâr için değil, daha iyi bir ürün, daha derinlemesine haber için gereklidir. Kâr bağımsızlığın, baskıya direnebilmenin garantisidir” dedi.

Vuslat Doğan Sabancı... Hürriyet İcra Kurulu Başkanı...

Türkiye’deki en büyük medya kuruluşunun en tepe noktasındaki bir isim.

Ki, herkesin bildiği gibi devasa medya sektörünün dışında, uluslararası boyutlarda akaryakıt dağıtım şirketinden, turizme, inşaat sektöründen, otomotiv sektörüne kadar, onlarca devasa şirketlerin de içinde yer aldığı holdingler topluluğunun bir parçası.

Eğer, onlar bile kâr etmeyi bağımsızlığın garantisi olarak görüyorlarsa, vay bizim halimize!..

Bırakın bizler kâr etmeyi, yaşamak ve ayakta kalmak için karnımızı doyurma mücadelesi veriyoruz. İnsanca yaşamanın değil de, kimseye muhtaç olmadan yaşamanın peşindeyiz...

Yatlar, katlar, villalar, plazalar, lüks otomobiller falan bizler için hayalden dahi öte bir anlam ifade ediyor.

Dediğim gibi kâr falan düşündüğümüz yok...

Tüm bu olumsuz şartlara rağmen, gönül işi olan gazeteciliği yapıyorsak, gerçekten bu meslekten keyif aldığımız içindir.

Artık, bir yandan hayatımızı iyi kötü idame ettirdiğimiz bir yayın organımızdan olacağız, diğer taraftan da büyük bir keyif aldığımız mesleğimizden.

Üzüntüm nedir, biliyor musunuz?

Özellikle sendikaların sessizliği!..

Kendi özlük hakları için kocaman kocaman laflar eden, yeri geldiğinde imza kampanyaları düzenleyen, hükümetlere kafa tutmayı göze alan, kamuoyunu etkilemek amacıyla, kendilerini zincirlere vurarak ajitasyon yapan, işçi ve memur sendikaları...

Anlaşılan sizin için sadece emekçi, sizin üyelerinizmiş meğerse!.. Bunu da anladık.

Sizin üyeniz olmayan, ama geçimini alın teri ile kazananlar, sizin gözünüzde asla emekçi olamıyor öyle mi?

Sizlere, koskoca bir HELAL OLSUN!..

Böylesine yoz, böylesine kıt, böylesine bağnaz bir düşünce içerisinde olduğunuz için...

Demek ki, bizlerin sabahtan akşama kadar taban tepmesi, kar kış demeden, sıcak yaz dinlemeden, her türlü olumsuz koşullara rağmen haberler üretmemiz, beyin patlatarak köşeler yazmamız, sizlerin hakkınızı sizlerden daha fazla korumamızın bir anlamı yok...

Olsaydı, bize de destek verirdiniz.

Gerçekten emeğin hakkını savunduğunuz iddiasında olsaydınız, bizim de yanımızda olurdunuz.

Sanırım, çok gürültü yapan boş bir tenekeden başka bir şey değilmişsiniz...

Sadece gürültü yapan, içi boş bir teneke...

Bir kez daha HELAL OLSUN size...

Bakalım, bizler birer ikişer kapanınca, sesinizi nerelerde duyurmaya çalışacaksınız?

...................................

Önceki günkü yazımdan sonra, büyük bir umutla dün akşam, bu satırları yazana kadar bekledim.

Ola ki, yazımı okuyup da birisi arar ve “yanınızdayım” der diye!..

Bir tek kişi aradı. Evet, sadece bir tek kişi...

O da Kapıdağ Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ethem Karpuz...

Gerçekten, onore edici cümlelerinin ardından, “Sizlerin kapanması demek, bizlerin elimizin ayağımızın bağlanması anlamına gelir” diyerek, kendi üzerlerine düşen ne varsa, yapmaya hazır olduğunu da vurguladı.

Telefonda da söylediğim gibi kendisine bir kez daha buradan teşekkür ediyorum.

Koskoca kentte, hem de çağdaşlaşma yolunda hızlı adımlar attığını iddia ettiğimiz Bandırma’da bir tek duyarlı insan çıktı...

Vallahi bravvo...

Muhtarından esnafına... İşçisinden memuruna... Sade vatandaşından, en büyük işadamına kadar, şu gazetede yer almayan hiç kimse kalmadı.

Hepsinin ya kişisel sorunlarını, ya da toplumsal sorunlarını işleyerek, kamuoyuna en gerçekçi ve en iyi şekilde yansıtmaya çalıştık.

Bunu da hiçbir beklenti içerisinde olmadan yaptığımızı herkes biliyor. Amacımız, sadece imkanlarımız oranında en doğru ve dürüst ilkeler doğrultusunda gazetecilik yapmaktır.

Hiç bir Allah’ın kulu da, aksini iddia edemez.

Bu yayın organı, gerek yaygın basında, gerek yerel basında bir hayli örneği olan kimi şantaj, kimi tehdit unsurlu gazetecilik yapma düşüncesini aklının köşesinden dahi geçirmedi.

İmkanlarımız ölçüsünde adam gibi gazetecilik yapma uğraşı içerisinde olduk hep.

Bugün bu toplumda gerçek anlamda bir saygınlık ölçümüz varsa, yaptığımız ilkeli ve dürüst yayıncılık anlayışından kaynaklanmaktadır.

Allah da, başka bir şekilde ve anlayışta gazetecilik yapmayı nasip etmesin bizlere.

Fakat, durum yukarıda değindiğimiz noktada, yani tasarının yasalaşması durumunda, kapanma durumuna geleceğine de işaret etmektedir.

Farklı bir yola sapmaktansa, yine direnebildiğimiz ölçülerde direneceğiz. Taa ki, son raddeye kadar. Ondan sonrası da Allah kerim.

İşte, asıl sorun da bundan sonra başlayacaktır.

Halkın sesi, gözü, kulağı olan biz ve bizim gibi yayın organlarının kapanması durumunda, hiç düşündünüz mü, sesinizi nasıl duyuracaksınız?

Bence, düşünseniz iyi olur...

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank