content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

20 Ağu

Sultan Abdulaziz’in Menderes Benzerliği

Peş peşe gelen yenilgiler sonrası Avrupa karşısında gerilerde kaldıklarını fark eden Osmanlı yöneticilerinin bu açığı kapamak için Üçüncü Selim’le topyekun yenileşme hareketlerine başladıkları yıkılışa kadarki süreçte Sultan Abdulaziz dönemi bu arayı kapama gayretlerinin başarıya ulaşma periyotlarından biriydi.Üçüncü Selim öncesinden başlayan özellikle askeri alanda yenileşme hareketleri sosyal yapımız gereği tam bir başarıya ulaşamamıştır. Bunun sonucu tamamen batı hayranı bazı Osmanlı yöneticileri Cumhuriyet dönemi batılılaşma anlamında Tanzimat diye isimlendirilen dönemi başlattılar. Tanzimat fermanını ilan ettiren Abdulmecit’ten sonra tahta geçen Sultan Abdulaziz, Tanzimat sürecini devam ettirmekle birlikte geleneksel devlet ve toplum yapısının korunması taraftarıydı. Padişahlığının ilk döneminde hem Osmanlıyı hem de batıyı iyi okumuş Ali ve Fuat paşalar gibi iki önemli devlet adamı avantajına sahipti. Bu dönemde geleneksel değerlerden uzaklaşmadan yenileşme ve batıdan teknoloji alımı devam etti. Bugünkü anlamda Danıştay ve Sayıştay seviyesinde kurumlar oluşturuldu. Posta teşkilatı sistemleştirilip ilk posta pulu basıldı. Modern eğitim veren mesleki okullar, kız öğretmen okulu ve Galatasaray sultanisi, Avrupa hukuk kurallarına göre işleyen nizamiye mahkemeleri açıldı. Donanmanın yenilenmesi ve demiryolları bu dönemde yapıldı. Farklı değerlendirmeler söz konusu olsa da Abdulaziz’in ilk döneminde ülke imar ve yenilik faaliyetleriyle birlikte sosyal yapısına uygun bir kalkınma sürecine girdi.

Sultan Abdulaziz Avrupa’yı ziyaret eden ilk ve son Osmanlı padişahı oldu. Batıdan olduğu gibi alınan batı hukuk kurallarına karşılık Ahmet Cevdet paşa başkanlığında bir heyete yerli hukuk kuralları diyebileceğimiz ‘mecelle’yi hazırlattı. Donanmayı modernize ederek güçlü bir ordu meydana getirdi.

Yeni Osmanlılar ve sonrasında Jön Türkler olarak isimlendirilen Ziya Paşa ve Namık Kemal gibi bilinen isimlerinde içinde olduğu Avrupa’ya gönderilen öğrencilerden bir grup Avrupalılardan da aldıkları destekle aşırı Avrupa hayranlığıyla Avrupa’daki kurum ve kuruluşların olduğu gibi Osmanlıda taklit edilmesi gerektiği yaklaşımıyla öncelikle meşrutiyet yönetiminin ilan edilmesini talep ediyorlardı. Sosyal siyasal ve ekonomik yapısıyla henüz buna hazır olmayan Osmanlı için Abdulaziz’in bunu kabul etmesi mümkün değildi.

Kısa bir süre sadrazamlık yapan Mithat paşa seraskerlikten azledilen Hüseyin Avni paşalar şahsi hesaplarıyla birlikte muhtemelen Avrupalı yönlendiricilerinin azmettirmeleriyle Abdulaziz’e karşı darbe planı hazırladılar. Mithat paşa öylesine yönlendirilmişti ki bir eğlence sofrasında “hep Al-i Osman olacak değil ya birazda Al-i Mithat olsun” deyivermişti. Seraskerlik makamından iki defa azledilen Hüseyin Avni paşa Anadolu’nun bencil, hodbin, kindar bir damarını temsilen “kinim dinimdir” inancıyla Sultandan öç alma hesapları yapıyordu. Mithat paşayla modernleşmede kesinlikle anlaşamayacak katı ve statükocu biriydi.

Abdulaziz’in tahtan indirilme darbesi, 27 mayıs ihtilaliyle bir çok açıdan benzerlikler göstermektedir. İfade edildiği gibi Abdulaziz döneminde ülkede imar ve eğitim faaliyetleriyle halkın refahında artış başlamıştı. Menderes’in de ilk dönemi savaş sonrası bunalan Anadolu insanı imar faaliyetleri ve demokratik yaklaşımlarla müthiş şekilde rahata kavuşmuş ve refah seviyesi yükselmişti. Darbeyi yöneten Cemal Madanoğlu adeta Hüseyin Avni paşayı andırıyordu.

İkisi de egeden Anadolu insanıydı ve darbelerin asıl yönlendiricileriydiler. Abdulaziz, yeniden tahta geçme endişesiyle intihar süsü verilecek korkunç bir katliama kurban gitmişti. Feriye karakoluna getirilen padişah hala hayattayken askeri doktorlara Hüseyin Avni paşa tehditle zoraki intihar raporu yazdırmıştı. Adnan Menderes darbe sonrası bugün herkesin bildiği uydurma bahanelerle yargılanıp haksız ve yersiz olarak idam edilmişti. Abdulaziz’in devlet adamlarına her zaman iyi niyetle yaklaştığı gibi Menderes’te özellikle komutanların darbe yapmayacakları iyi niyetine sahipti. Her iki darbede de fitili ateşlemede harbiye öğrencileri kullanılmıştı. Siyasal ve ekonomik bahanelerle sokağa sürülen harbiye öğrencilerinin gösteri ve yürüyüşleri her iki darbede de en büyük bahaneydi.

Tahtan indirilen Osmanlı padişahları içerisinde Sultan Abdulaziz’in azledilmesi diğer klasik azillerden farklı modern anlamda bir tahttan indirmeydi. Adnan Menderesle cumhuriyet tarihinde ilk defa bir başbakan koltuğundan edilip idam sehpasına götürülüyordu.

Sosyal-siyasal-ekonomik yapı, gelişen olgu ve olaylar, siyasi şahısların birbirleriyle örtüşmesi Abdulaziz ve Menderes dönemlerini hayret edilecek denli birbirine benzer kılmaktadır.

Türk halkının geleceğine yön vermiş çok önemli bu iki dönem iyi incelenip objektif olarak değerlendirildiğinde bugün hala yaşadığımız sosyal siyasal ve ekonomik sorunlarımızın çözümüne ışık tutacaktır.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

1 Kere Cevaplanmış to “Sultan Abdulaziz’in Menderes Benzerliği”

  1. 1
    Çapar Kanat Says:

    Yazınızı okudum.
    Teşekkür ederiz.
    Çapar Kanat
    Çiftçi-Çiğ Süt Üreticisi



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank