content

06 Ağu

Suçlu Ayağa Kalk!

15 Temmuz 2016 tarihimize 1071,1176,1453,1923 gibi önemli bir tarih olarak geçti.

İçimizden en etkili yöntemlerle devşirip gizledikleri, uyuttukları zombilerle en büyük hamleyi yaptı Türkiye düşmanları.

Zombiler sınır tanımadan içinde büyüdüğü vatan ve millete kasdettiler.

Devlet 7 Şubat ve 17-25 Aralık girişiminden bu yana bu yapıyı mercek altına almış listeleri oluşturuyordu. Bu süreci iyi bilen örgüt son bir hamleyle süreci kendi lehine dönüştürmeye çalıştı.

Şehitlerimiz, gazilerimiz var, şehitlere rahmet, gazilere şifa yakınlarına sabr-ı cemil diliyorum.

Ülkemiz ciddi bir uçurumdan döndü hamd olsun.

Şimdi tespit edilen Fetö/PDY elemanları gereken cezaları alacaklar, ağır bedeller ödeyecekler.

Benim asıl üzerinde durmak istediğim konu bu yapıya destek veren belki açığa alınmayan , resmi yolla cezalandırılmayan diğer insanların vicdanının, aklının, kalbinin ne hissettiği.

Diğer insanlar doğru bildikleri yolda dişi ile  tırnağıyla rızkını kazanmaya çalışırken bu yapıya yandan da olsa iltisak ederek yollarını açanlar acaba şu an ne düşünüyorlar ?

Çocuklarımız, gençlerimiz masalarda dirsek çürütüp alnının teriyle bir mesleğe sahip olmaya çalışırken, fetih suresi okuyacağız diye çağrılıp soru verilen gençler,anne/babaları ne hissediyor şu an.

Yurtiçi/Yurt dışı tüm imkanların önlerine serilen ve kendilerini diğerlerinden imtiyazlı gören insanlar şu hangi vicdan kıskacında debeliyorlar ?

Allah rızasını kazanma yolunda bir sosyal yardımlaşma olarak gördükleri için girdikleri ve gerçekten bir kimlik inşa ettikleri cemaatlerinden -sadece menfaat için olduğunu kendilerinin de çok iyi bildiği halde-bu yapıya kayanlar acaba eski dostlarının gözlerinin içine bakabiliyorlar mı ?

Şimdi özel açılan VİP yollardan yürütülerek çocukları hakim, savcı, doktor, mühendis, akademisyen v.b. olan anne/babalar ve çocukları geceleri rahat uyuyabiliyorlar mı ?

30 yıl bir kuruma emek verenler yerinde sayarken birkaç yıllık memur olup ta bürokrasinin basamaklarını uçarak çıkanlar, kalbiniz şu an kaç atıyor ?

Adaletiyle meşhur halifemiz Hz. Ömer’den bir misalle olayı açalım:

Kıtlık yıllarıydı…

Hz. Ömer dolaşırken, fevkalâde semiz bir deve gördü. Çobanı çağırıp sordu:

“Bu semiz devenin sahibi kim?”

Çoban, “Oğlunuz Abdullah” deyince can evinden vurulmuşa döndü. Çünkü o Ömer’di, adâlet timsali Ömer! Öyle ki, yönettiği insanlar ondan bir metre fazla kumaşın hesabını sorabiliyorlardı.

Oğlu Abdullah’ı buldu:

“En semiz deve seninmiş oğlum, diğerleri bir deri bir kemik, bu nasıl oldu?”

Abdullah makul ve mantıklı gerekçeler sıralamaya başlayınca Hz. Ömer bir el hareketiyle oğlunu susturdu:

“Sus ey Abdullah! İşin aslını ben sana anlatayım: Halifenin oğlunun devesidir diye en iyi otları senin devene yedirdiler, en besleyici otların yeşerdiği bölgeyi senin devene ayırdılar.

Sadece senin devene çok iyi baktılar. Şimdi bu deveyi al, sat, ana parayı ayır, kârını hemen bana getir, Beytü’l-Mal’e (devlet hazinesine) devredelim. Çünkü halife unvanı devletindir. Devletin unvanı ile kazanılan para da devlete aittir. Aksi halde nüfuz ticareti yapmış oluruz. Bu da bir nevi helal malı harama dönüştürür.”

Dünya imtihan meydanıdır , hesap ahirette görülecektir.

Ama rabbimiz bu dünyada da ahiretin küçük numunelerini gösteriyor işte.

Zerre miktar iyilik/kötülük yapan dünyada da karşılığını görüyor.

İşte 15 Temmuzdan bu güne yaşananlar ortada.

Vatan haini damgası yiyenler bir zamanlar toplumda kendilerini en özel sayanlardı.

Şimdi mezarlıklara kabul edilmiyorlar, cenaze namazları kılınmıyor.

Cemil Meriç merhumun çok güzel bir tespiti var:

‘’Kurnazlıklar yordu bizi yarenler saf olalım’’ der.

Evet ! İçinden hiçbirimizin sağ çıkamayacağı ve mutlaka hesap vereceği kısacık bir dünya için kurnazlığa gerek yok, saf olalım dostlar.

15 Temmuz devlet/millet/aile/birey hepimize bir milat olsun.

Kurnazlığın, uyanıklığın zirvesi kişilerin geldiği nokta bize ibret olsun.

Hz. Adem/Havva ile İblis arasındaki fark (ikisi de hata yapmıştı) tam olarak hatadan dönme ,tevbe , istiğfar ,hatayı kabul etmek ve itiraf idi.

Şimdi suçlu ayağa kalk ! denilince sağına ve soluna bakmadan bu yapıya ucundan ve kıyısından bulaşanlar , destek verenler/alanların için en hayırlısı ayağa kalkmak ve ;

“Ey Rabbimiz ! Biz kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, hiç şüphesiz kaybedenlerden oluruz!” dediler.’’ A’raf,7/23 deme zamanı.

16 Ocak 2014 de son ikaz olarak bir yazı kaleme almıştım.

Yazıma bu hareketin Şubat 1978 yılında çıkan dergisinin kapağımdaki M.Akif Ersoy merhumun sözünü başlık yapmıştım.

MERHAMETİN YOK DİYELİM NEFSİNE, MERHAMET ETMEZ MİSİN EVLADINA: http://www.cemilpasli.com/sosyal/merhametin-yok-diyelim-nefsine-merhamet-etmez-misin-evladina

Şimdi bu yazımızda er/geç gideceğimiz ahiret hayatına geçmeden yapmamız gerekenlerle alakalı.

Feğtebiru ya ulul elbab: İbret alın ey akıl sahipleri.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank