content 1977 Trabzon doğumluyum/evli ve bir çocuk annesiyim. yerel bir gazetede ve İnternet bir edebiyat dergisinde yazılar yazıyorum. k.t.u mezunuyum.
19 Ağu

Söz… İnsan… Zaman…

Söz insanı anlatan kelimeler birliğinin, kalbe asılığı kaldığı idamlık insan gibidir. Zamana boyun eğmeden yaşamak isterse, bir yerlerde bir çakıl taşı anına takılır ve düşer.Yaratılanı olduğu gibi kabul etmek ve ömrümüze ikame ettirmek zorundayız. Keşkelerin yansımalarından kurtulmak ve doğru yürümek için. Yaratılanı yaratandan ötürü halk edilidiği bilgi üzerine yaşamanın bedeli ebedi hasbihaldir.

"Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar."

MEVLANA

Aynalar arkasında saklanan tüm çirkinlikler, bir cam buğusunda güzelleşince, gönüllerde maviler yeşile çalar ve direnen aşklar firara adım atarlar sonu gelmeyen bir çıkmazın görünmeyen yansımasında.

"Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız."
KONFİÇYUS

Ziyan edilen sözler, nafile bir dürtüyle sarfedilirken umudun bittiği noktalarda, çığırtkan iki lakırtıya kurban edilirler, hiç anlam vermedikleri bir anda. Beşerin hassasiyetine yakın haddisizlikle, kardeş davranışların hakimiyetsizliği kırılganlıklarla vurur alemi saadet sahillerine. Muhabbetler gönül almayan, gönül verilmeyen ve gönle konmayan anlarda dudaklardan çıkan tutarsız sözlerde gaflet içinde ziyana uğrarlar.

"Hayatta hiç hata yapmamış birisi zaten hiçbir işe başlamamış demektir."
HENRY FORD

Bir akrep masalına dönen hayatlar kıyameti bekleyerek, sürüne sürüne kendi etrafından gidişlere mahkum eder, yaşanmışlıklarını.

Kendini aşamayan bir akrep, kendi dairesi içinde bir gün mutlaka kendine zarar verir, bir kısır döngüdür, bu onların hayat felsefelerinde. Kendini zehirleyerek onurunu kurtarmak. Japonların Harakiri gafletine benzer bir adım vardır , düşünemeyen ama algılayan bir hayvanın hayatında. Oysaki insani çizgide savaşlar vardır, umuda ve hayallere ulaşmak için. Zamanın insan denilen varlığı getirdiği nokta ümide kırgın, sevgisiz ve çaresizlik intizarlarıla yaşanılan bir hayat olup çıktı umarsızca.

"İnsanlar tecrübeleri oranında değil tecrübelerinden aldıkları dersler oranında olgundurlar."
BERNARD SHAW

"Ne aşktan anlayan ne sevgilerin gönlüne dokunan keremler, mecnunlar kaldı zamanımızda.
Neden ağladığını bilmeyen,
Neden kahkalar attığını anlamayan,
Neden acının yaşandığına anlam veremeyen,
Neden sevgiliye dair kalp çırpınışlarının varlığından kopan bir insan kalabalığı olduk, çıktık hayatın arsız ve dar sokak aralarında..." AYSUN GÜL

İlme yolculuklar; ışıksız ve kamili akıldan uzak, insani yaklaşımlarda soğuk buz kütleleri kadar titreten bir ayaz var artıkk.. Bir zamanlar deyip eskiden yankılanan seslerin ışıltılarıyla yaşamak yetmeyecek bir gün gelip bu yüreklere. Yanık bir beste değil mi?  Mısralarda gizlenen.

"Yapılmış şeyler üzerinde konuşmak lüzumsuzdur, geçmiş şeyleri ayıplamak da manasızdır."
KONFÜÇYÜS

Hep sevgiliye anlatılmak istenen cümlelerde, heran sevgiliyle anılan ve içlenen sözün bittiği dünlerde, ağıtları dua niyetine gökyüzüne bırakan niyetlerde, bu olmamalı yaşanması bahşedilen hayatın anlamı.

"Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar." M.K.ATATÜRK

Bu olmamalı insana verilen emanetin ellerindeki aydınlık beklentiler, solan bir güne açmadan bakışların ışıltı altındaki pırıltılarını; adaklar adanmalı ömre bedel bir hayata.

Bedeller ödenmeli sözlerin sevgiye yakın kıvrımlarına; nefesi yetesiye, soluğu kesesiye adanmalı adaklar, bir ömre bedel hayatlara.

"İnsanların yapabileceği en büyük fenalık kendisine olan güvenini kaybetmesidir."
RİCHARD BERNEDİCİl

Varlıklar, varlığın gönül yolundaki ağrıları dindirerek, yaşamayı öğrenmeli. Herkes kendi hayatının kahramanı olmalı.

"Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır."

MEVLANA Hz.'nin sözüyle sözlerime virgül koymak istiyorum. Hayata hatayla bakmadan yaşamayı öğrenmek için hataları tekrarlamadan yaşamayı öğrenmeliyiz.

selam ve dua ile.

Etiketler : , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

7 Kere Cevaplanmış to “Söz… İnsan… Zaman…”

  1. 1
    Ahmet AY Says:

    Aysun Hanım,
    Yazılarınızı keyifle okuyorum. Çok yararlandığımı da itiraf ediyorum. Ancak imla kurallarını dikkate almanız halinde küçücük teknik "gölge" tamamen kalacak ve okuma zevkimiz daha da artacaktır. Zira uğraştırıyor.
    Saygılar.

  2. 2
    AYSUN GÜL Says:

    Merhabalar Ahmet Bey,
    olumlu ve olumsuz eleştirileriniz için teşekkür ediyorum.
    Aslında yazılarımı pc'den aktarırken bir problem oluyor.bir türlü halledemediğim bir sorun.Ama elimden geldiğince daha dikkatli olmaya çalışacağım.
    Gerekirse 4 ,5 kez yazılarımı okuyup öyle yayınlayacağım.
    Ben size teşekkür ederim.
    Selam ve dua ile

  3. 3
    Ahmet AY Says:

    Eyvallah.
    Bu arada olumsuz eleştiri yok, sadece hatırlatma var. Bazen düzeltmek zorunda kalıyorum da...
    Selam ile.

  4. 4
    Uğur ÖZALTIN Says:

    Hatalarımızdan ibret alıyorsak, o hatalar bize acı ilaç gibi olur. Dilimize acılık verse de bedene sıhhat kazandırır. Hata yapmak ahmaklık işareti değildir fakat aynı hataları tekrar edip durmak ahmaklıktır.
    Uğur Özaltın

    Bu sözde benden olsun istedim. Selam ve dua ile

  5. 5
    Çapar Kanat Says:

    ‘’Yaratılanı olduğu gibi kabul etmek ve ömrümüze ikame ettirmek zorundayız.’’ Bu belki sizin kabulunüz olabilir ama somut insanın kabullendiği bir durum değildir. İnsan, yaratılanı olduğu gibi kabullenmiyor, kendine tabii kılmak için değiştirmeye, kendi arzularını gerçekleştirmek için geliştirmeye de çalışıyor. Hükmetmek, hegomanya, halifelik arzusu da yaratılıştan geldiğini kabul ediyor ise, yaratılanı olduğu gibi kabul edemiyor insan.
    Yaratılanı olduğu gibi kabul edilmesinden maksat yaratılanı olduğu gibi kabul edip affetmek veya hoşgörü manasında almışsak yine bu insan fıtratında gidip gelen çelişkiler yumağıdır.
    Yaratanın affı sınırsız, yaratılanın bir başka yaratılana karşı affı ise çok ama çok sınırlıdır. Yaratılanın yaratılanlara karşı affı, sevgisi, hoşgörüsü de farazi sınırsız olabilseydi asla kavgalar, savaşlar olmayacaktı diye düşünülür!
    ‘’ebedi hasbihal ‘’ bizim gibi Dünya’ lılara çok ama çok uzak. Yaşam arzusu ve kaygısı, çocuklar ve onların istikballeri.
    “Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar.”
    Mevlana, kendi çağından önce feylesofları okumuş birisidir. Sezgi,akıl,mantık diyalektiğini bilir. Evet, aklımızı, mantığımızı bir kenara bıraktığımız da davranış, düşünüş silsileleri her bir tarafa uçar!
    “Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız.”
    Sözcüklerin gücünü anlamak için o sözcükleri bilmek, anlamak gerekir. Anlamak için okurken, dinlerken düşünmek gerekir. Anlatılanlar, konuşulanlar, güçlü sözcük ve cümleler ne kadar güçlü olurlar ise olsunlar karşısındakinin anlama kapasitesi ile sınırlıdır. Bu sınırı genişleten okumaktır. Okumak ilimdir. Okunanın üzerine düşünmek de ilimdir.
    Hata-Tecrübe
    Maddi hayatta hatalardan ders almanın bileşkesi olarak tanımlanır tecrübe, biraz devrik cümle kurmuş oldum ama affediniz!
    Ama maneviyatta hatalardan ders alınmaksızın tekrarlanan hatalara tecrübe oluşturmuyor mana ikliminde ve her hata binlerce kez tekrarlansa da yaratanın affına sığınılıp tekrarlanıyor, binlerce kez bir hayatta tekrarlansa da tecrübe maalesef olmuyor. Herhalde affeden büyük de ondan.
    Maddi dünya’ da ise affetmeyenler küçük!
    Amacım ne yazdıklarınızı tenkit etmek ne de tamamlamak. Bana yazdırma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.
    Çapar Kanat
    Çiftçi- Çiğ Süt Üreticisi

  6. 6
    Aysun GÜL Says:

    hayırlı geceler
    hata yapmak ahmaklıktır ,cümlesi pek hoş bir cümle olmadı.
    İnsan yaratılışı itibariyle aciz ve her an hataya düşebilecek noktadadır.Nerde ,nasıl ,ne olacağını ve bizlere neyin hayır, neyin kötülük getireceğini çoğu zaman bilemeyiz.
    ikilemlere düşmek hayatımızın her anında olabilir.
    ne kadar plan yaparsak yapalım planlarımız sapmam olasılığı çok az.
    insan hata yapar ve hatalarından ders almayı da bilirse her defasında olgunluk basamağının bir üstüne çıkar.Akıl kemale yanlışların farkına vararak erer.
    hayat her zaman hatalara gebedir.Düşünerek yaptığımız işlerde bile bir yerlerde düşeriz.Ama güzel olan şey hayatın düştüğümüz yerinden devam edebilme gücünün de bize verilmesidir.
    tabi ki bu sizin fikriniz..LAKİN! okumak anlamak değildir.Okumak önce bakmak,bilmek,tanımlamak ve anlamak ve yargılamak yada benimsemekle sonuçlanan bir bütündür.
    Eleştiride hoşgörüden yanayım.kişileri hatalarından dolayı yargılaya hakkına sahip değiliz.
    "Hoşgörü ya hepimiz için iyidir, ya da hiçbirimiz için iyi değildir. "Edmund Burke

    ve komik olan biz kendimizi onun verdikleriyle az hata yapan olarak gördükçe hata yaptığımızın bile farkında değiliz.yaradan bizi her affettiğinde biz hatalara düşmüyor muyuz.peki hangi ayetinde ahmaklığından bahseder yanlışa düşenlerin..

    "Herkes hata eder Hata edenlerin en iyisi tövbe edendir"
    hadisi şerif
    peygamberimizin bu hadisi bana göre noktayı koyar bu konuda
    selam ve dua ile

  7. 7
    Aysun GÜL Says:

    Sayın Çapar bey tabi ki yazacaksınız okumanız ve okuduklarınızdan getirdiğiniz cümleleriniz ve yorumunuz bana onur verdi.
    Hepimiz aynı düşünmek zorunda değiliz.Ülkemiz gökkuşağı gibi tüm düşünceleri kucaklayan bir özgürlük memleketi..
    selam ve dua ile



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank