content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

04 Eyl

Soğuk Savaş Mantığı Dağlırken

Savaş küreselleştikçe ve canımızı yaktıkça, soğuk savaşın etkileri dağılacaktır.
Günümüz gençleri, Soğuk Savaş nedir pek bilmezler. II. Dünya Savaşı bitmiş, Avrupa ve Rusya savaşın tüm sıkıntılarını yaşamış, II. Dünya Savaşından en karlı çıkan ülke; kendi ülke toprakları içinde savaşı yaşamayan Amerika olmuştu.
Türkiye savaşa girmediği halde, Amerika’nın dünya çapında yürüttüğü anti komünist propagandanın öyle ağır etkisinde kalmıştır ki, 1952’de kendini Amerika’nın kucağında bulmuştur.
Elbette Amerikan Mandacılarının bu işte önemli katkıları olmuştur.
O gün bu gündür, her önemli siyasi olayda, Türkiye Amerika’nın ilk destekçileri arasında yer almıştır.
Derdim tarihi yeniden hatırlatmak değildir. Amerikan Mandacılığı, ya da bağımlılığı, öyle bir günde, çabucak gerçekleşmiş bir olgu değildir.
İfade etmeye çalıştığım, Amerikan bağımlılığı bir günde olmamıştır.  Bir günde de çözülmez.
Bağımlılık NATO ile başlamıştır. Sanki uluslar  arası bir güvenlik kuruluşu gibi önümüze konulan NATO, Amerika’ya bağımlılığın en sıkı düğümünün atıldığı noktadır. İncirlik Üssü soğuk savaş döneminin zehirli meyvedarından birisidir.
Amerika’ya askeri bağımlılık, siyasi bağımlılığı beraberinde getirmiş, arkasından, kazak örer gibi diğer düğümler atılmıştır.
Bu bağımlılığın getirdiği kurumlar ve kuruluşlar oluşturulmuş, küreselleşme saldırısıyla beraber de, tüm kamu malları çok uluslu şirketler tarafından yağmalanmıştır.
1980’li yıllardan sonra, ulus devletimizin, çok uluslu şirketler vasıtasıyla dağıtılma sürecine girilmiştir. Bu süreç, bir yandan da, işbirlikçi kadrolarını oluşturmuş, belli bir kitle tabanına sahip olmuştur.
Aşırı bağımlılığın getirdiği Amerikan alışkanlığı; ülke yönetimini belirleme yetkisini  kendinde gören ABD, her kriz döneminde bir iktidar formülü ortaya atmış ve o formül etrafında iktidarları, hep ABD belirlemiştir.
Amerikan formülleri ile oluşan hükümetleri, belli bir kitle tabanının destekliyor olması da, ABD’nin kriz dönemlerini kolay atlatmasına yardımcı olmuştur.
Adını ettiğimiz bu kitle tabanının, çelik çekirdeğini, hep dinci siyasiler temsil etmiştir. Her seçim dönemlerinden sonra gelen hükümetler, kendi kadrolarını yerleştiriyorum diye, Cumhuriyet karşıtı, laiklik karşıtı Amerikan yanlısı kadroları yerleştirmişlerdir.
Ancak Amerika’nın bitmez tükenmez talepleri hep var olmuştur. Son Amerikan talebi olarak, üniter devletin tasfiyesi gündeme gelince, ülkeyi yönetenler, bu talebin karşılamasında zorlanmışlardır.
Zaman kazanmak için Açılım Süreci gibi, ulus devleti daha da zaafa düşüren süreçler yaşanmış, sonunda, Amerika’ya karşı ülkeyi savunmanın dışında başka bir çıkışın olmadığı, hem iktidarlar hem de yönetimler açısından kaçınılmaz bir görev olmuştur.
Halkımız bir düşünce dünyasından çıkıp, başka bir düşünce dünyasının içine girecektir. Halkımızı bundan böyle, Amerikan bağımlısı odaklar değil, olaylar eğitecektir.
Olayların eğittiği yeni ve ülkesini savunan kitleler ortaya çıkacak, kurtuluşun önderliğini onlar yapacaklardır. Öteden beri Amerika’ya karşı mücadele edenlerin, mücadele deneyimi, bu kitlenin oluşmasında önemli katkıları olacaktır.
Önümüzdeki süreç; NATO düğümünü çözme sürecidir. Bu düğüm çözülmezse, diğer düğümlerin çözülmesi imkânsızdır.

Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr

Etiketler : , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank