content 1977 Trabzon doğumluyum/evli ve bir çocuk annesiyim. yerel bir gazetede ve İnternet bir edebiyat dergisinde yazılar yazıyorum. k.t.u mezunuyum.
04 Eki

Şikayetname!

Bir isyan var! Yüreğimin akıl almaz kıvrımlarında, dünyaya karşı. Anlaşmazlıkların sürüm sürüm süründüğü çeyrek asırlık her anlayışa, her düşünceye, her fikre ve insana insanca yaşamaktan uzaklaştıran her’lere isyandayım! bu saatlerde.

Hayatımızı hangi noktalarda, mahvettiğimize bakmalıyız arttık!

Bıkmadan, usanmadan yaptığımız savaşlardan çıkmalıyız, artık!

Keşkelerin sardığı endişelerimizi yıkmalıyız, artık!

Son noktaya varacağız diye ömrümüzü heba etmekten vazgeçmeliyiz, artık!

“Aykırıyım aykırılıkların arsız haykırışlarında

Yumruk gibi firari bir dev var içimde

Ben öte benden özgür benden bencil

Bana gebe koca bir ben var yüreğimde.” AYSUN GÜL

Yanlış öğretilerin insan aklına getirdiklerine, sarmaş dolaş sarılmaktan zevk mi alıyoruz? bilmiyorum ve anlamıyorum ve de anlamak istemiyorum. Galiba anlıyoruz ama nasıl istiyorsak öyle düşünüyoruz. Ve doğrularımızı düşündüklerimize göre betimleyip, öyle yansıtıyoruz yaşadıklarımıza. Hislerimizi ve hislerimizin yönlendirdiği davranışlarımızı, düşünmeden anlık hareketlerle, düşüncesizce yıpratıp, yarı yamalak bir alem de yol alıp gidiyoruz.

Hayatımız eleştiri olmuş, kimsenin kimseyi gerçekten ama gerçekten, dinlediği anladığı yok. Dinlenmeyen bir cümle anlaşılamaz, tabi. Çocuklarımızın kitaplarında, daha ilköğretimle başlayan eğitimlerinde; dostluktan, kardeşlikten, saygıdan ve sevgiden bahseden cümlelerle dolduruyoruz. Lakin bu kitapları onlara anlatırken acaba, biz ne kadar uygulayabiliyoruz? İçimdeki ses bana haykırıyor hayırrrrrrr uygulayamıyoruz, diye.

“Sosyal antipati rüyaları alacakaranlığa sürükleyen

Yalan ve hayali izlerini saniyelere süren

Kan dökülen ekolojik bedenleri irdeleyip

Sürgüne yollayan garipsel dürtülerin aymazlığında.

Sözlerin bittiği noktayı sözle devam ettiren

Kültürel bağnazlığın tutmayan kelimelerinde

Kısır olan döngülere kısır dönen.” AYSUN GÜL

Toplumsal çözülmeleri yaşadığımız bu zaman da, kişisel çözülmelerin çözülünürlük noktasında, çözülme hassasiyeti sıfır bile değil. İsyan ediyorum artık! Her şey bencilliğimizle çevrili. Bildiğini sanıp karşısındakine bilmediği halde, bilirmiş muamelesi yapan beyinlere, deliriyorum artık! “Adı neydi onların ukalaydı galiba. Adı bende saklı bir tabiri daha var bunun ama söylemek istemiyorum, komik ve acımasızca bir bilir kişilik psikolojidir onların ki.

Özrü kabahatinden beter, bir çizgi üzerinde herkes birbirine, akıl verirken nedense akıl almaktan hoşlanmıyor hiç kimse. Ülkem de ve dünyada yaşananlar, benim aklımı da, kalbimi de yıpratma noktasına getirdi.

“İç yaralarımda yangınlar azmakta,

azımsanmayacak kadar.

Daralan kitlesel afakanlar önüme düştü

Üzerinde tepinmek istercesine

Ayaklarımda acının adı saklı.” AYSUN GÜL

Sana ne diyebilirsiniz! Ama sana ne ve bana ne dediğimiz için, dünyamızı karanlık bir geleceğe sürüklüyoruz.

Bakın, mevsimlere ne hale geldiler? Dengesizce bir süreç içinde iklimleri, bile kaybettik. Yağmur ne zaman yağsam diye bekliyor? ama atmosferde yığılan dünyevi mikroplar yüzünden, bulutlara yaklaşıp da yağamıyorlar, bile. Ormanları salladık, ağaçları payladık, nehirlerin ve göllerin etrafına doğal güzellikleri görün ve paralarınızı da bırakın diye evler yaptık. Kirletilmedik yer bırakmadık dünyada.

Savaşlardan geçilmeyen bir dünya yarattık, şeytana gerek kalmadan. Kötülüklerin anasını hep birlikte baba haline getirip; ne kardeş bıraktık, ne dost, ne de saygı duyan bir düşman âlemi seyirde.

“Kan kokar sokakları yüreğimin

Bedenimde saldırgan bir kaçış var

Avuçlarıma sığınan bir ayalık sevgiden

Kalmayanlar caddesine bıraktım.

Sevişken harflerin terleyen kelimelerinde

Arzulayan cümlelerin hikâyelerini

Sereserpe rüyalarıma uzattım.” AYSUN GÜL

Filistin’de ki çocukları yaktılar yağmaladılar ve bitirdiler. Hayatlarında bir kez olsun sokakta endişesiz yürüdü mü? Acaba! Gazze topraklarında ki çocuklar. Doğru Türkistan kan ağlıyor, yıllardır minicik rüyalarına eziyetler ve acılar girdi, her zaman. Afganistan karışık buhranların selamında inlerken, Afrika hala aç kaderi hiç değişmedi. Değişmeyen talihiyle ırak yansıyor perdeye, bizi de görün diye. Orada ki çocukların, artık aklı karışık biz neydik? Ne olduk? Ya da ne olacağız sorularıyla?

Ülkemizdeki şiddet yangın yeri gibi sokaklar da, ve evlerimiz de. Aile kavramı anlamını yitirdi, yitirecek. Çarpık ilişkiler ve çarpık psikolojiler, dizi antolojisi karakterle çileden çıktı, artık, yada bunu yapmak isteyenler başarıya ulaştılar, perde arkasında gülmekle meşguller bu halimize.

Sosyal ve kültürel yapısı zedelenen milletler, gelişmekte olan milletler adıyla, kendilerini kandırmaktan başka bir şey yapmıyorlar artık. Gelişiyoruz dedikçe gelişmenin yapay moderniz mi altında tükenip, isyanlardayım’ı oynuyorlar.

Hastanelerde sıkıntı yok deniyor, herkes yine söyleniyor yanlış uygulamalar yüzünden. Hemşireler yine bildiği okuyor, isyanlardayım hastaya iğne vurmaktan aciz sağlıkçılara. Ya doktorlar, ilaç yazmaktan başka ne yapıyorlar (lafımı üzerine alacak olarak alsın diyorum..)isyanımlar’dayım, hastaya parmak ucu bakan çare mümessillerine. Ya öğretmenler, kadroyu alana kadar, ya da atanana kadar; ağlayıp, sızlayıp nerede görev verilirse, gideceğim deyip; atandığı ilk günden köyden kaçmaya çalışmasına ne demeli. İsyanlardayım eğitimde ki eğitimcilerin, gafları karşısında.

“Gün yüzüne gün devşirilmiş gün düzine

Ama birkaç bakış derilmiş gün yüzüne

Gerçek üstü hayallerin kanatlandığı

Çırılçıplak hayallerin gül yüzüne.” AYSUN GÜL

Politika yapıyoruz diye, mecliste koltuklarında oturan umut tacirlerine de ayrıca, isyanlardayım. Savaşın kanlı ellerine, barışçıl çabalarını tüm dünyadan esirgemeyen İsrail ve ABD’li merhamet kuşlarına, Avrupa’da ve Türkiye’de muhtaçlara yardım edeceğiz, diye onları sömürenlere, yardım dernekleri adı altındaki, vakıfları kurup arada bir kokteyl düzenleyen, sosyete kılıfına sığınanlara, televizyonlar da haber yayınlıyorum diye, oraya buraya sataşanlara, iki ayeti kerimeyle İslam’ı anlatmaya çalışan, din adına konuştuğunu söyleyen belamlar’a, yani sırtında eşek yükü kadar kitap taşıyanlara… İSYANDAYIM.

Şöhret budalası yarışmacılara, iki şarkı söyleyip kulak tırmalayanlara, kadın programı yapıyorum diye milleti birbirine katanlara, sabah sabah vur patlasın çal oynasınlı samimiyetsizliklere, evlendireceğiz sizi deyip insanlardan prim yapanlara. Dünyayı kirletenlere, bende dahil parfümleriyle atmosferi mahvedenlere İSYANDAYIM..

VE RUHUMDAKİ İSYANLARIN MÜŞTEREK FİRARINA İSYANLARDAYIM. HAYATIN TADINA VARIPTA GÖÇÜP GİDENLERE İSYANLARDAYIM. FİKRİYLE BAŞKA ZİKRİYLE BAŞKA KONUŞANLARA İSYANLARDAYIM. SURETİ BİNBİR ÇEŞİT SURETSİZLERE İSYANLARDAYIM. İNSANLIĞI İNSANLIKTAN, İNSANCA YAŞAMAKTAN, İNSANCIL OLMAKTAN KOPARANLARA, İSYANLARDAYIM..

SELAM VE DUA İLE

Etiketler : , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank