content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

09 Haz

Seçim Bitti, Sorumluluk Başladı

Hep “eğri oturup doğru konuşalım” deniliyor ya, bir kere de olsun; hem doğru oturup hem de doğru konuşmayı deneyemez miyiz? İllaki bir yerde bir yanlış, bir eğrilik bırakmak zorunda mıyız?

Gelişmek ve daha fazla meyve vermek isteyenler, budanmaya katlanmalıdır. İnsanlar için en ideal budama ise, fazla ve gereksiz sözlerden kaçınmaktır. İlerlemek; kendinden uzaklaşmak değil aksine kendi tarih ve kültürüne saygı duyarak asrın gereçlerinden de yararlanıp istikbale doğru yürüyebilmektir. İnsanlar sadece kendilerini düşünmeye başladılar mı farkına varmadan; en yakınındakileri dâhil hiç kimseyi fark etmemeye ve hatırlamamaya başlarlar. Bu da insanı yalnızlaştırır. Tabiri caizse insan, mahpus hale gelir.

Görünmeyen duvarlarla örülü hapishanede olmak, duvarı örülü hapishanede olmaktan daha zordur. Ne acıdır ki bazı insanlar, dar bir hapishaneden daha geniş bir hapishaneye tahliye olduğunda özgür kaldığını sanır.

Bir süreci her yönüyle okumadan bir karara varmak ve hüküm vermek ne kadar doğru ve isabetli olacaktır(!)

Seçim süreci bitti.

Bu sıradan bir seçim değil, bir sürecin neticesidir.

Peki, hangi sürecin?

Türkiye'nin daha da demokratikleşmesi, hukukun egemen olması, özgürlüklerin önünün açılması, eşitlik, normalleşme, istikrar ve barış ortamının idamesi, denetlenebilirlik vs.

Şimdi tüm bunları bir yana bırakıp koalisyon ve ittifak yapmayarak otorite boşluğundan ötürü oluşacak istikrarsızlığa, ekonomik vb. kargaşa ve kaoslara vesile olabilecek her türlü tavır ve söylemin bedelini bugün bu tabloyu karşımıza çıkaran halklar, yine bu siyasi partilere ödetebilecek kabiliyet ve ferasete sahiptir. Bunu hiç bir siyasi algı ve oluşumun unutmaması gerekmektedir.

Halkın tavrı, Halik’in kalemi gibidir.

Unutulmamalıdır ki halktan uzaklaşan Hak'tan da uzaklaşır, Hak'tan uzaklaşanlar; yapay ve geçici huzurdan başka hiçbir şey elde edemezler.

Birbirine hakaret ederek siyaset yapan ve halka uzlaşıyı anlatan siyasetçilere, halk da oyunu kullanarak nazik ve naif bir tavırla; mecliste uzlaşmaları gerektiğini söyledi. Uzlaşı içinde yaşayabilmeyi başarabilen halklar, uzlaşmayı başaramayan vekillerinden vekâletlerini alabilecek salahiyettedir.

Bu bağlamda her parti yükseliş ve düşüşünün sebeplerini değerlendirmeli ve dikkate almalıdır. Ayrıca çıkan tablonun bir netice olduğu ve bu netice üzerinden halklar adına siyaset yapanlara bir mesaj içerdiği gerçeği de göz ardı edilmemelidir. Bununla beraber her siyasi oluşum, halkların bu net mesajını net olarak anlamalı-almalı ve ona göre kendini, yaptıklarını ve yapacaklarını gözden geçirmelidir.

Şayet Öcalan yarın çıkıp da "Türkiyelileşme ve Büyük İnsanlık için" sloganıyla oy almalarının bir gereği olarak oylarını aldıkları halkların huzuru, selameti, istikbali, refahı ve Türkiye'nin daha da demokratikleşmesi, hukukun egemen olması, özgürlüklerin önünün açılması, eşitlik, normalleşme, denetlenebilirlik, istikrarın sürdürülebilirliliği, barış ortamının devamlılığı yeni anayasa vs. için HDP'ye AK Parti ile koalisyon kurmanız gerekiyor derse, koalisyon yapmayız diyen HDP eş başkanları ne diyecektir?

Zaman hamasi davranma zamanı değil, sorumluluk bilinciyle davranma zamanıdır.

Koalisyon demek birbirine tuzak açmak, birbirinin kuyusunu kazmak, birbirini suçlu çıkarmak demek olmadığı gibi bir olmak, aynı olmak da değildir. Koalisyon demek asgari müştereklerde orta yolu bularak demokratik çerçevede şeffaf, doğru dürüst bir şekilde sorumluluk alarak halklarının yaşam ve özgürlük standardını yükseltebilecek bir anlayışla yönetimde ortak kararlar alabilmeyi başarabilmektir.  Şayet bu temel ahlak ve felsefe ile olacaksa bu koalisyon bir rant koalisyonu değil halkların istikbali adına sorumluluk alan bir koalisyon olacaktır.

Seçim bitti, artık başımızı kaldırıp coğrafyamızda, yanı başımızda gelişen gerçekleri görmeliyiz. Duygusal ve hamasi davranılmamalı, aksine sorumluluk hissiyle davranılmalıdır.

Kürd, Türk ve diğer tüm halkların eşitlik temelinde bir ve özgür olabilmeleri, birlikte yaşamalarının daha da perçinleşmesi, kazanımların kaybedilmemesi için sorumluluk alınmalıdır. Halkların huzurlu, eşit ve onurlu bir biçimde, barış içinde yaşayabilmeleri, yapılması gereken yeni anayasa ve eksik kalan demokratik reformların tamamlanması için sorumlu davranmak ve yapılması gerekeni yapmak, gösterilebilecek en erdemli tavır ve davranış olacaktır. Bu konuda cesur davranıp “Hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayarak” gerekli adımları atanlar, hem Hakk’ın katında hem de istikbalde halkın nezdinde kazançlı olacaktır.

Seçim geride kaldı. Artık zaman sorunlu davranma ve çatışmacı bir dil kullanma zamanı değil sorumlu davranma ve uzlaşıcı bir dil kullanma zamanıdır. Belki de "Proje" ile "Milli İrade"yi birbirinden ayırt edilecek olan en belirgin faktör, sorunlu değil de sorumlu bir tavır takınmak olacaktır(!)

{ OHAK-DER YKB M. Burhan Hedbi }

Etiketler : , , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank