content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

03 Nis

Şam Babası!..

Usta Yazar Bekir Coşkun; sadece yazmıyor; anlatıyor; öğretiyor!...

Öğretirken de gülümsetiyor...

Size bir özelliğinden daha söz etmek isterim: İLHAM DA VERİYOR...

"Şam Babası" O'nun güzel yazılarından birisinin başlığı...

İşte ekte okuduğunuz da O'nun ilhamının bana yazdırdığı....

Ben de beğenilerinize sundum.

Takdir sizin.

Şayet; lütfeder; bir-şeyler söylerseniz eksiği benim;

övgüler tereddütsüz Büyük Usta Bekir Coşkun'un;

Durumu bilesiniz ve teşekkürü O'na edesiniz..

Benden hepinize sonsuz saygılar...

ŞAM BABASI!..

Çocuk;

Sekiz yaşlarında;

Mezarlıkta!..

Belli ki; dolaşmışlığı çok buralarda..

Tanışı mezarlıkta gördüklerinin.. acı ortak olunca..

Farklı bir gün; bugün...

Şaşırdı önce;

Mezarlıkta; bakan amca'yı görünce.

Çocuk bu; ne bilsin; atlamak geldi içinden kucağına.. önce;

Sokuldu yanına;

Usulca!...

Haykırır gibi, fısıldadı; bakan'ın kulağına...

''Ben'' dedi; ''babamı hiç görmedim!...''

Okşamadı saçlarımı, koklamadı beni, kucaklamadı; doyunca...

Tutmadı hiç elimi;

Ben de tutmadım hiç onun elini!..

Sekiz sene önce şehit olmuş,

Ben annemin karnındayken; babam nöbetçi kulübesinde vurulmuş!...

Suçlandı bakan!.. Utandı;

Yere baktı !..

Ürktü görüntüsünden...

Yer yarılsa, yedi kat yere batacaktı;

Kızardı, yandı; ekşidi suratı;

Bulsaydı fırsatını; tören-mören demeyip bırakıp kaçacaktı!..;

Nasıl özür diler ki bir bakan; sekizinde bir çocuktan;

Yer sağır, gök dilsiz kesildi;

Lahavle çeker gibi; kurtulmak için sıkıştığı durumdan;

Sabır ve metanet diledi kendine; dualar etti; bir Hızır göndersin diye Tanrıdan!..

Bir film gibi aktı gözlerinin önünden çocukluğu;

Çınladı kulağında o ses; eski Türk filmlerinden defalarca duyduğu:

''Size baba diyebilir miyim!?''

Küçücük bir tornistanla kurtarıldı durum;;

''Baban benim bundan böyle yavrum!..''

Duygulandı; eline cebine attı; kartını uzattı!..

Ne zaman düşerse baban aklına,

Unutma;

Baban benim bundan sonra; beni ara!..

*******

Birkaç gün sonra!.

12 Tabut gördü çocuk; Al bayraklara sarılı!...

Sıra sıra...

Ve tabutların arkasından koşan çocuklar gördü;

Bitkin... ve ağlamaklı...

Birinin elinde bir yeşil yaprak; Al bayraklı tabuta yetişmeye çalışmakta koşarak!..

Betül'müş adı...

Daha öncekiler de Ayşe'ydi; Zeynep'ti; Zeliş'ti; Elif'ti...

Yoktu ki Betül'den hiçbirinin farkı!..;

Baktı; baktı..

Önde o Al bayraklı tabut olmasaydı Ve bir de Betül koşarken ağlamasaydı;

O yeşil yaprakla Betül'ü bayrama koşuyor sanacaktı!..

Yine oradaydı!..

Bakan;

Hem de ön saftaydı!..

Bir resim çizdi zihninde çocuk;

Ögesi; Bayrak!.., kalabalık!.. Tabut!..

Yerlerine yerleştirdi!.. evimizdeki resmin aynısı dedi!..

**********

Düşündü çocuk;

Farkı yok bugünün dünden!..

Kim beslenir; bunca kinden, nefretten!..., Kim tutar çanağı.. ölüme!..

Bir resme baktı; bir de Bakana;

Yakınında olsa; haykıracaktı!..

Bir tek baba yeter mi bunca yetime!..

Bakan'ın verdiği kartı çıkarttı;

Öfkeyle yırttı!..

Attı!..

Asılolan ''şambabası!'' olmak değil; babasız bırakmamaktı!..

Mehmet Halil Arık 

 

Emekli Eğitimci

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank