content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

10 Mar

Sağcı mı Olalım? Yoksa Solcu mu?

Yılarca önce… Talebelik yıllarımda… Fakültede bir arkadaşım sen neden sağcı oldun? Tipin solcuları andırıyor… Demişti.
Demek ki…
Ruhumun “anarşit” olduğu taa o zamandan belli imiş…    Kısaca,
Bir zamanlar vatan hainliği ya da sevgisi sağcı veya solcu olmakla ölçülüyordu… Şimdi ise paralel olup olmamakla ölçülür oldu.
Sağcısı ve solcusu ile yıllarca bu memleketi kurtaralım derken… Nice fidanlar kara toprağa serilirken… Kenan Evren diye bir paşa çıktı… Size mi kalmış vatan kurtarmak dedi. Gök ekini biçer gibi biçti… En büyük vatan kahramanı o oldu.
Hep hayretle düşünürüm… Öldüğünde kimse rahmet dilemedi ama… Ölene kadar da kimse gıkını dahi çıkaramadı… Sadece bir ayağı çukurda iken yalandan yere el ense çekilebildi.
Demek ki… Derim içimden… Koruyucu bir… Hatta birden çok mareşali vardı… Onca günahtan sonra koruyucusu Hz. Allah olacak değildi ya…
Şunu da merak etmeden geçemem,
Doksan yaşına geldiğinde… Ve süngüsü düştüğünde… Hiç geriye dönüp “yahu değer miydi?” Diye kendi kendine sormuş mudur ki?
Kim bilir belki de… Tüm bunları inanarak… Can-ı gönülden mi yaptı? Ve hem de ruhunu bir yerlere… Bir şeylere satmanın garip hazzını duyarak mı?
Ya da,
Hayatı boyunca sırtında taşıdığı bedellerin karşılığını böyle ödemenin ezikliğini hissederek yapmış olabilir mi? İşte o zaman öbür dünyanın cehennemine hacet kalmadı… Derim.

Ömr-ü hayatım boyunca feyiz aldığım liderler oldu… Ama uğruna deli divane olduğum (hangi kesimden olursa olsun) bir liderim hiç olmadı.
Çünkü…
Liderlerin de maddi ömrü kadar manevi ömürleri de vardır…
Öyle ya… Her ışığın ömrü ve feri gibi… Liderlerin de ışığının ferinin ve ömrünün bir haddi hududu vardır. Akülü fener değiller ki… İki de bir şarj aletine bağlayasın.
Lakin…
Ne var ki… Üzerinden nemalanmak için iki de bir şarj aletine bağlanan liderler yok değil hani. Azacık unutulmaya görsün… Adına ya bir anma merasimi… Ya da bir veciz söz icat
edilmesin.
Doğum ya da ölüm… Olmadı armağan olsun kabilinden... Bir bayram uyduralım gitsin.
Belki de,
Mahkeme duvarına önüne gelen liderin söylediği “adalet mülkün temelidir…” Yazıp altına da liderimizin o meşhur imzasını çaksak memleket hukukunu darbecilerin… Karizmatik bıçkınların elinde oyuncak olmaktan kurtarır mı acaba?
Bu memleketin sözde kurtuluşu rahmetlinin anılması, yaşatılması ile doğru orantılı… Ne kadar çok anarsan… Memleket o kadar çok kurtuluyor… Tıpkı sonradan görme dini bütünlerin gayr-i meşru kokan cümlelerine inşallah-la başlamaları gibi.
Bunlar aslında kurtuluştan çok memleketin söğüşlenmesi ile alakalı… Yani hamutu gırtlağa meze yapılmasının örtülü ödeneğidir lider… Yoksa… Kimin umurunda ki?
İşte ben buna yanarım… Aslında rahmetli bunu hak etmiyor… O aslında çok daha itibarlı itibara layık.
Hani derler ya,
Heykellerde… Ya da duvarlarda değil… Gönüllerde yaşayanlardan… Olmalı derim.
Lakin…
Gönüllere ha demeyle… Hele de dipçikle de sokulamaz ki…
…………………………..
Bir de, Şahların… Ben ki diye başlayıp… Yedi düvelin haşmetli galibi diye devam edip… Ya başına… Ya da kıçına yapıştırdığı namı ile bitirdiği mektuplarındaki böbürlenmeleri hasta eder beni.
Gerçi… Yiğit namı ile anılır derler ama… Çakma namın da kıymet-i har-biyesi olmuyor… Pek de sırıtıyor hani…
Maksat… Gönüllerde taht kurmak… Terk-i dünya ettiğinde de gönüldeşlerinin arasında yatmak… Gönül kırdıklarına bir başına yalınız tepeden bakmak değil.  Yoksa…
Kötü örnekleri seksen yıl da geçse… Bu milletin başına bela kesiliyor… Ve daha da çok kesileceğe benziyor.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank