Sabreden Derviş!
Biraz geçmişe dönelim.
20 yıl öncesine…
Kendimize göre, hızlı gazetecilik dönemiMemleketteki ‘yanık’ kokularının peşine takılıp;
Yapılacak haberlerle isim duyurmak hevesi.
Bir başka deyişle…
Araştırmacı, soruşturmacı habercilik.
* *
O günlerde…
Şimdiki gibi internetten sahte isimlerle, her türlü bilgi aktarma yerine…
Ortaya belgeler konur, haber öyle yazılırdı.
Ayrıca…
Adliye’de Basın Savcılığı vardı.
Her haber takip edilir.
Muhabir makama çağrılır.
Bilgisi, belgesi istenir, ifade alınır.
Duruma göre dava açılırdı.
* *
Olayımıza gelince…
İzmir’in bir belediyesinde dedikodu başlar.
Farklı imar uygulamaların yapıldığı, özellikle merkezi semtlerde aynı parsele değişik imar durum belgeleri verildiği söylenir.
Nitekim iddianın belgeleri önümüze konur.
Bir şahsın parseline, aynı tarih, aynı sayı numara ve aynı imzayla birden fazla imar durumu belgeleri hazırlanmıştır.
Hangisini istersen al…
İstersen bahçe mesafesi 5 metre çekmeli, ister 3 metre veya hiç çekmesiz.
Tercihi mülk sahibi yapacaktır, gönlüne göre!
* *
Haber “Şeytan planı” başlığıyla yayınlanır.
* *
Somut belgeler, dönemin belediye başkanına gösterilir.
Başkan sözde şaşırır, tepki koyar:
“ Eşeği kaybettirip, buldurmaya benziyor”
İlgili müdür personeli suçlar:
“Arşiv kontrolsüz, giren-çıkan belli değil”
İdari soruşturma açılacağı söylenir.
* *
Başka imar konularından…
Soruşturma değil adli dava açılır.
Başkan ve müdürü birlikte “rüşvet almak- vermek “ iddiasıyla yıllarca yargılanır.
Zaman aşımı ve genel afla davaları düşer.
Başkan bir daha seçilemez, müdür kızağa çekilir.
* *
20 yıl sonra…
O Müdür yeniden göreve gelir.
Sabır dediğin budur…
Varsa becerin, birileri seni bulur!
********************************
Erdal İZGİ/11 Mart 2010
