content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

04 Ağu

Rum Okulları, Fener Patrikhanesi’nin İleri Karakoludur, Açılmamalıdır. (II)

13) Bütün Rum ustaları kesinlikle Türk çırakları kullanmayacaktır. Politik düşüncelerle bir Türk çırak almak gerekirse Rum usta, Türk çırağı bir hizmetçi gibi kullanacaktır.
14) Bütün bu kurallar gizli olarak yapılacak, kurallara uymayanlar hemen aforoz edilecek , kredileri kesilecek ve Rum toplumu arasından kovulacaktır.

19. asırdan itibaren Türkiye’ye yoğun olarak girmeye başlayan Avrupa sanayicileri Osmanlı İmparatorluğu’nda tabii olarak ilk etapta gayri Müslim tebaa ile ticari ilişkilere giriyordu. Avrupa burjuvazisinin sermayesi ile birlikte 1789 Fransız ihtilali sonrası Avrupa’da gelişen milliyetçilik duyguları bu tebaaya nüfuz etti. Bu ideoloji gayrı Müslimleri özelliklede imparatorluk bünyesinde Türklerden sonra ikinci kalabalık grup olan Rumları doğrudan etkilemiştir.

Ayasofya Kilisesi’ndeki resimler Fatih Sultan Mehmet (2. Mehmet) tarafından üzerine sürülen badanaların altında kendilerini nasıl muhafaza etmişse Hıristiyan gayrı Türk tebaa da Osmanlı Devleti’nin hakimiyeti altında öyle kalmıştı.
Nitekim yıllar süren isyanlardan sonra 1830 yılında gelindiğinde İngiltere, Fransa ve Rusya’nın desteğiyle Mora ve civarında bağısız bir Yunanistan devleti kuruluyordu.

Fener Rum Patrikhanesinin hayalini kurduğu Megal-i İdea dediğimiz Büyük Yunanistan hayali sınırlarını taa İskender’in dolaştığı toprakları içine alacak kadar büyüktür. Kaldı ki İskender Yunan asıllı olmak şöyle dursun Yunanistan’ı baştan başa çiğneyip geçmiş bir Makedonyalıdır ( aslen Arnavut’tur) oysaki yunanlılar tarihte bir gün bile Makedonya’ya sahip olamamışlardır. Yine esasen Yunanlılarla hiçbir ilgisi olmayan doğu Roma demek olan Bizans’a gayrı meşru çocuk gibi bağlanmayı ifade eden “Megal-i İdea” Yunan şarlatanlığının eserinden başka bir şey değildir.
Gene aynı şekilde Rum Patrikhanesine doğrudan bağlı Trabzon Metropolitliğini gayretleri ile Karadeniz’de Pontus devleti ihya edilmeye çalışılıyordu.

Karadeniz’e “Pont Oksen” denilmesinden yola çıklarak miladın 65 senesine kadar devam etmiş bir Pontus adında Rum devletinin olduğu öner sürülmektedir. Esasında bu devlet Yunanlılar tarafından değil İran Şehinşahı Birinci Dara tarafından kurulmuştu. En meşhur hükümdarı Mihridat olup “adalet güneşi” demek olan bu Farsça ad dahi bu devletin Rumlukla lakası olmadığını ispatıdır. Esasen Rum olsa bile unutmamak gerekir ki bu söz Roma’da bozmadır . Yani Rum Grek demek değildir. Doğu Roma yani Bizans halkını ifade eder.
II 1.Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı Esnasında Fener Rum Patrikhanesi:
İstanbul Fener Rum Patrikhanesi , Mondros Mütarekesinden sonra İtilaf kuvvetlerine hitap eden bir beyanname neşrederek Türk Vatanın İşgal edilmesini istemişti.
1 Eylül 1918’de yayınladığı bir başka beyanname ile Yunan Ordusu’nun Türklere karşı muzafferiyetlerini överek yerli Rumların filen Yunan ordusuna katılmasını emretmiştir. Mütareke yıllarında Patrikhane kararıyla Türk topraklarındaki Rum okullarında Türkçe okutulması yasak edilmiştir.

VENİZELOS’UN SÖZLERİ
“Bana verilen ve daha sonra da bazı tecelli yatı ile hakikate tamamen intibak ettiği de tespit edilmiş olan teminata göre , Memalik-i Osmaniye’de mevcut ve Rumların meskun bulunduğu bir cümle küçük, büyük şehirler ve kasabalardaki kiliseler ve Rum mektepleri , tamamen birer silah deposu haline getirilmişlerdir. Bu sonuç için o bölgede yaşayan Rumlar büyük bir cesaret ve basiret göstermişler ve Türklerin mabetlerine olan hürmet ve mahalli mekteplere bahşettikleri dokunulmazlıktan istifade etmişlerdir. İzmir işgaline takaddüm eden günlerde İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’nden gelen bir heyet gelip beni gördü. Karadeniz sahillerinde müstakil bir Rum devleti kurmak için derhal faaliyete geçmek kararında bulunduklarını , milis alaylarını harekete geçirmek için sadece Yunan zabitlerini beklemekte olduklarını bana iblağ etti. Heyetin sahip oldukları serveti öğrenince miktarı beni hayrette bıraktı. Kendilerini sahip olduğu altının mevcudu o anda Yunan hükümetinin sahip olduğu altın yekunundan fazla idi.”
NUTUK
“Bundan başka , memleketin her tarafında , anasırı Hıristiyaniye hafi, cel, hususi emel ve maksatlarının temini istihsaline , devletin bir an evvel , çökmesine sarfı mesai ediyorlar.

Bilahare elde edilen mevsuk malumat ve vesaik ile teeyüd ettik ki , İstanbul Rum Patrikhanesinde teşekkül eden Mavri Mira Heyeti vilayetler dahilinde çeteler teşkil ve idare etmek , mitingler ve propagandalar yaptırmakla meşgul. Yunan Salibi ahmeri , resmi muhacirin komisyonu ; Mavri Mira Heyeti’nin teshili mesaisine hadim. Mavri Mira Heyeti tarafından idare olunan Rum mekteplerinin izci teşkilatları , yirmi yaşını mütecaviz gençler de dahil olmak üzere her yerde ikmal olunuyor.”(Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, I,Ankara, s. 2)
Gene Nutuk’ta bu heyetin doğrudan Venizelos’tan talimat aldığı ve liderinin Patrik vekili Droteos olduğu ve İstanbul Patrikliğinin ve Yunan Konsolosluğu’nun silah deposu haline getirildiği anlatılmaktadır. (Mustafa Kemal Atatürk , NUTUK , III , (belgeler) 1.)
(YARIN DEVAM EDECEĞİZ)

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank