content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

27 Haz

Ramazanda Trilyon Kazanan Hocalara Mertçe Teklifimdir!

Şeytan, insanları tuzağa düşürmek için, ‘para, kadın ve güç’ dokusundan bir ağ örmüştür.

Ölümden korkma!

Savaştan cayma!

Ve sakın gecikme!

Hukukun üstünlüğüne inan!

Ve hatada ısrar etme!

Allah’ın izniyle en küçük bir tehlike izine dahi rastlamayacaksın…

Değerli okurlarım!

Çok ilginçtir ki, hepimizin bildiği Borsanın simgesi buzağıdır.

Bunu inançlıyım diyen bazı din bezirganlarının çoğu bilmez bilemezler!

Çünkü yaşadıkları geleneksel din, Emevi’nin, terz yüz ettiği kendi heva ve hevesleri için uydurdukları uyutucu drajelerden ibarettir. Nedenlerin hiç önemi yok diyerek, sonuçları ele alarak mevcut noktaya doğru yolculuk etmek bu konuları asla çözmez!

Yaşıyoruz!

Ancak yaşamdan anladıklarımız aynı değil.

Her birimiz farklı mecralara sürüklenmiş durumdayız.

Zihnimizde oluşturulan duvarlar arasına hapsettiğimiz kavramların gerçek nitelikleri ile ilgilenmeksizin, sadece ezberletilenleri yaşıyoruz. Körleştirilmişiz, hem de alabildiğince basiretsiz bakan gözlerle donatılmışız.

Kim tarafından mı?

Doğuştan itibaren bizleri belirli paradigmaların esaretine iten “Sulandırılmış Derin Din” tarafından.

Mesela: Sizce Kur’an’daki "Atalar dininden dönmek’’ teriminin gayesi nedir?Ataların ve Ecdat kabullerinin tevhitle çelişenlerini reddederek, gerçek öze yönelmek ve yüz tutmak. İşte Kur’an bu kişilere "Hanif” diyor.

Hanif, ata ve ecdat kabullerinin yaptırımlarını göze almak sureti ile,çoklaştırma bölücülük psikozuna rest çeken, ilahi hükmün niteliklerini yaşayan kişi demektir.

Kur’an’ı duvarlara asıp, emevi elitlerinin kurguladığı sömürü ve talan sistemi içerisinde dinini yaşadığını iddia eden yalancıların hali, Kur’an’daki “Altın Buzağı” örneğine çok benzer. “Musa'nın kavmi, onun Allah'la konuşmaya gidişinden sonra, süs-ziynet eşyalarından oluşmuş, böğürebilen bir buzağı heykelini ilah edinmişti. “Görmediler mi ki, o onlarla ne konuşabiliyor ne de kendilerine yol gösterebiliyor? Onu benimsediler ve zalimler haline geldiler.” (3/148. )

Günümüzün çoğu din güruhları bu ayetteki "buzağıya’’ dikkat çekerler. Esas mesele, buzağının materyalidir. O materyal ise "altın’’dır. Yani vurgulanan, altın ve paraya tapınan toplumlara karşı oluşan yaptırımdır. Altın ve paraya tapan bir sistemin, küresel kapitalizm bünyesinde kalmak sureti ile "Müslüman’’ olduğunu iddia eden ve dinimi yaşayamıyorum, özgürlük ve demokrasi istiyorum diyenlere sormak lazım.

Ya sizin dinden haberiniz yok ve kafanıza göre bir din uyduruyorsunuz, ya da yalancısınız… Kur’an, altın yığan, sermayeyi kendi bireysel çıkarları için kullanan, adil paylaşımın karşısında olan, meta’yı bir amaç haline dönüştüren, emek ile çelişen bütün sistemleri; "tağut’’ ilan etmiştir.

Bunun karşılığında, emeği koruyan, hak hukuk ve adalet düzleminde cereyan eden, her düşünce ve görüşün özgür yaşayabileceği ideal toplumu önermiştir.

Bu gün dünyada çoğu insanlar din adına putperestlik aşılayan hortumcuların hortumundan akan pisliğe bulaştırılıyor.

Benim ücretim Alemlerin Rabbi olan Allah’a aittir, Allah muhakkak adaleti emrediyor.Buyuran, bir kitabın temel prensibi olan adil paylaşım ilkesini Mertçe anımsatarak; Ramazan atmosferinden trilyonlara baliğ paralarla servetlerine servet katan Sevgili Hocalarım! Ben emekli bir yurttaş olarak bir aylık emekli maaşımı karınca kararınca taahhüt ediyorum!

Siz de, sadeceramazanda kazandığınız paraları Soma’da ekmek parası uğruna şehit olan yurttaşlarımıza İNFAK etmeyi düşünmez misiniz?

Sevgi ve Saygılarımla…

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank