content

21 Şub

Pas, Gol: Dön Baba Dönelim!

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’a harika bir pas verdi. Dünyada rakip oyuncuya böyle bir pas verilmiş midir, bilmiyorum. Odatv tutuklamaları üzerine Kılıçdaroğlu, “Nerede bu Ergenekon, gidip üye olacağım” dedi.

Bu harika pası yakalayan Erdoğan, verilen pası derhal harika bir gole çevirdi. “Türkiye’nin kanını emen örgütü Danıştay baskınında, Diyarbakır’daki faili meçhullerde, Sivas’ta, Çorum’da, Maraş’ta, Gazi olaylarında, kanlı 1 Mayıs’ta görürsün. Buralara gidemiyorsan Dersim’e git, akrabalarına sor, onlar anlatırlar Ergenekon’u” dedi.

CHP, Deniz Baykal zamanında Ergenekon’un avukatlığına soyunmuştu. Demek bu yetmedi; şimdiki CHP lideri, Ergenekon’un üyeliğine soyundu!

Başbakan Erdoğan’ın verdiği adresler eksik olabilir ama doğru!
Unutmuş olsa gerek, Hrant Dink cinayeti, Malatya Zirve Yayınevi katliamı, Rahip Santoro cinayeti vb. cinayetler de var. Dikkat ederseniz bütün bu son saydıklarım AKP hükümeti zamanında işlendi!

Pas verildi, gol atıldı, ya sonrası?

Başbakana sormazlar mı; verdiğin adreslere ilişkin hükümet olarak ne yaptın?
Saydığın adreslerden Danıştay cinayeti hariç, hangi birisinin dosyası yeniden açıldı? Git bakalım Gazi olaylarının üzerine de, bakalım kaç Susurluk çıkıyor altından? Polis/mafya/ Ergenekon fotoğrafının arabı ortada; sok banyoya da, çetelerin ve devletin sarmaş dolaş ve kanlı resimlerini görelim!

Devlet, Hrant Dink cinayetinin tam ortasında yer almışken, kabak gibi açıktayken, siz hükümet olarak hangi idari soruşturmaları yaptırdınız? Polis müdürünü terfi ettirerek hangi soruşturmaların önünün daha baştan tıkanmasına yardımcı oldunuz?

Konuşmak güzel, gol de güzel.
Peki, bu maçın gereğinin yapılması nerede?
Lafla yürütülen maçın yaşanmışlıktaki karşılığı nerede?
Biz onu bekliyoruz, hem de 8 yıldır.

Eğer şunu söylerseniz, hatta ima ederseniz bile bizim için yeterlidir: Sabırlı olun, gücüm yetmiyor, o günlerin gelmesi de yakındır!

Böyle bir tavrınız yok. Verdiğin adreslere ilişkin bir soruşturma da yok.
Buna idare-i maslahat denmez mi?
Siyasi mücadelende muhalefete karşı elinde bir koz tutuyorsun.
Halk, bu kozuna bel bağlıyor.
Ancak siz bir türlü bu kozun gereği olan oyunu oynamıyorsunuz.
İşte bu durum bana şüpheli geliyor: Siz bir süre daha bununla idare edeceksiniz.
Sonra?
Sonra sürecin geldiği bir aşamada siz kendi pozisyonunuzu, başta polis olmak üzere devletin her kademesinde sağlama bağlayacaksınız!

İster istemez böyle düşünüyorum.
Çünkü siz ve hükümetiniz, artık frene bastınız ve demokratikleşme sürecinde ilerlemiyorsunuz. Kürt Açılımı, AB ilişkileri, Kıbrıs, Sayıştay Yasası gibi birçok alanda sizin de diğer hükümetlerden pek bir farkınız kalmadı.

Demokratik açıdan bir muhalefetin olmadığı yerde rahat ve ipe un serer tarzda hükümet ediyorsunuz. Böyle olunca, otokontrol de kayboluyor ve gülünç durumlara da düşülüyor. Örneğin: Odatv meselesi üzerine ABD Büyük Elçisi’nin açıklamalarına karşı, İç İşleri Bakanı Beşir Atalay’ın, Türkiye’deki basın özgürlüğünün ABD’den daha ilerde olduğunu söylemesi gibi.

Basın özgürlüğü alanında 178 ülke içerisinden ABD 20. sırada, Türkiye ise 138. sırada yer alırken bir bakanın böyle konuşmasına ne demeli? Zavallı bakan bunu söylerken kameralara bile bakamıyordu!

Özgürlük, adalet, hukuk ve bilcümle demokrasi konularını elinde oyuncak gibi evirip çeviren AKP, siyaseti gittikçe dön baba dönelim fasit dairesine hapsetmeye ve buradan da umut üretmeye çalışıyor.

Şimdilik alternatifsiz oluşu, onu bu rahatlığı veriyor. Ancak bu durum kesinlikle bir 4 yıldan daha uzun sürmeyecek!

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank