content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

03 Eki

Oyun Havası

Öğrencilerin bu kadar çok oyun bağımlısı olduklarını geç anladım. Önceki çalıştığım okulların birinde iki öğrenci yanıma gelip oynadıkları oyunların birinde bir oyun karakterini ve özelliklerini birilerinin çaldığını ve bu konuda onlara yardım edip edemeyeceğimi sorduklarında olayın ciddiyetini anlamıştım. Öğrencilerden biri sabahları çok uykulu oluyordu. Meğer oyun bağımlılığındanmış. Sonra sonra bu, oyun bağımlığının dehşet sonuçlara yol açabileceğini yavaş yavaş idrak ettim.
Bir zaman sonra gazetelerin birinde ilginç bir haber okudum. Olan olay bir ilkti. Habere göre bir kadın, savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Oynadığı bilgisayar oyunundan bir karakteri çalınmıştı. Sanırım 4-5 bin lira da masraf yapmıştı karaktere.

Bir noktada bilgisayar bağımlılığı ile oyun bağımlılığını ayırabiliriz. Neden? Çünkü ciddi anlamda öğrenmek amacıyla da bu işle bağımlılık derecesinde uğraşanlar var; böyle bir bağımlılık. Oyun bağımlılığı ise bilgisayarın araç edildiği bir bağımlılık.

Yine istatistiki bilgiler yayınlandı geçenlerde. Hemen söyleyeyim bu hastalık sadece ülkemize özgü bir hastalık değil. İstatistiklerde astronomik rakamlar vardı. 22 milyon küsur kişi oyun oynuyordu. Günlük ortalama saatlerle çarpılınca 20-30 milyar-saat gibi bir zaman da harcanmış oluyordu. Bu 22 milyon kişinin yüzde 60'ı 15 ila 20 yaş arası kişilerden oluşuyor.

Bu 22 milyonu üçle çarpınca 66 milyon ediyor. Ülke nüfusuna yakın. Peki neden 3 ile çarptım? Bu en küçük sayı tahminim. Yani 22 milyon kişinin etrafındaki yakın-akraba vb. İnsanların tahmini sayısı. 22 milyon sorun varsa, üç katı sayıda kişi sorunludur, diyebiliriz.

Harcanan saatlere insan üzülüyor tabii. Çok şükür ki oyun bağımlısı değilim. Hatta oyun bile oynamam. Günlük yapmam gereken şeyler aklımdadır, o işlerimi hallederim ve çıkarım.

Yapay zekası olmayan oyunlar (iki boyutlu oyunlar) zamanında bu bilgisayar oyunlarının insanın birtakım şeylerini geliştirdiği konusu vardı. Evet. Buna ben de katılıyordum. Refleks, dikkat, çabuk akıl yürütme vb şeyler gelişiyordu. O zamanlarda bile fazla bağımlılığın iyi olmadığını söylüyordum. Az az oynardım ben de zaten. Fakat sonra az biraz Halflife oynadıktan sonra bıraktım oyun oynamayı. İyi ki de bırakmışım, diyorum şimdi.

Yeni oyunların sınırsız mekan sımulasyonları ilgiyi çeken ilk şey. Yani yürüyorsunuz yürüyorsunuz oyunda, sürekli yeni mekanlar, yeni mekanlar... İlgi çeken diğer şey ise istediğiniz kahramanı olabilmeniz elbette. Ergenlik dönemi de bir karakter arayış-deneme dönemi olduğuna göre bu oyunlardaki kişilik-karakter edinebilme özellikleri ergen gence çok ilgi çekici geliyor. Veya, yaşı ortaya yakın veya geçkin olmasına rağmen atılamayan ergen özellikleri yüzünden.

Hatırlarım; ilk bilişim şehidi, yanılmıyorsam Kore'den çıkmıştı. 20 saati aşkın süredir bilgisayar başından kalkmayan 20'li yaşlarda bir genç kalp krizinden ölmüştü. Sebebi ise hareketsizlik. Hem zihinsel olarak hem bedensel olarak ömür kısaltan bir şey bu bağımlılık. Farklı örnekler de vermek mümkün; bu bağımlılıklar yüzünden biten evlilikler bile gördüm. Veya daha geniş bir açıdan baktığımızda meseleye, 22 milyon sayısının çok korkunç bir sayı olduğunu tekrar hatırlıyoruz.

Internet'in yüzde 90'ı =Porno+Oyun+kozmetik+ayakkabı.. gerisi ufak tefek şeyler.

Savaş oyunları filan deyince aklıma IŞİD filan da geliyor. Tezkere çıkarsa Türk askeri oraya girecek. İlginç olan şu ki; IŞİD'in çoğu katil islamcı Türklerden oluşuyorsa ve Türk askeri oraya girdiğinde, ölen bir Türk hangi taraftan olursa olsun kim ölmüş olacak? Katil de bu ülkeden gidiyor, asker de bu ülkeden gidiyor. Oyun bağımlılığı kötü bir şey.

 

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank