content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 Ara

Oyun 3, Perde 4

Oyun Bir, Perde 1:

1950'li yıllardan 1982 yılının sonuna kadar malum şer güçler, Türkiye'de Sağ-Sol kıyım veya savaşım politikasını sürdürse de, bu savaşımın, doğu blokunun çözülmesi, Soğuk Savaşı'n bitmesiyle sürdürülebilir kırdırma ve kıyım politikası olmadığını görünce politika değiştirdi ve 1983 ten sonra SAĞ-SOL savaşım yerine ETNİK kökenli bir savaşımın ön plana çıkarılmasını tercih ettiler. Tercihlerde bu değişim bu noktada bir oyun değişimiydi. Bu karar değişimi, birinci oyunun bitimi ikinci oyunun başlangıcıydı.

Oyun İki, Perde Bir:

Daha önce bölük pörçük deorganize bir şekilde yürütülen saldırılar, 15 ağustos 1984'te gerçekleştirilen Şemdinli ve Eruh basıkını ile, PKK terör örgütü bu  Türkiye Cumhuriyeti'ne  karşı mücadelesini resmen başlatmıştır. Bu tarih ikinci oyunun birinci perdesiydi. Bu zamandan ikinci oyuna kadar bir çok perde (aşama) lar gerçekleştirildi. Yakın tarih bu ara dönüm noktalarını fazlasıyla yazdı.

Doğu sorunu ve/veya Kürt sorunu veya PKK sorunu açısından 1984 yılından 1994 e kadar tek düze gitse de, bu dönem içinde süreç çoğunlukla askeri yöntemler üzerinden yürütülmüştür. Öyle ki, sabık başbakan Tansu Çiller döneminde (1994-95 li yıllarda askeri yöntemler sıkı sıkıya sürdürüldü.

1994'lü yıllarda yürütülen sıkı askeri tedbirler zamanında o zamanların SHP'si (Sosyal Demokrat Halkçı Parti, kronik muhalefet anlayışıyla şiddetle çözümün askeri değil siyasal ve ekonomik tedbirler olduğunu ortaya koymaktaydı.

Ara Dönem:

1996- 2000 yılları arasında gerek sıkı askeri tedbirlerin uzun sürmesine rağmen sonuç vermemesi, gerek dönemin başbakanı Erbakan'ın nezdinde RP nin ümmetçi çözüm önerileri, gerek, Apo'nun fiilen yakalanması, gerekse SHP nin öteden beri vurguladığı siyasal ve ekonomik çözüme yönelik talepleri gerekse Ecevit'in insancıl yaklaşımı, 2000 yılından yaklaşık 2003 e kadar askeri çözüm karşısında siyasi ve ekonomik çözüm arasında büyük tereddütler yaşanmasına neden oldu. 2003 yılından itibaren AKP iktidar oldu. Bu iktidar değişiminin ilk dönemi bahsi geçen askeri ve siyasi çözüm arayışlarıyla geçti. Bu dönemde AKP, iktidar olup muktedir olamamanın yaftasından ikinci genel seçimler ile kurtuldu ve ikinci genel seçimlerle muktedir olduğunu gösterdi, yani rüstünü ispat etti. Bu arada AKP bir yandan da ekonomik çözümlemeler konusunda çok başarılı olmasa da kayda değer girişimlerde bulundu.

Oyun Üç, Perde 1:

Öteden beri süre gelen tereddütlere AKP nin Refah Partisi geleneğinden gelen sosyolojik tabanının da etkisiyle ümmetçi çözüme yönelik dominant etkiyle siyasal ve ekonomik çözümlemelerin hazırlıkları yapıldı. Bir taraftan İmaralı'da uzun süre kalan APO nun DTP yi modullaması, bir taraftan da, DTP nin APO sırtından siyasal rantlanma talepleri, bir taraftan Avrupa Birliği macarası nedeniyle batıdan gelen siyasal çözümlemelerin baskısının giderek artması, bir taraftan da Kuzey Irak'taki fili ve hukuki belirsizlik, bir taraftan İsrail'in "vaadedilmiş topraklar" ının yan bahçesinde yeni bir Kürt Devleti'nin varlığının giderek hissedilmesi vb. daha onlarca neden ile iç ve yer yer dış şer odaklar siyasal çözümleme gereğini ortaya çıkmıştır. Bu baskı ve gelişmelerle Türkiye Cumhuriyeti hükümeti seçimlerde aldığı ikinci siyasal destek ile siyasal açılım paketini ortaya koydu.

Oyun Üç Perde 2:

Gerek Kürt Açılımı, gerekse Doğu Sorunu Açılımı, gerek PKK Açılımı densin adına, oyunun birinci perdesinin şenlikleri, dağdaki çapulcuların iniş töreniyle bir taraf için zirveye çıkarken devlet tarafından da kocaman bir soru işareti konulmuş oldu.

Bu şenliklerin güllük gülistanlık sıcak atmosferinin gazıyla, TERÖRDEN BESLENEN DTP, siyasal çözümü bloke etmek için Tokat'taki malum talihsiz olayın tetikleyicisi oldu ve PKK da bu hain saldırıyı üstlendi. Tabi görünen kamuoyuna göre PKK bunu hemen üsleniverdi. Görünmeyen sebepler ne yöndedir o da yakında ortaya çıkacaktır.

Hükümet ise, dağdan inenlerin karşılanma töreninde konulan kocaman soru işaretinin can havliyle önce sendeledi sonra da yeni verileri hızla toplamaya başladı. Bu süreçte Tokat'taki saldırı, karar süreçlerinin hızlanmasına önemli bir etken oldu.

Oyun Üç, Perde 3:

DTP Kapatıldı. Hukuksal olarak devam eden süreç, bu olaylarla jet hızıyla işledi ve üyelerin oy birliğiyle DTP kapatıldı. Bu tam anlamıyla bir refleks idi. Türkiye Cumhuriyeti bu kararla ani tepkisini vermekte gecikmedi. Perde arkasında ise, DTP nin PKK ya odaklı eskiyen yüzü vardı. Yani DTP, PKK nın ismiyle  ve ona verdiği siyasal destekle yıllardır kirlenmişti. Bu siyasal birliktelik temizlenmeliydi ve temizlenmesi için DTP kurban edilmeliydi. Öyle de oldu.

Oyun Üç, Perde 4:

Belki de asıl perde şimdi açılıyor. Çünkü her ne kadar DTP'nin alternatifi hazır olsa da artık Türkiye'de DTP ve benzeri bir siyasi partinin yasal zeminlerde kalması pek mümkün değildir. Bu da mevcut DPT'nin siyasi elitlerinin yarınki süreçlerde aklı selim ile hareket etmesini beklemek saflık olacaktır. Bu kişiler beklenenin aksine PKK'nin siyasallaşmış klikleri rolünü, oyunda rol kapmak adına daha da ileri götürecekler bu ise Kürt halkının normal siyasetle olan bağını ya kesecek ya da Kürtler ikinci bir tercihle bu kesimleri tercihleri ile tasfiye ederek normalleşme sürecindeki yeni gelişmelere destek verecektir. Önümündeki dönemde can yakıcı bir takım gelişmelerin olması her zamankinden olasıdır. Ancak asıl izlenmesi gereken Kürtlerin bundan sonraki süreçlerde kendilerini illegal söylem ve eylemlere mi angaje edeceği yoksa aklı selimi baskın Kürt aydınlarının (Mesela DTP Kemal Burkay gibi büyük bir aydını neden dışlar?) ve siyasetçilerinin öncülük edeceği normalize olmuş siyasi tercihlere mi yöneleceğidir.

Artık DTP içi ve dışı yeni aktörler, yepyeni misyonuyla yakın gelecekte görülecek siyasallaşmış bir PKK'nın yeni mekanı içinde hareket edecektir. Bu mekana veya adrese odaklanacak siyasi hareket, muhtemeldir ki geniş halk kitleleri tarafından kabul edilen ve de  entellektüel simgesel önemi olan Ufuk Uras gibi birinin liderliği ile yoluna devam edecektir.

Not1: Perde 4 ün geliştirilmesindeki katkıları ve açılımları nedeniyle aziz dostum Halil DAĞ'a teşekkürlerimi sunarım.

Not2:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.haberanaliz.net, http://www.siyasalforum.net, http://www.gunesgazetesi.net, http://www.gercekgazete.web.tr, ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

3 Kere Cevaplanmış to “Oyun 3, Perde 4”

  1. 1
    şehnaz Says:

    çok güzel bir yazı olmuş..tam gündemin yazısı ..tebrik ediyorum ahmet ....sevgi ve selamlar...

  2. 2
    Ahmet AY Says:

    Sayın Ahmet Fidan,
    inanın halkı kin ve nefrete sürüklemez isek bu sorun sizin de isabet buyurduğunuz tespitlerle düzlüğe çıkacaktır.
    Saygılar.

  3. 3
    Halil DAĞ Says:

    Dahili ve Harici bir iki tespitimi eklemek istiyorum müsadenizle:

    DTP ve Kürtler ile ilgili olanlar,
    Bugüne kadar Kürtler adına siyaset yapanlar hep bir "ÖTEKİ" kavramına sığınarak bir cepheleşme ve kamplaşma yaratarak kendi saflarına çektiklerinin sırtından geçinerek siyaset yaptılar.
    Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana Kürtler adına söz söyleyenler aslında Kürtleri bir yalnızlığa ve ötekiliğe mahküm ettiler.
    DTP sonrası dönemde Kürtlerin tek çaresi bu ötekileştirme çabalarının dışında ve sosyolojik, kültürel, eğitsel temelleri olan ciddi ve gerçekçi bir parti içerisinde tercih ve isteklerini dile getirmek şeklinde olacaktır.
    Ne zaman ki Kürtler bu ötekileştirmeyi yaratan feodallerinden kurtulurlar işte o zaman felaha ererler.
    Çünkü Kürtler gerçekten öteki olmayı seçerlerse ötekinin ötekisi de beriki olmaya tam anlamıyla karar verir ve bunun sonu kimse gücenmesin ama Kürtler için kanda boğulmak olur. Tarih bu coğrafyanın neleri yaşadığını önümüze seren bir ibret vesikasıdır.
    İşin AB boyutu da var. Kendileri basit bir şüpheli çin 4 gün gözaltıyla yetinmeyip ek sürelerle bunu aylara çıkarırken apaçık terörist olduğu meydanda olan eylemleri sabit bir siyasi terör yuvasının kapanışına hemen feveran ediyor. Burada devletin "höst" demesi gerekiyor. Herkes kendi kapısının önünü temizlesin önce.

    Harici boyuta gelince;
    Bu dava Türk Siyasetine yeni bir isim daha kazandırmıştır. O da muhtemeldir ki Gül sonrası dönemde Tayyip Erdoğan'ın yaşayacağı sıkıntılarla da ilgili olarak ortaya çıkacak boşluktan istifade ederek Cumhurbaşkanlığına oynamak isteyecek olan Haşim Kılıç'tır.
    Ne ilgisi mi var?
    E kardeşim, sen Anayasa Mahkemesi'nin yani ülkedeki en üst hukuksal kurumun başısın. Sana ne milletin tarih boyunca bilmem nesinden. Dinlerken zannettim ki Anadolu'ya giren Sultan Alpaslan yalınkılınç kuşanmış ordularına sesleniyor.
    Birileri yargıçlara (pardon iktisatçı yargıçlara, nasıl olduysa artık...) işini düzgün yapması gerektiğini hatırlatmalı.

    Tekrar Kürtlere gelirsek, dileğimiz kendilerini ötekileştirmekten kurtulmalarıdır. Yoksa Kürtler başlarına geçmeye hevesli, durumdan vazife çıkarmaya gönüllü, birbirinden rol çalmaya oldukça meyyal kahraman adaylarının dümen suyundan asla kurtulamazlar ve böylesi kaotik dönemlerin düzenbaz kahramanları çok sürmez Kürtleri anlayamayacakları bir uçurumdan aşağı düşürür.

    Vesselam...



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank