content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

15 Mar

Oporotnist Demokrasi Lanetlesi Terör Üzerine

Parlamentarizmle ilgili en vurucu tespiti eski AYM Başkanı Haşim Kılıç yaptı: “Parlamenter sistemi işleyemez hale biz getirdik, DNA’ları ile oynadık…” Basına yansıyan konuşmasında, Anayasalarda, temel hak ve özgürlüklerin güvence

altına alınmasına vurgu yaparak, “… Hükümet sisteminin başkanlık ya da parlamenter sistemi olmasının önemi olmaz. Demokrasi kültürü yoksa başkanlık da olsa parlamenter sistem de olsa yine yürümez. Demokratik bir kültüre sahip toplumu hazırlamalısınız, ondan sonra anayasa değişmelidir.”

Parlamenter sistemin genleri ile oynayarak, çoğunlukçu bir rejime dönüştürerek yaratılan hilkat garibesi bir demokratik sistemden, şimdi de nasıl kurtulabilirizin, naralara varan eleştirisi yapılırken, Türkiye’nin kalbinde, Ankara’nın göbeğinde dün üçüncü canlı bomba eylemi de gerçekleştiriliyor. Yine onlarca ölü, yüzleri aşkın yaralımız…!

Kişilikleri bölünmüş bir millete, rejim tartışmaları dayatılırken, epik değerlerini yitiren demokrasi “oportünist demokrasi”ye doğru hızla dönüşüyor; demokrasi kültürü ve özünden (bireysel özgürlerin fırsat eşitliği) uzaklaşılırken, bir taraf içinde bölgecilik, kayırmacılık, mezhepçilik, partizanlık, etnikçilik vs. temelli yapılanmalarda barındırsa da iktidar olmanın verdiği avantajla monoblok görüntüsü verirken, diğer tarafta da, parçalanmış olsa bile ayrı bir “tepki” bloğu oluşuyor. Ve bloklaşmalar hızla derinleşiyor…

Suriye ve Irak’ta tarafsızlığımızı yitirdiğimizden uluslar arası arenada güven kaybı yaşıyoruz. Masaya davet ediliyorsak, bunda, Nato üyeliğimizin ve AB ile olan “yol arkadaşlığımızın” zoraki davetkârlığı etkin oluyor…

Ve artık kanıksanan şehit haberleri, her an patlayacak bir canlı bomba…

Her şehit haberlerinde aklıma, ülkemdeki, gelir dağımı adaletsizliği, gençlerin işsizliği, eğitimde dünya sıralamasındaki düzeyimiz geliyor… Bunlar ekonominin teknik sorunları, ortak akılla aşılabilir… Ya birbirimize güvensizliğimiz; yargı sistemimize, siyasete, devletin kurumlarına güvensizliğimizi hangi ortak akılla aşacağız? “Aklınızı kendinize saklayın… “ yaklaşımıyla hangi ortak akılla hangi kader birliğini ve beraberliğini yakalayacağız?

Dön dolaş aynı noktaya geliyorum maalesef: Sapla samanın, at izi ile it izinin birbirine karıştığı, iyi ile kötünün, doğru ile yanlışın ayırt edilemediği bir kaos içinde “hainlikle yurtseverliği” hangi ölçütlerle birbirinden ayırabileceğiz? Bugünün “hain” ilan edilenin yarın kahraman, bugünün “yurtseverini” yarın gaflet içinde olmakla kolayca yaftalanacağı ortamı ancak “ortak akıl” ve aynı gemide olduğumuzu bilmekle aşabileceğiz bir evreden geçiyoruz. Da, daha ne kadar “akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini, akrabanın akrabaya kimse bilmez nettiğini” atasözünü hala güncel kılmaya devam mı edeceğiz?...

Ankara’da yaşanan “kanlı pazarın” ardından, kim bilir ne masumların ne tür dramları çıkacak bir süre sonra… Terörü lanetlemeyelim de ne yapalım???

(İçim öfke ile acırken, Ankara’da okuyan ve her gün Kızılay’ı kullanmak zorunda kalan çocuğumun, o gün o saatte orada olmadığının haberi bile acımı dindiremiyor…)

14.03.2016

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank