content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

06 Kas

On Yılı Birlikte Değerlendirelim.

AKP on yıldır iktidar partisidir. Bu gidişle iktidarda en uzun kalma rekorunu kıracak! Şimdilik DP’nin rekoruna ulaştı. Seçimlere kadar geçecek süreyi de hesaba katacak olursak, rekor AKP’ye geçecektir.
AKP, on yıllık iktidar sürecini ve gelecek planlarını Kızılcahamam’da “istişare toplantısı” ile değerlendiriyor.
Elbette yaptıkları ile gurur duyuyor… Elbette kendilerini başarılı buluyorlar.
Şimdi iktidar ve yandaşlaşmış tüm kesimlerin penceresinden değil de başka bir pencereden on yıla şöyle bir bakalım.
On yılı birlikte değerlendirelim.

Vatandaşın (yandaşın değil) penceresinden bakacak olursak; on yıl öncesine göre çok daha iyi olduğumuz söylenemez.
Hem ekonomik olarak,
Hem de siyasal olarak…
Önce şu soruyu soralım. On yılda kaç fabrika açıldı? Koskoca bir hiç değil mi? Ama bu on yılda ülkemizin pek çok kuruluşu özelleştirme adı altında yabancılara satıldı.

Ne kadar istihdam yaratıldı?
İşsizlik kaç puan düşürüldü?
Üretime yönelik tesisler açılmadığı için bu sorulara da olumlu yanıtlar vermek zor.
İnşaat sektörü,

Müteahhitlik hizmetleri,
Taşeron çalışmalar ile sadece yandaşlara rant akıtıldı! Yandaş zenginler türedi. İstihdam sağlan(mış) gibi gösterildi!
Ama halkın yoksulluğu giderilemedi.
Yani Özal ile başlayan orta sınıfı yok etme planı başarı ile yürütüldü. Zengin yandaşlar ve asgari ücrete mecbur vatandaşlar oluşturuldu!
Siz bakmayın “milli gelir arttı” sözlerine… Milli gelir yandaşları için arttı. Halkın yoksulluğu artarak devam etmektedir.
İsterseniz dağıtılan bedava kömür miktarlarındaki artışa bakınız.

SYDV ve diğer kurumlardan yardım almak için çaba harcayan vatandaşlara bakınız.
Çocuklarını okutabilmek için burs arayan ailelerin sayısındaki artışa bakınız. On yılda yoksulluk azalmadı aksine arttı.
Ve on yıldır iktidar bu yoksulluğu sömürerek iktidarını sürdürmektedir. Yoksula sadaka, yandaşlaşan varsıla ise ihale vermektedir.
Etrafınızdaki zenginleşen yandaşları iyi gözleyiniz. On yıl öncesinde, sade bir vatandaş olan kaç kişiye, sırf yandaş olduğu için mali ve siyasi güç kazandırıldı?
O mali ve siyasi gücün arkasında ne var?
On yıl öncesine göre terör tehlikesi azaldı mı? Yoksa daha mı arttı? Her gün şehit haberleri duyuyorsak bu soruya verilecek yanıt bellidir.

O halde hangi politikalar bu duruma neden oldu?
“BOP’ un eşbaşkanıyım” sözü ile bu artış arasında paralellik kurulabilir mi? Ve izlenen politikalar ile…
“Komşularla sıfır sorun” politikası derken tüm komşularımızla sorunlu hale gelmemizin nedeni nedir?
ABD’nin başını çektiği küresel emperyalizmin, bölgemizdeki “Arap Baharı” politikalarına destek vermek, BOP’ un gerçekleşmesine hizmet etmek değil midir?
On yıl öncesine göre, 89 yaşındaki cumhuriyetimiz daha mı iyi? Bu soruya birlikte yanıt arayalım.
Milletin efendisi olan köylünün durumu on yıl öncesine göre daha mı iyi? Tarımın ve hayvancılığın bitirildiği bir ülkede nasıl iyi olsun.

Tarım ürünlerini ve eti ithal eder duruma getirildik.

Eğitim daha mı iyi?
Sınavlarda kopya iddiaları gündem yaratmadı mı?
Laik, çağdaş ve bilimsel eğitimin köküne kibrit suyu dökmek için yıllardır uğraşmıyor musunuz?
Kalabalık sınıflar giderildi mi? İkili eğitime son verilebildi mi?
4+4+4 sistemi ile amacınız nedir? “Dindar gençlik yetiştireceğiz” sözü ile amaçladığınız bu yeni sitem mi idi?
Beş dakikalık teneffüsler, seçmeli dersler nedeniyle geç saatlere kadar okulda kalmak zorunda olan küçücük öğrenciler.
Ve yaşanan onca sorunlar…
Özgürlükler konusu ise bir başka âlem. On yıl önce kaç gazetecimiz, aydınımız, akademisyenimiz ve askerimiz uydurma gerekçeler ile tutukluydu?
Hiç değil mi?
Ya şimdi?
Basılmamış kitapların dahi toplatıldığı bir ülkede yaşamıyor muyuz?
Bu nedenle yazarları aylarca tutuklayarak özgürlüklerinden mahrum etmiyor muyuz?
On yıl önce telefonlarımızın dinlenme tehlikesi var mıydı?
Televizyonların ve gazetelerin bu denli denetim altına alındığı bir ülke mi idik?
Muhalif seslerin susturulması son on yılda ne kadar arttı?
Ve her sokağa çıkana tazyikli su ile biber gazı…
“İçine tükürülen” ve “ucube” denilen bir sanat anlayışı on yıl önce var mıydı?
Valilerin ve bürokratların partilileştiği bir dönem on yıl önce var mıydı?
On yıl önce size “cumhuriyetimizin 89.yılını kutlamak için Ankara’da eski meclis binası önünde toplanacak vatandaşlarımıza, polis gaz ve tazyikli su sıkacak. Elinde bayrağı ile kutlamaya gelen yetmiş yaşını geçmiş teyzenin vücudu kırıklar içinde bırakılacak” deselerdi inanır mıydınız?
Ve on yıl önce size, on yıl sonra cumhuriyet hükümetinin başbakanı, cumhuriyet bayramını kutlamak için toplanan cumhura “ gizli örgüt üyeleri” diyecek dese inanır mıydınız?
3 Kasım 2002 tarihinde AKP iktidara geldi. 3 Kasım 2012 tarihi itibarıyla on yıldır iktidarını sürdürüyor.
On yılda AKP, amaçladığı hedeflere ulaşmak için var gücü ile çalıştı!
1923 felsefesinden ve kurumlarından ülkeyi uzaklaştırmak için çaba harcadı.
Harcamaya da devam ediyor.

Şimdi hedefinde “yeni anayasa” var.
“Hedef 2023” var.
“Yeni anayasa” ile federal bir Türkiye amaçlanmaktadır.
Ve bu amaç için “ya başkanlık, ya yarı başkanlık ya da partili bir cumhurbaşkanlığı” sözü ile yeni bir yönetim modeli dillendirilmektedir.

“Hedef 2023” ile de; on yıl önce başlayan sürece son nokta konulmak ve 2. cumhuriyete geçmek amaçlanmaktadır.
On yıllık bu süreçten küresel sermaye ve işbirlikçileri memnun. Ülke içinde, iktidar nimetleri ile beslenenlerde memnun.
Ya siz geniş halk kitleleri bu on yıllık gidişattan memnun musunuz?
Eğri oturup doğru düşünerek yanıtınızı verin.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank