content 1977 Trabzon doğumluyum/evli ve bir çocuk annesiyim. yerel bir gazetede ve İnternet bir edebiyat dergisinde yazılar yazıyorum. k.t.u mezunuyum.
14 Ara

Öğretmen At(a)maları

Öğretmen At( a)maları
öğretmen atamıyorlar bunlar,
öğretmeni at ıyorlar...
Nedir bu öğrencilerin çektiği çile! Bitmedi gitti, Milli Eğitim'deki yanlışlıklar. Evirdiler-çevirdiler bir türlü istedikleri hale sokamadılar, eğitim ve öğretimi. Bir ülkedeki en önemli kurum, Milli Eğitim Bakanlığıdır.

Ülkemizdeki ipe sapa gelmez değişimlerden hep birlikte bıkmadık mı? Bıktık seslerini işitiyorum. Hepimiz mağduruz, hepimiz çile çeken.

8 yıllık zorunlu eğitim dediler, bir milletin başının etini yediler. Her yıl binlerce çocuk mezun oluyor ilköğretimden. Ama soruyor musunuz, diploma verirken kaçınız okuma yazma biliyorsunuz diye? Bu süreç içinde ne öğrendiniz diye?

Parçalanmış bir eğitimden, bu ülkenin bekleyeceği hiçbir şey olmaz. Kampanyalarla göz boyayanlara selam olsun benden yana! Anadolu’ya bir gelin ve görün çocukların halini. Bitmeyen bir çile, bu küçücük çocukların yaşadıkları. Öğretmen atamaları yapılacak diye, mevsimlik öğretmenler veriliyorlar bu çocukların başına. Bu çocuklar yarı dönemde bir de bakıyorlar ki, alıştıkları öğretmenleri yine alınmış ellerinden.

Bunun öncesi de var tabii ki. Allah bilir, kaçıncı öğretmenleri gelecek bu atamayla birlikte. Ve bu atamadan sonra, bir de Şubat atamaları olacak, yine öğretmen değişimi bekliyor bu minikleri. Gelen öğretmenin bu köyde duracağı sürede fazla 1 sene. Neden mi? Çünkü bir sonra ki dönem ortasında, stajını tamamlayacak ve eş durumdan geldiği gibi, kaçacak bu okuldan, yerine mevsimlik öğretmen gelecek, yine bir atama daha olacak ve yine öğretmen değişecek, Unutmadan!  Arada gelip giden asker öğretmenleri saymıyorum, bu arada. Yine öğretmensizlik başlayacak çocuklar için. Aslında belki de öyle olsalar daha çok şey öğrenirler demeden geçemeyeceğim.

O çocuğun psikolojini bir düşünün. 5 senede en az 5 öğretmen değişen bu çocuklar kime öğretmenim diyeceklerini bilmedikleri gibi, her gelenin farklı anlatım tarzı, artısı ve eksiyle ortaya çıkan sonuçla şamar oğlanına dönecekler.

Ve bu çocuklar eksik bilgilerle geldikleri 6.sınıfta neden böyle oldular diye düşünen yok. Çoğu doğru dürüst okuyamıyor bile. Birde öylesine bıkmışlar kii eğitimlerindeki bu gidip gelmelerden, okul bir an önce bitsin diye beklemeye başlıyorlar. Ama istatistiklere baktığımızda okuma-yazma oranımız şu kadar, eğitimli bir ülkeyiz yalanlarıyla kimi kandırdıklarını merak ediyorum bu kültür abidelerinin.

Mili eğitim bakanlığı öğretmen atadık diye milleti uyutmasın artık. Sözleşmeli çalıştırdığı öğretmenleri kadroya alıp yer değiştirdi. Bir de kurumlar arası geçişle memurlarını öğretmen yaptı. 30 bin kişiye iş  verdik diye, kimse kimseyi kandırmasın.

Doğuda ve Anadolu’da bunu bariz bir şekilde görmekteyiz. Gelen öğretmenlerin kaçar gibi, bu illerden ayrılması ayrı bir gaflet. Üzülüyorum ve ağlıyorum ve haykırıyorum! Bitsin artık bu çocukların eziyeti. Bu zeki çocukların da bir yerlere gelmeye hakkı var. Doktor olmaya, öğretmen olmaya, avukat olmaya, hemşire olmaya hakları var.

Sayın Milli Eğitim Bakanlığı; Andımızla, İstiklal marşımızla ve bunun gibi konularla vakit kaybedeceğine, eğitim ve öğretimdeki bu durumuna kökten çözümler aramalıdırlar.

Laf kalabalıklarından bıktım artık siyasetçilerimizin! İş yapın, halkın egemenliği ile geldiğiniz o yere layık olmak için ağzınızdan çıkanı yerine getirin. Seçimler yaklaştığında gördüğünüz bu insanların, sıkıntıları zamanında görün. Hele bu Anadolu çocuklarının gözlerindeki ışığı almayın, söndürmeyin artık!

Sistemsiz yenilikler, devrilmeye hazır bekleyen ideolojilere benzerler. Bir ülkede yaşayan insanların kültürleri, gelenek ve görenekleri dışında işleme konulan yenilikten, sonuç alınamaz. Hala 8 yıllık eğitimi istemeyen anne babaların olduğunu da gördüm. Anlatmadan, eğitmeden, tepeden inme yapılacak işin getirisinden çok götürü olacaktır.

Ben 8 yıllık eğitim karşıtı biri değilim, tam tersi bu olmalı, hem de sonuna kadar destekçisiyim. Ama uygulanalı yıllar oldu, hala bu sistem oturmuş değil. Okula çocuklarını göndermeyen anne babanın peşine dolaştırılan öğretmen ve okul müdürlerinin neler çektiği gördüm ve biliyorum. Anne baba razı olmayınca, jandarmayla kapısına dayanılacağını da bildiği için, zorlada olsa razı oluyor. Kız çocuklarının halleri zaten başka bir şekilde harap. Okul biter bitmez, evlendirilmeleri, gözlerindeki yaş kuramadan anne olmaları ve hayallerinin yarıda bile kalamamışlığı, içimdeki sitemleri son noktaya getirdi artık.

Eğitim aileden başlıyorsa eğer, sevgili milli eğitim bakanlığındaki görevlilere sesleniyorum! Sesim geliyor mu bilmiyorum? Ama yine size söylüyorum; “eğitim anne ve babadan başlar. Hala eskiye dair kalıplarla yaşayan bu zihniyeti zannetmeyin ki çözebildiniz. Bir kımıldayın ve rahatınız bozulacak ama Anadolu’da bir gezin. Neler yapılabileceğini bir görün.

Topu öğretmene ve yetkililere bırakmak akıl işi değil. Bu insanlarında ailelerin olduğunu unutmayın. Bıktırmayın bu insanları da, bu insanlara ihtiyacınız var, sömürdüğünüz ve bitirdiğiniz eğitim sisteminde.

“İlim artık kendi kuyusunda

İlim kendi suyunda boğuluyor

İlimin izansız borusu ötüyor

İlim kendin kaybedeli

İlimsizlik kol gezmekte aklın kitabında…” A. GÜL

11 yıllık eğitim diye ortalığı verdiniz, yine velveleye. Önce bir 8 yıllık eğitimi halledin de sonra 11 yıllık eğitime bakın. 8 yıllık eğitimin eksiklikleri giderin ondan sonra düşün bunların peşine.

Söylenecek o kadar ayrıntı var ki yaşayıpta anlatmak istediğim lakin buna köşemdeki sayfa yetmez.

Selam ve dua ile kalın.

 

Etiketler : , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

2 Kere Cevaplanmış to “Öğretmen At(a)maları”

  1. 1
    Serap DEMİRTÜRK Says:

    Merhaba...

    Yazınızın başlığı ile sadece aşağıdaki sözleriniz eşleşiyor..." Mili eğitim bakanlığı öğretmen atadık diye milleti uyutmasın artık. Sözleşmeli çalıştırdığı öğretmenleri kadroya alıp yer değiştirdi. Bir de kurumlar arası geçişle memurlarını öğretmen yaptı." (Millî) Diğer paragraflarda sizin de belirttiğiniz gibi yaşayı da anlatamadıklarınızdan kesitler var... Sanırım derdin çokluğu ve büyüklüğü, hepsine dokundurma ihtiyacına yönlendirmiş sizi. Bir öğretmen olarak yazdıklarınızın hepsine katılıyorum...

  2. 2
    mesut Says:

    YAZINIZA YORUM YAPMAK İSTERDİM AMA,GEREKLİ AÇIKLIGI ZATEN GETİRMİŞSİNİZ,BU ÜLKEDE ÖGRETMENLERE GEREKEN DEGER VERİLMİYOR OYSAKİ ÖGRETMENLİK MESLEGİ CİDDEN ÇOK KUTSAL BİR GÖREV.HZ.ALİNİN BİLE BİR SÖZÜ VAR BANA BİR HARF ÖĞRETENİN KIRKYIL KÖLESİ OLURUM DİYE,BÖYLESİ ÖNEM ARZ EDEN BİR MESLEK DALINA,BÖYLESİ BİR UYGULAMA YAZIK YAZIK TEK KELİMEYLE.YA BUNLAR BUNU İDRAK EDEMİYECEK KADAR SORUNLULAR YADA SORUNU ÇÖZEMİYECEK KADAR BECERİKSİZLER.BUNUN ORTA YOLUDA YOK Kİ?NEYSE ARTIK ZAMANLA İNŞALLAH DÜZELİR ÜMİDİYLE DEMEKTEN BAŞKA BİR ŞANSIMIZ YOK ŞUAN İÇİN,KALEMİNİZE SAĞLIK...



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank