content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

07 Haz

Nerdeyse Şimdi Baykal’ı Arayacaklar!

Baykal Tu Kakaydı, Nerdeyse Şimdi Baykal’ı Arayacaklar!

Çok değil birkaç yıl önce AK Parti, kurmayları ve kamuoyunda CHP’nin kutuplaşmadan beslenmemesi gerektiğini, laiklik ve anti laiklik, cumhuriyet ve cumhuriyet karşıtlığı, türban karşıtlığı üzerinden siyaset yapmaması gerektiğini ve de sosyal demokrat bir parti olmasını çok istiyorlardı.

Baykal’ın CHP’nin başından gitmesini, Ankara’nın ötesine geçmesini, yurttaşların sorunlarını konuşan, demokrasiden yana bir parti olması istiyorlardı. Böyle bir partinin ülkeyi daha demokratikleştireceğini ve ülkenin özgürleşeceğini söylüyorlardı.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin Genel Başkanı oldu ve parti Baykal döneminden beğenir ya da beğenmeseniz daha farklı bir çizgiye doğru gidiyor. Daha özgürlükçü, daha demokratik, daha çok yurttaşın sorunlarına yönelik projeler üreten bir partiye dönüşen CHP, bu seçimlerde ülkeyi geren bir politik çizgi izlemiyor.

CHP iyi yolda!

Bir siyasi partinin kökten değişmesinin mümkün olmadığını, bunun bir süreç olduğunu iyi görmek gerekiyor. Hiç kimse Midyat’a giderken evdenki pirinçten olmak istemez. Doğal olarak yeni CHP’de parti tabanının önemli bir kesiminde, oy veren seçmenlerin tutucu olduğunu, laiklik ve cumhuriyet kaygıları olduğunu da görmek gerekiyor.

Tabanın ve oy veren seçmenin tercihlerini ve kaygılarını iyi okuyamayan bir parti yönetimi ve lideri bırakın büyümeyi, küçüleceğini de iyi okuması gerekir.

Hedefi iktidar olan ve seçmenlerin desteğini almak için siyaset yapan partilerde önemli olanın var olanı korumak, üzerine koymak olduğunu en akılsız adam dahi bilir.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geldiği günden beri değişim çabalarını görmemek için kör olmak gerekiyor. Ve değişen, daha demokratik bir parti olmaya çalışan, Türkiye’nin sorunlarına kafa yoran, eski bildik ezberleri bozan, seçimlere projelerle çıkan bir partiden ise şimdi AK Parti kurmayları ve kimi medya organları rahatsız oluyor.
Neredeyse, keşke eski Baykal ve CHP olsa diye tempo tutacaklar. Biraz ayıp ve edep demek gerekiyor.

Economist bunu hep yapıyor!

Son yaşanan tartışmaları ise esefle izliyorum. Economist Dergisi’nin son sayısında; "AKP'nin bir sonraki hükümeti kuracağı kesin. Ama biz Türklere CHP'ye oy vermelerini tavsiye ediyoruz. Kılıçdaroğlu'nun partisinin iyi bir performans göstermesi, anayasayı daha da kötüleştirecek, tek taraflı değişiklik riskini azaltır ve muhalefete gelecekteki seçimleri kazanma adına daha adil bir şans verir” diye bir yazı çıkması üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kükredi ve şunları söyledi: Eğer CHP’’yi zerre kadar tanısalar, demokrasiyle CHP kelimelerinin yan yana gelemeyeceğini, tarih boyunca gelmediğini görürler. Eey the Economist, sen bu ülkeye çok Fransızsın, CHP’ye çok Fransızsın!"

2007’de destek AK Parti’ye

Aynı dergi 2007 yılında ise şunları yazıyordu: "Türkler, Batı’nın, ülkelerinin eylemlerindeki etkinliği azaldığına göre, siyasi krizlerini kendileri çözmeli. Bunu yapmanın en iyi yolu da, AK Parti’yi yeniden seçerek ordunun müdahalesini reddetmektir. Laiklerin, tırmanan İslamlaşmaya ilişkin kaygıları anlaşılabilir ancak, AK Parti’nin sicili bunu haklı çıkartmıyor ve askeri müdahale bunu önleme yolu da değildir. Türkiye’nin askerleri de, korumaya çalıştıkları devletin iyiliği için siyasetten uzak durmalı. Türkler seçim yapmak zorunda kalırsa, demokrasi laiklikten önemlidir."
Ve derginin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin 27 Nisan’daki müdahalesini haklı bulmadıklarını ve AK Parti hükümetinin Türkiye’nin son 50 yılının en başarılı hükümeti olduğu tespitlerini de not düşmek gerekiyor.

Ve aynı dergini yönetimi kendileri için önem arzeden tüm ülkelerde taraf tuttuklarını ifade ederek şunları söylüyorlar: “Daha önce de ‘John McCain yerine Obama’yı seçin’ dedik. İngiltere’de muhafazakâr Cameron’u, Almanya’da Merkel’i destekledik.”
Şimdi ne söylemek gerekiyor. Demokrat olmak, demokrasiyi benimsemek öyle kolay birşey değil. Hazmetmek gerekiyor. Kendini desteklerken ses yok, başkalarına destek verildiğinde ise yabancı parmağı ara… Yurttaşlarının milliyetçilik damarına seslen…

Demokratlık zor zanaat…

İstanbul’da dün Halk Otobüsleri AK Parti mitinglerine yurttaşları taşımak için seferber olmuşlardı. Önceki gün ise tren seferleri yavaşlatılmış, İDO seferleri ise azaltılmıştı… İnsanlar mitinglere gitse ne olur gitmese ne olur… Yurttaşların hizmetinde olan kamu hizmetlerinde partizanlık yapsan hanene ne yazılır? Yazık çok yazık…
Hopa’da gösteriler esnasında ve sonrasında yaşanılanlar ise turnosol kağıdı gibi… Demokratlık zor zanaat… İktidar protesto edilince, yaşanan ölüm olayı, yaralama olayı, gözaltılar ve işkence iddiaları, tutuklamalar… Kabul edilebilir    şeyler değil.
Demokrasinin gelişmesi, demokratik bir kültürün gelişmesi için eşitlik ve adalet… Ve ayrımsız herkes için aynı hak… Kendin için ne istiyorsan, karşıtın için de aynı hakları isteyeceksin ki, o zaman demokrat olabilesin…

Tüm olumsuzluklara rağmen…

Yine söyleyeceğim şu. Bakmayın siz yaşanan bu tartışmalara kimi işgüzarlara… 13 Haziran sabahı Türkiye’de çok büyük bir uzlaşma olacak. AK Parti öyle büyük bir çoğunlukla iktidar ol(a)mayacak. Muhalefet ise son yılların en güçlü muhalefeti olacak. Anti demokratik uygulamalar iktidar tarafından yaygınlaştırıldıkça desteği azalacak. Demokratlık sadece AK Parti’nin tekelinde olmayacak. Ve Türkiye öyle ya da böyle daha demokratik bir Türkiye olacak. Bunun adımlarını görüyorum.

MHP’nin Diyarbakır’da miting yapacak olması bile bunun bir kanıtı. Ve göreceksiniz, MHP bugün Diyarbakır’da çok farklı mesajlar verecek. Dikkatli izleyin, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız…

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank