content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

25 Eyl

Nasuh Mahruki ile Depremsiz Geceler

Didim Yazarlar Festivali'ne Nasuh Mahruki de gelmişti. O da imzanın yanı sıra konuşma yapan kişilerdendi. Konuşmalarının bir kısmını kameramla kayıt altına aldım. Konuşması devam ederken Mustafa Balbay geldiği için konuşma da bir bölünme oldu. Fakat Nasuh Mahruki bence önenli şeyleri yeterince söylemişti zaten.

Konuşmasında sivil örgütlenmelerin öneminden bahsetti. Yani dernek, topluluk vb oluşumların öneminden bahsetti. Özetle şunları söyledi:

Sivil örgütlenmeler “devlet” kadar güçlü olmalıdır. Devlet kavramı zaman zaman başka anlam kaymalarına uğrasa da, sonuçta içinde insan olan bir şeydir devlet. Ve insanlar güç-koltuk hırsıyla insan olduklarını unutup insan-toplum için var olan-olması gerekirken hükmeder-hüküm etmenin kibirli zevkine varmaya başlarlarsa işte orada sivil örgütlenmeler devreye girmelidir. Tabii sivil yapıların devreye girmesi için öncelikle sivil yapıların olması gerek.

Didim'i düşündüm. Burada çok ciddi çalışan sivil örgütler,dernekler var. Hatta bu dernek benzeri yapılar içinde İngilizlerin kurdukları dernekler de var. Sayıları üçtür beştir denecek kadar azdır iyi çalışan dernekler ve şöyle bir baktığımda gerçekten de iyi işler de yapıyorlar. Kimsesiz çocuklar için, sokak hayvanları için, kumsallar için...

Öte yandan, olumsuz özelliklere sahip derneklerin sayısı daha fazla. Bilindiği üzere dernek deyince çoğunluğun anladığı şey, okey oynanan bir yer. Halbuki, ne amaçla kurulursa kurulsun dernek her an arı gibi veya karınca gibi çalışan yerler olmalı. Kağıt üzerinde, derneklerle ilgili yasalarda gördüğümüz şey nedir? Toplum yararına bir şeydir dernek. Aslında toplum çıkarına desek daha mı doğru olur?

Dernek deyince, bazı dernek türlerinin kurulmasının sakıncalı olduğunu düşünüyorum. İl-ilçe isimlerini barındıran derneklerin olması insanlar arasında bir çeşit görünmez yalıtım da oluşturuyor.Burada veya başka bir şehirde sağda solda dolanırken gördüğüm misal Tokatlılar Derneği, Van İli Dayanışma derneği vb derneklerin varlıklarının gereksiz olduğunu düşünürüm. Şöyle bir iddia da bulunulabilinir: Örneğin Tokatlı bir insan Tokat'tan buraya geldiği zaman birtakım rehberliklere ihtiyaç duyabilir, öyleyse Tokatlılar derneği olmalıdır, denebilir. Fakat ben buraya geldiğim zaman böyle bir şeyi hiç aramadım.

İl-ilçe derneklerinin bir kültür aktarım aracı olduğunu savunmaya çalıştığımızda ise yine başka sorunlarla karşılaşırız. Neden ben bir Tokatlı olarak, ciddi-sistemli bir şekilde Tokat yöresini başkalarına tanıtmak isteyeyim ki? Kültürel özelliklerin kendiliğinden kaynaşmasını sağlamak en doğal yol bence.

Yani bu il-ilçe derneklerini kültür tanıtımı olarak aldığımızda başka bir soru aklımıza geliyor. Kültür dediğimiz şey sadece yemek midir, giyim midir, konuşma şekli midir, farklı farklı tür adetler midir... Yani bu Kültür dediğimiz şeyi neden gelişken, içinde felsefe de olan, içinde bilim de olan başka bir şekilde düşünme eğilimlerimiz olmaz?

İl ilçe dernekleri sanki görünmez bir zırhla, kültür öbeklerini koruyor gibi de duruyor. Ortada gelişen bir şey yok.

Başka boyutları da var bu genel manada dernek olayının. Kimisi siyasi çıkarlar için de dernek kurabiliyor mesela. Halbuki dernek toplum yararınadır. Üretir, hakları korur, inceler..

Dernekler konusunda genel görüngü o ki, okey oynanan veya siyasi çıkarlar için depo-işlev görevi gören yerler olmuş bu tür yerler.

Bazen yaşadığım yerlerde gerekli olan dernek türlerini düşünüyorum. Mesela ben Turhal'da yaşarken belediyenin, bir su sayaç firmasının ve bir bilgisayar firmasının adının karıştığı sayaç yolsuzluklarına denk gelmiştim. Açık açık kazıklıyorlardı insanları, hatta korkutuyorlardı insanları. Bunlarla nasıl mücadele edileceği ile ilgili etrafımdaki insanlar yardım istiyorlardı benden. Biraz araştırma yapıp kendimce bazı yollardan yöntemlerden bahsetmiştim onlara. Partilere gittim, Başka illerdeki tüketici hakları ile ilgili dernek telefonlarını buldum, sayaç fiyatlarını araştırdım. En son, Ankara'daki bir dernek başkanı telefonda bana şunu dedi: Turhal'da bir tüketici hakları derneği olsaydı durum daha farklı olabilirdi...

Turhal'da fazla durmayacağım için bir dernek açma fikri kafamdan geldi geçti.

Didim'de de birkaç tür dernek ihtiyacı var aslında. Nedir bunlar? Daha önceki bir yazımda söylediğim gibi bir Alevi derneği mutlaka olmalı. Burada şu an var olan dernek pek iç açıcı bir dernek değil. Üyeleri filan var epeyice fakat insanların pek çok şeyden haberi yok. Yeni kurulacak bir Alevi derneği buradaki insanlarda kısmi de olsa bir aydınlanma oluşturabilir.

Neden burada özellikle bir Alevi derneği diyorum? Çünkü buranın Alevi nüfusu çok fazla. Aleviliğin evrensel ilkeleri, insan felsefesi çok derindir ve anlaşılabilirdir de. Fakat buradaki insan potansiyelini kurda kuşa yem etmemek gerekir de onun için diyorum gerçek bir Alevi derneği kurulmalıdır, diye.

Başka ne dernek kurulabilir? Bilişimle/bilgisayarla alakalı bir dernek kurulabilir. Neden?
Çünkü bilgisayarcıların yüzde 90'ı üçkağıtçıdır. Diğer insanları bu bilgisayarcılardan korumak için Bilişim derneği kurulabilir. Hayatlarımızın her köşesine yerleşmişken bilgisayar insanları aydınlatmak maksatlı kurulabilir böyle bir dernek. Bilişim güzellik yarışması bile yapılır. Kiraz güzeli oluyor da bilişim güzeli neden olmuyor?

Örgüt kelimesi önemli. İnsanlar korkuyorlar tabii bur örgüt kelimesinden. Belki de bu gizli korku yüzünden doğru dürüst dernekler kuramıyoruz veya kursak bile kimse Bir şey demesin aman diye okey oynuyoruz. Olabilir.

Nasuh Mahruki'den nerelere geldik...Fakat haklıydı Nasuh Mahruki.

Nasuh Mahruki ile ilgili video de şurada:
http://didimhaber.net/x/detay.php?haberno=938&haberbaslik=Didim_10._Yazarlar_Festivali_Nasuh_Mahruki_Imza_Gunu

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank