content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

06 Şub

Mutluluk

Kişi ne kadar çevresine duyarlı olursa o kadar şey öğreniyor.  Sağır, kör ve dilsiz olmadan çevrene odaklanmak farkında olmadan birçok şey öğrenmene neden oluyor. Hayatına renk ve anlam katıyor. Son iki yıldır çevreme her zamankinden daha fazla odaklanmaya

başladım. Hatta bu öyle bir hale geldi ki bunu da farkında olmadan yapmaya başladım. Bir şeylerin farkına vardıkça ve de öğrendikçe hayata bakış açım değişti.

Çok şey öğrendim ve öğrendiklerimin hayatıma nasıl yön verdiklerini gördüm. Benim için en büyük öğrenim kendimin ve isteklerimin farkına varmak ve mutluluğu yakalamak oldu. Bunu yaptığımı fark edince sevdiğim ve değer verdiğim kişilere yöneldim. Onlarında benim gibi kendilerinin farkına varmalarını, hayattan zevk alıp mutluluğu yakalamalarını istiyorum.

Öncelikle mutluluğu çok uzaklarda aramamak gerekiyor ya da onu ulaşılması zor bir şeymiş gibi görmeyi bırakmak.  Fakat gözlerimiz o kadar kör ki bazen mutlu olduğumuz anları bile göremiyoruz. Belki de görüyor çok kısa bir zaman sonra ellerimizin arasından kayıp gitmesine izin veriyoruz.

Sonrasında kendinle savaşmak yerine yüzleşmek gerekiyor. Bu biraz acı verse de eskiye oranla daha mantıklı baktığını görüyorsun. Belki bir çok hüzün ve keşke biriktirdiğini görmek ağır oluyor. Ama artık onları değiştiremeyeceğini görüyorsun. Önemli olanında şuan ve bundan sonra ki zaman olduğu…

Evet geçmişini değiştirme gibi bir şansın yok ona bağımlı şekilde kalıp sürekli hatırlamak da insanı yıpratıyor. İşte bu nokta da geçmişini kabullenmek zorundasın. Eğrisi doğrusuyla, güzeli çirkiniyle her şeyiyle kabullenmelisin. Çünkü insansın ve hatalarınla hüzünlerinle sevinçlerinle varsın. Bundan sonra önemli olan geçmişinde yaptıklarını ileride yapmamak…

Kendinle yüzleşmek sadece geçmişe dönmekle de olmuyor. Ne istediğin ve istemediklerinle de yüzleşmelisin.  Bunları bilmek kişide özgüvene sebep oluyor. Radikal kararlar alıp hayata olumlu bakıp daha güçlü ve dik duruyorsun. Bu noktaya gelmek belli bir zaman, sabır ve emek gerektiriyor.  Sonrasında mutluluk gelip yanağına bir öpücük konduruyor.

Kendinin farkına varmak,  sevmek,  mutlu edebilmek, olduğun gibi kabullenmek çok önemli. Hatta hayattaki önceliğin bile ilk kendin olacak. Yıpranmamak yıpratmamak için bu şart. Tüm bunlar bilinenin aksine bir bencillik değildir. Olması gereken şeylerdir. Kendisini sevmeyen insan kimseyi sevemez. Hayatta kendi önceliği olmayan kişi sırf başkalarını mutlu etmek için yıpranmaz. Çünkü yıpranan insan bir yerden sonra yıpratmaya da başlar.

Kendinin farkına varıp mutluluğu yakaladığın anda tüm olumsuzluklar ve çirkinlikler senden uzaklaşır. Fesatlık, kıskançlık, bencillik, kibir, gurur vs…  Daha fedakar olursun. Daha içten daha samimi… Belki bir çok şeyden veya bir çok kişiden vazgeçmek zorunda kalacaksın bu seni üzecek hatta çok çok üzecek ama bileceksin ki eğer vazgeçmezsen ileride daha çok acı çekecek çektireceksin.

Bu noktaya kadar güzel ama öğrenmek öyle sınır tanımıyor. Bir şey öğrendikçe bir başka şey aha öğreniyorsun. Son zamanlarda Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig isimli kitabını okuyorum. Ve yazar mutluluktan öyle bir bahsetmiş ki mutluluğa başka bir açıdan daha bakmam gerektiğini öğrendim. ve mutluluğun avucumuzda bulunan bir ateş gibi olduğunu öğrendim. onu bir kere bulduktan sonra kaybetmemek gerektiğini bunun içinde yapmam gerekenleri öğrendim.Kitaptan ufak bir alıntı yapıyorum:  Mutluluğu bulan kişi mütevazi doğalı, alçak gönüllü ve tatlı dilli olmalı. Kendini gözetmeli aşırılığa gitmemeli, kötü ve çirkin işlere yaklaşmamalı. Toplanmış olan malı yerinde sarf etmeli; hayatını, işini, tavır ve hareketini düzenlemeli. Kendinden büyüğe saygı göstermeli; kendinden küçüğe rifk ve şefkatle davranmalı. Kibir ve gurur ile başkalarını incitmemeli; kendini küçüklerin eğlence ve zorlamasına bırakmamalı. Boşu boşuna kendini içkiye vermemeli; boş yere malını saçıp heba etmemeli. eli ve dili ile oyuna karışmamalı; tavır ve hareketlerinde dürüst olmalı. Dönek mutluluğun kösteği bunlardır. Mutluluk bu şekilde bağlanırsa kaçamaz kalır. Mutluluk gelir tutmasını bilmezsen gider; mal verir yemesini bilmezsen alır. Kararsız mutluluğu bulursan çok sıkı tut; koruma altına almazsan, yine gideceğine şüphe etme. Mutluluğa ermiş kişinin ihtiyatlı olması, bütün yakışıksız işlerden uzak durması gerekir. Kendisi temiz olmalı ve doğru yolda yürümeli; bunun bağı böyledir, bunu bilmeli.

 

İşte öğrenmenin ne yaşı ne de zamanı var. Ve mutlu olmamak için hiçbir sebebimiz yok. Eğer mutlu olamıyorsak bunda en büyük engel kendimiziz.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank