content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

20 Şub

Müşteri Devletler Bir Araya Gelebilirler mi?

Müşteri devlet, Amerikalı stratejistlerinin bizim gibi ülkeler için kullandıkları bir deyimdir.

Uluslar arası hukuk, demokrasi, hür dünya, piyasa ekonomisi, sermayenin serbest dolaşımı gibi, cilalı kavramların arkasından  “stratejik müttefik” yutturmacası ortaya çıkar. İstihbarat antlaşmalarıyla devam eder.

Müşteri Devlet ifadesi; Amerika’nın dolar basıp, petro-dolar yarattığı ülkeler için de söylenmiş olabilir.
Körfez ülkeleri; Suudi Arabistan, Katar, BAE, Bahreyn, Küvet gibi ülkelerin, yani Amerika’nın müşterisi olan devletlerin, Sünni İslam anlayışında bir araya gelmeleri, Amerikan denetiminde, İran, Çin ve Rusya’ya karşı durmaları, Amerika’nın orta doğu çıkarları için planlanmış bir birlikteliktir.

NATO’yu elinde tutan Amerika’nın, İslam ülkelerini de elinde tutmak için planladığı bir birlikteliktir. “İslam NATO’su” diye bir zamanlar ABD’nin, Sünni İslam’a dayattığı askeri birliktelik…

Katar’da, bizim bir Üs kurmamız, Katar’ı İran’a karşı korumak için Amerika tarafından planlanmış, Türkiye tarafından uygulamaya konmuştur.

Sünni Şii çatışmasının bir ürünüdür. Aslında İslam ülkelerini Amerika adına bölen bir anlayışın ürünüdür.
İslam ülkeleri, ister Sünni ister başka bir şey olsun bir araya gelemezler. Gelselerdi, geçen şu 1400 yıllık süreçte bir araya gelirlerdi.

Amerika bunları bir araya getirse bile, uzun ömürlü olmaz. Çıkarların ve iktidar kavgasının bitmediği İslam ülkelerinin bir arada durması geçicidir. Kadı ki dünya artık eski dünya değildir. Amerika’nın kendisine hayrı olmadığı bir yerde, kime yar olacak ki…

Buradan bir şey çıkmaz çıkmasına da, İslam NATO’su, bizi İran ile kapıştırmak için yeniden gündeme gelmiş olması tesadüf değildir.

Bizim İran ile çatışmalı olmamız sadece Amerika’nın işine gelir.

Erdoğan’ın, Körfez Ülkeleri ziyaretinde, Pers milliyetçiği diye, İran ile Suriye’de oluşturulan İran/Türkiye dostluğuna vurması, yeniden, Amerika yolunda yol almak istemesindendir.

Amerikan CIA Başkanı Mike Pompeo, Türkiye’ye bir havuç, bir de şantaj getirmediyse, ne getirmiş olabilir?

Şantajın, Türkiye’deki iktidar cephesini, yeniden Amerika’ya çevirdiği kesindir. PYD iktidar sözcülerinin ağzında, birdenbire,  terör örgütü olmaktan çıktı. İyi çocuk muamelesine mazhar oldu.  Rakka’ya Amerika ile yolculuk konuşulmaya başladı bile…

Suriye’de, Amerika ile birlik olmak demek; İkinci Sykes-Picot antlaşmasını yürürlüğe koymak olur.

Havuç meselesine gelince, CIA Fethullah Gülen’i, Apo gibi, paketleyip, 16 Nisan Halka Oylamasıöncesi bize verirse hiç şaşırmayın.

Bir Genel Seçim öncesi, Amerika, Apo’yu paketleyip biz verince, Ecevit “Amerika Apo’yu bize niye verdi anlamadım” demişti.

Feto’nun havuç, Zarraf’ın şantaj olma durumu birçok şeyi daha kolay anlamamızı sağlayabilir.

Bu kez, Rusya İran ve Çin denklemini hesaba katmayanlar, hiç beklemedikleriyle karşılaşabilirler.

Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr

Etiketler : , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank