content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

24 Eki

Mustafa Necati Bey’e Mektuplar

MUSTAFA NECATİ BEY’E MEKTUPLAR
Değerli Üstadım;
Bugün 20 Ekim 2015.
İstanbul, Anadolu Yakasında, güneşli, ılık bir sonbahar günündeyiz.
Kadıköy ve Üsküdar’ın sıkışık-daracık sokaklarından geçerek, geniş, sarı-yeşil yapraklı yüksek ağaçların, cıvıltılı kuş seslerinin içimizi rahatlattığı Validebağ Koruluğuna geldik.
Burada, Osmanlı Hanedanından divan yazmış, tek kadın şair olan Adile Sultan adına yapılmış tarihi Kasr binası ve öğretmenevi bulunmakta.
Değerli büyüğüm;
Koruluk içinde, öğretmenevine doğru inerken yol kıyısında, yüksek ağaçlar arasında ve yeşil çimenler üzerindeki büstünüzü görünce iki duyguyu birlikte yaşadım.
Genç yaşta(1894-1929) “gidişinizin” acısı ve sizi görmenin sevinci..
“Yolun yarısında” ayrılmanız, Türk Devriminin de yarıda kalmış olmasını çağrıştırdı.
Büstünüzün önünde yeniden anımsadım; Kuva-yi Milliyeciliğinizi, Bakanlık görevlerinizi, 1924 Anayasası'nın yürürlüğe konulduğu sırada Adalet Bakanlığı, Tevhidi Tedrisat sürecinde ve Harf Devrimi esnasında Milli Eğitim Bakanlığı yapmış olmanızı, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı döneminde(20 Aralık 1925 - 1 Ocak 1929) yaptığınız hizmetleri..

Maarif Teşkilatı’na dair kanun çıkardınız, kanun’da yer alan “Maarif hizmetinde asıl olan öğretmenliktir” hükmü ile öğretmenlik mesleğini itibarlı hale getirdiniz;
Köylere öğretmen yetiştirmek için Köy öğretmen okulları modeli planladınız
Ayrıca;
Harf İnkılabı gerçekleştirildi. Yeni harfleri öğretmek için Millet Mektepleri kuruldu, okuma-yazma seferberliği başlatıldı.
Evet evet bunlar, yaptığınız hizmetlerin yalnızca birkaçı, sizler çok daha fazlasını, çok kısa sürede gerçekleştirdiniz.
Bu nedenle, Büyük Kurtarıcı 1933’te; “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık..” demiştir.
Bunları anımsarken büstünüzün önünde, yanıma yaklaşıp soranlara, tanıyan-tanımayanlara, anlattım sizi, o dönemleri heyecanla..uzaklara bakan gözlerinize bakarak..
Biraz ileride, Adile Sultan Kasrı içinde, Hababam Sınıfı Müzesi olduğunu görünce, oraya yöneldik.
“O da nedir,?” diyeceksiniz..
Rıfat Ilgaz isimli büyük yazarımızın aynı adlı romanından uyarlanan ve sizlerden sonra, 1950’lerle beraber bozulan eğitim sistemini eleştiren bir film.
Akademik olarak zayıf ama sosyal ve duygusal yönden güçlü zekası olan gençlerimizin anlaşılmamasını konu alan ve eğitimdeki ticarileşmeyi iğneleyen muhteşem bir sanat eseri.
Hababam Sınıfı isimli filmin 4 dizisi bu mekanlarda çekilmiş.
Müze olan sınıfta, filmin tanıtım yazısını okuyunca, bir çok dil ve anlatım hatası bulunca, müdür bey’e ilettik.
Dedik ki;
“Bu durum, Mustafa Necati Bey’e, Rıfat Ilgaz’a, ilk kadın şairlerden Adile Sultan’a hiç yakışmaz.”
Tam o anlarda yeniden düşledim ve düşündüm;
“Mustafa Necatiler yolun yarısında gitmeselerdi, belki Türk devrimi de yarıda kalmazdı.”
Belki de Hababam Sınıfları yazılmazdı, yerine bir çok başarı öyküleri, eğitimde, iktisatta örnek kalkınma hikayeleri yazılırdı..
Elbette erken ölümler değil bugünkü durumlarımızın nedeni, bunun bilincineyiz.
Bugün içten ve dıştan gelen “cumhuriyet kemiricilerine” karşın, ayaktaysak, dirençliysek mücadeleniz, sevdanız, yüksek ruhunuz ve derin bilginiz bizlerle beraber olduğu içindir.
Değerli Üstadım;
Sizler rahat olun, bilim ve sanatın iplerine sımsıkı sarılan bizler geçicilikler olsa da, uzun dönemde geleceği kazanacağız.

Etiketler : , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank