content

13 May

Melihat Gülses’ Ten Neveser Şarkılar

Melihat Gülses Türk Musikisinin en sevilen yorumcularının başında geliyor. Sanatçının geçen akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu’ nda ‘nev-eser’ şarkılardan oluşan konseri de merdivenlerine kadar tıka basa dolu idi. Dinleyiciler arasında gençlerin çoğunlukta olmaları… konseri heyecanla takip etmeleri ve birçok şarkıya coşkuyla katılmalarına musikimiz adına ayrıca mutlu oldum. Programın ilk bölümünde musikimizin öne gelen kadın bestekârlarından olan Neveser Kökdeş’ in şarkılarını dinledik. Neveser Hanım’ ın şarkıları klasik musiki anlayışının dışında adı gibi nev yani yeni eserlerdir. Şarkılarının tümünde de çektiği acıları, sıkıntıları, yalnızlığını yansıtan ince bir hüzün vardır.

Her yeniliğin ilk önce yadırganması, küçümsenmesi ve dışlanmaya çalışılması Neveser hanım’ ın şarkılarının başına da gelmiştir. Geleneksel kalıp ve üsluptan farklı olan bu tarz Mesud Cemil tarafından biraz da alaylı olarak ‘Neveser Musikisi’ diye isimlendirilmiştir. Ne kadar doğrudur bilinmez ama zamanın radyo müdürü olan Mesud Cemil’ in, ‘’Benim sağlığımda Neveser Hanım adında bir kimse İstanbul Radyosu’nda neşriyat alamaz’’ dediği söylenir.

Neveser Hanım’ ın zaten acılarla geçen bir hayatı vardır. Çok genç yaşında topçu subayı Mehmet Ali Üsküdarlı ile evlenmiş, ancak bu evlilik eşinin iki sene sonra Çanakkale Savaşı’ nda şehit düşmesi neticesinde bitmiş ve bir yaşındaki oğlu Adnan ile dul kalmıştır.

Bir tarafta eşinin ölümü ile küçük bir çocukla genç yaşlarda yalnız kalması, diğer tarafta ekonomik sıkıntılara girmesi yüzünden içine kapanmış ve sinir hastası olmuştur. 35 yaşlarında geçirdiği yüz felci nedeniyle yüzünün sağ tarafını kullanamaz olması da onu büsbütün üzmüştür. Çok güzel bir yüze sahip olan Neveser Hanım, giderek kendi kabuğuna çekilmiş, insanlardan kaçar olmuştur.

Neveser Kökdeş bir dergide yayınlanan röportajındaki sölerini hatırlıyorum Gülses’ i dinlerken:

‘’Fes-mes devri geçti, niçin musikimizde inkilabı hazmetmiyoruz. Dede’ler ve Rahmi Bey’lerin bile zaman zaman Türk musikisinde inkilap yapmak üzere harekete geçtikleri görülmüş, fakat fes’in altındaki zihniyet karşısında daha fazla cesaret edememişlerdir. Yani herkes bilir ki Dede’nin valsleri vardır.

Benim ’aman’ larım basit eski tarz ’aman’lar değildir. Fakat geçenlerde radyoda dinledim -ismi lazım değil- bir hanım sanatkarımız bir köçekçemdeki ’aman’ı gazel ’aman’ ına çevirdi. Bir ’aman’ çekti ki, ben de aman dedim.

Eserlerimi güzel okuyan sanatkar Sabite Hanım’dır. Muallâ Mukadder de fena değil, fakat Sabite Tur’un sesi, alafranga nağmelere daha çok gidiyor. Bu işten kırk para kazanmıyorum. Üstelik eserlerimi orkestrasyon yaptırmak için cebimden para verdiğim bile oluyor. Bestekarlık bana sıhhatimi, saadetimi, her şeyimi kaybettirdi. Bütün bu zahmetin ve ızdırapların mükafatı nedir biliyor musunuz? Bestelerimi tahfir etmek suretiyle harcamak. Halimi görüyorsunuz. Halbuki Türk müziğini hudutlarımızın dışına çıkarmış bir sanatkârım. Eserlerim halen Londra ve Paris operalarında çalınıyor."

 Melihat Gülses bestekarın Kuş olup uçsam sevgilimin diyarına/ Bir emele bin ah çeksem/ Gül olsam ya sümbül olsam/ Sevdikçe seni ömrüm artar/ neden bilmem bu iptila/ Yıllardır bekliyorum/ Sevmek seni bir suç ise/ aşkım güzel cananım güzel/ canandan uzak kaldı gönül/ Gül dalında öten bülbülün olsam… şarkılarını başarıyla seslendirdi. Konserin sürprizi ise nihavent şarkılara genç neslin önde gelen tenorlarından Bekir Ünlüataer’ in eşlik etmesiydi. İkilinin düetleri büyük alkış aldı.

Neveser Hanım ölümünden 46 sene sonra şarkılarının ne kadar güzel yorumlandığını…nasıl coşkuyla dinlendiğini… ve pek çoğunun müzikseverler tarafından nasıl ezbere bilindiğine şahit olsaydı…kim bilir ne mutlu olurdu.

Musikimizin ‘Melek’i konserinin ikinci bölümünde ise nev-eserlere yani musikiye bir yenilik getiren eserlere yer vermişti: Cevdet Çağla’ nın muhteşem nikriz şarkısı Karanlık ruhumu aydınlatacak sandım… Yavuz Özüstün’ ün nihavendi Bir deniz ki gözlerin… Emin Ongan’ dan Baharı okşuyor ellerim… Kaptanzade’ den Gel gitme kalmasın gözüm yollarda…Cinuçen Tanrıkorur’ un sözleri Fevzi halıcı’ ya ait olan benim ilk kez dinlediğim fantezisi Sararıyor narçiçeği umutlar… Refik Fersan’ dan Beni bir lahza dinle… Emin Sabitoğlu’ ndan Şükriye ve Necip Gülses’ ten azeri fantezi Bende yangın sende gül… Senden başka sevdiğim yok sözleriyle başlayan bir kanto… rahmetli sanayici Ahmet uzel’ den rast tango o eski günler nerde kaldı… Haydar tatlıyay’ ın Mavi gözlerin ve Dramalı Hasan’ ın Kalbim seni özler…

Çok başarılı bulduğum sazendeleri de belirtmek isterim. Udda Yurdal Tokcan, kemanda Baki Kemancı, klarnette Şükrü Kabacı, kemençede kızı Neva Cansın Gülses, kanunda Turgut Özüfler, viyolonselde Özer Arkun, kontrbasda Umut Sel, piyanoda Şevket Aşıkuzun, ritimlerde Fahrettin Yarkın ve Bekir Sakarya…

Gönlünüze sağlık Gülses’ler…

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank