content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

21 Eyl

Kurban Allah’a Yakınlaşmadır

Sözlükte yaklaşmak, Allâh’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban, dinî bir terim olarak, ibâdet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı, kurban bayramı günlerinde usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.

 Akıllı, hür, mukim ve dini ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını keser. Böylece hem maddi durumu yetersiz olup kurban kesemeyenlere yardımda bulunmuş, hem de Cenab-ı Hakka yaklaşmış olur.

 Kurban ibadeti, İslam toplumlarının yardımlaşmayı teşvik eden esas  ibadetlerden biri olarak asırlardan beri yerine getirilmektedir. Kurban, bir Müslüman’ın gerektiğinde bütün varlığını Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.Kurban Hanefi mezhebine göre vacip, diğer mezheplere göre ise sünnet-i müekkededir. Dini kaynaklarda Peygamber efendimizin kurbanını daima kestiği ifade edilmektedir.  

           Genel anlamda kurbanın bir ibadet olduğuna dair Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet yer almaktadır. Hz.İbrahim’in oğlu Hz.İsmail’in yerine, Allâh tarafından bir kurbanın verildiği açıkça bildirilmektedir. (Saffat 37/107) “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık…” (Hacc 22/34) - “... kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allâh’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”(Hacc 22/28)

 “Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allâh’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yeyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.” “Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Allah'a ulaşacak olan ancak, sizin takvanız (O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadet) dir.” (Hac 22/36;37) 

 Hz. Aişe (R.a.) anlatıyor: "Resûlullah (S.a.v.) buyurdular ki: "Hiç bir kul, kurban günü, Allah indinde kan akıtmaktan daha sevimli bir iş yapamaz. Zîra, kesilen hayvan, kıyamet günü boynuzlarıyla, kıllarıyla, tırnaklarıyla gelecektir. Hayvanın kanı yere düşmezden önce Allah indinde yüce bir mevkiye ulaşır. Öyle ise, onu gönül hoşluğu ile ifâ edin."

           Ebu Hureyre (R.a.)  anlatıyor: "Resülullah (S.a.v.) kurban kesmek istediği zaman iki tane büyük şişman çift boynuzlu alaca, hadımlaştırılmış koç alırdı. Bunlardan birisini Allah'ın birliğine ve kendisinin peygamberliğine şahadet eden ümmeti adına keser, diğerini de Muhammed ve ÂI-i Muhammed aleyhissalâtu vesselam adına keserdi.

Hz. Ebu Hureyre (R.a.) anlatıyor: "Resülullah (S.a.v.) buyurdular ki: "Maddi imkânı olup da kurban kesmeyen namazgâhımıza sakın yaklaşmasın.

Kurban ibadetinin  asıl amacı Allah’ın rızasını kazanmak ve O’na yakınlaşmayı arzu etmektir. Kurban kesen, bu ibadetiyle Allah’a yaklaşmış ve O’nun hoşnutluğunu kazanmış olur. Kurban, aynı zamanda bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma örneğidir. Kesilen kurbanlardan maddi olarak daha çok yoksullar yararlanır. Görüldüğü gibi bu ibadetin ruhunda Hakka yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır. Kurban; -fıkhi hükmü ne olursa olsun- Müslüman toplumların simgesi  ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri dini hayatımızda önemli bir yer tutmaktadır. Kurban, bir Müslüman’ın bütün varlığını gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun sembolik bir ifadesidir.

 KURBAN  BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN

 Bayramlar, sevinç, neşe ve kardeşlik duygularının dalga dalga yayıldığı, önemli günlerdir. Bayramlar, mutlulukların paylaşıldığı, muhtaçlara yardım elinin uzatıldığı, fakir ve fukaranın yanında olunduğu, müstesna günlerdir. Bayramlar, birlik, beraberlik, dostluk zamanlarıdır. 

 Bayramların, millî ve dinî duyguların, inanışların pekişmesi, taze ve canlı tutulması fonksiyonu yanında, toplumun birlik ve beraberliğini sağlamada ve bunun bireylerin bilincinde yer etmesinde de büyük önemi vardır. Gerçekten dinî bayramlar, insanlar arasında kaynaşmanın, dostlukları ve ahbaplıkları ilerletmenin bir yolu olarak belli bir öneme sahip oldukları gibi, dinî his ve şuurun sosyal hayatta tazelenmesinin de bir vesilesidir

Bayramlar, mutlulukların, acı ve kaderlerin paylaşıldığı paylaşma günleridir. Bayramlar, büyüklerin ellerinin öpülüp dualarının alındığı, küçüklerin sevinçlerine ortak olunduğu vakitlerdir.  Bayramlar, “komşusu açken, tok olarak sabahlayan bizden değildir.”  Hadisine göre hareketle komşuluk duygularının güçlendiği komşuların dertlerine derman olunduğu, merhamet hislerinin yoğunlaştığı duygusal anlardır. 

 Bayramlar, kimsesizlerin sahiplenildiği, yetimlerin başlarının okşandığı, öksüzlerin hallerine ortak olunduğu, hasta ziyaretleriyle dert ve ıstırapların hafifletildiği istisnai günlerdir. Bayramlar, maddi manevi dayanışmanın pekiştiği dost ve akraba ziyaretlerinin yoğunlaştığı, muhtaçların ihtiyaçlarının giderildiği sosyal hayatın şekillendiği günlerdir. 

Bu duygular içinde anne-babaların duaları alınır, elleri öpülür. Gönül dünyaları sevinç dualarıyla dolar. Küçüklerin okşanan başları beyinlerinde sevgi, saygı yumaklarının oluşmasına vesile olur. Elinden tutulan fakir, ihtiyacı görülen muhtaç, ziyaret edilen komşu, bayramın getirdiği manevi atmosferi teneffüs ederek soluklanır. Bayramların bu güzelliklerinden faydalanan müminler, İslam kardeşliğinin hazzına ve bu güzelliklerin farkına varırlar.

Bayramları fırsat bilelim. Dargınlıklara son verelim. Kırgınlıkları giderelim. Birlik ve beraberlik duygularını güçlendirelim. Kin, nefret ve şiddet hislerimizi bertaraf edelim. Birlikten dirlik doğacağını unutmayalım. Zira milletimizin yükselmesi, muasır medeniyetler seviyesini yakalayabilmesi birlik, beraberlik, kardeşlik duygularının güçlenmesine bağlıdır. 

 Yüce milletimizin tarihindeki şanlı zaferlerin, ortaya koyduğu kahramanlık destanlarının, kurduğu medeniyetlerin, dünyaya ışık tutacak şekilde geliştirdiği kültürlerin temelinde, milletçe birlik ve beraberlik içinde olma bilinci vardır. İnananlar ancak kardeştirler” ilahi hükmüne gönül vermiş ecdadımız birlik, beraberlik ve kardeşlik şuuruyla hareket etmiş ve üç kıtaya hükmetmiş ise; işte bu ruh ve şuur sayesinde bunu başarmıştır. 

 Onların torunları olan bizler de bayramları fırsat bilerek; bu toprakları bize emanet eden atalarımızın ruhlarının şad olması için onların doruk noktaya ulaştırdığı birlik ve beraberlik ruhunu kaybetmemeliyiz. Her zamankinden daha fazla huzura - sükûna ihtiyacımızın olduğu zamanımızda, fitne ve fesatçılar bizi aldatmamalıdır. Onların oyunlarıyla oyalanmadan birbirimize yaklaşmalıyız. “Kardeşimsin” diyerek kucaklaşmalıyız. Gönül birliği, ruh birliği ve cennet vatanda yaşama sevinci içinde olmalıyız. 

Dostluğu, sevgiyi ve geleceği.. Hüznümüzü, acımızı, yalnızlığımızı paylaştığımız; birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz Kurban Bayramınızı tebrik eder, mutluluklar dileriz. Güzellik, birlik, beraberlik dolu, her zaman bir öncekinden daha güzel ve mutlu bir Kurban Bayramı diliyoruz.

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank