content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

03 Nis

Kozinoğlu Belgeleri’nin Hikayesi…

Bundan bir kaç ay önceydi... Aydınlık Gazetesi'nde çalışan bir emekçi arkadaşımla çay içiyorduk. Cebinden bir flash disk çıkardı ve “Biz yayınlayamadık, belki sen yayınlarsın.” diyerek bana uzattı.

Aydınlık Gazetesi'nin, Silivri Cezaevi'nde tutuklu iken ani biçimde hayatını kaybeden MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'nun el yazısı belgelerini yayınladığı günlerdi... Ne var ki gazete, bir kaç dosya yayınladıktan sonra yayını kesmiş, gerekçe olarak da “yayın yasağını” göstermişti. İşte yürekli bir Aydınlık emekçisi tarafından bana verilen belgeler, Kaşif Kozinoğlu'nun bu el yazmalarıydı.

Kozinoğlu'nun sözlü ifadesinin notları, yazılı savunması için elle yazdığı taslaklar, iddianame üzerinde aldığı notlar gibi belgelerinin üzerinde bir kaç hafta boyunca çalıştım. Aydınlık'ta yayınlanmış olanları tekrar karşılaştırdım. Henüz hiç bir yerde yayınlanmayanları, içerdiği bilgiler yönünden araştırdım, teyit edebildiklerimi teyit ettim, bazı isimlerle görüştüm...

Aynı günlerde, Edip Yüksel'in referansı ile, Odatv'de yazmak üzere Soner Yalçın'ın avukatı Tugay Topbaş ile görüşüyordum. Avukatı ile cezaevinden haber yollayan Yalçın, Odatv'de köşe yazısı yazmamı istemiş, ayrıca siteye özel haber olarak katkıda bulunmamı rica etmişti. Yalçın, avukatının aktardığına göre, “Bütün haber kadrom tutuklu, siteye özel haber yazsın.” demişti, seve seve kabul ettim.

Nitekim, Odatv editörleri ile sitenin merkezinde yaptığımız toplantıda, yazılarımın periyodu, yayınlanış biçimi gibi konuların haricinde, özel haber konusu da görüşüldü. Bu toplantıda kendilerine elimdeki Kaşif Kozinoğlu belgelerinden bahsettim, tamamını sansürsüz ve en az yorumla yayınlamayı önerdim. Hevesle kabul ettiler.

Ertesi gün Odatv'ye elimdeki tüm Kozinoğlu el yazmalarını e-posta ile gönderdim. Ne zaman ve nasıl yayınlanacağı konusunda görüştük. Hatta özellikle bu haberlerde “imzamın” kullanılmasını tekrar tekrar hatırlattım ve bu haberdeki emeğimden bahsettim. Her şey normal seyrinde gidiyordu.

Ancak bir kaç gün sonra Odatv editörleri, belgeler konusunda yayın yasağı olabileceğini, incelediklerini söylediler, beklememi istediler... Beklemeye başladım.

O esnada çok garip bir şey oldu. Düzenli olarak köşe yazılarım yayınlanır, özel haberlerim sitede girilirken, Odatv'den “artık yazmayın” denildi. Ve Odatv editörleri de, Soner Yalçın'ın avukatı Tugay Bey de birden telefonlarıma, mesajlarıma, e-postalarıma cevap vermez oldular... Sadece tek bir e-postama “çok yoğunuz” şeklinde kaçamak bir yanıt gönderildi...

Aynı günlerde Aydınlık-İşçi Partisi kanadındaki tanıdıklarım da, telefonlarıma ve mesajlarıma cevap vermemeye başladı.

Tahmin edeceğiniz gibi, Odatv o günden sonra köşe yazılarımı ve içeride bekleyen haberlerimi yayınlamadı. Kaşif Kozinoğlu'nun belgelerini de...

Ve geçtiğimiz hafta çok ilginç bir şey oldu...

“Yayın yasağı var” diyerek yayınlamadıkları Kaşif Kozinoğlu belgeleri, tıpkı basım olarak kitaplaştırıldı ve piyasaya sürüldü... Hiçbir editöryal çalışmadan geçirilmeden, hiç yorum yapılmadan, belgeler aynen sıralanmış ve basılmıştı... Bu haliyle epey aceleye getirilmiş bir çalışma gibi duruyordu... Üstelik üzerinde ne bir editör, ne de bir yazar ismi bulunmadan...

Hediyesi de 15 Türk Lirası...

Bu durum üzerine, Odatv'nin emeğimin üzerine yattığını, belgeleri sümen altı ettiğini dile getirdim.

50 Bin takipçisi olan Twitter hesabımda konuyu gündeme taşıdım. Bir çok kişi ilgilendi ve olayı paylaştı.

Aynı gün, elimdeki bütün Kaşif Kozinoğlu belgelerini internette çeşitli sunuculara yükledim ve kendi blogum altından yayınlamaya başladım.

Siz de bu belgelere ve bloga http://kasifkozinoglu.tumblr.com adresinden erişebilirsiniz...

Blogta, hikayeyi yukarıdaki gibi anlattıktan sonra, şunları ekledim :

“OdaTv, sergilediği bu anlaşılmaz tavır ile, emeğime saygısızlık etti. Haftalar süren çabalarımın, araştırmalarımın üzerine yattı, sümenaltı etti.

OdaTv, aynı zamanda okurlarına da saygısızlık etti ve okurların bu tarihi belgelere ulaşmasına izin vermedi.

Tıpkı basımların yer aldığı kitap, kitapçılarda 15 TL’ye satılıyor…

Belgeler Aydınlık’ta yayınlanırken, OdaTv’de yayınlanacakken, birilerinin aklına “ticaret” düştüğü ve organize bir sümenaltı operasyonu gerçekleştirildiği muhakkak…

Yukarıda, Kaşif Kozinoğlu’nun ölmeden önce, cezaevinde kaleme aldığı belgeler var, tamamı kendi el yazısı ile…

Sözlü ifadesinin notları, yazılı savunmasının taslakları, aldığı notlar, mektuplar ve iddianame üzerinde yaptığı çalışmalar…

Bu belgelerin bir kısmı, ne Aydınlık’ta, ne söz konusu kitapta yayınlanmadı. Yani ilk okuyan siz olacaksınız.

Kamu vicdanı adına duyduğum sorumluluk ve gazetecilik ilkeleri gereği, elimdeki tüm belgeleri okurlarımla paylaşıyorum.”

Odatv'den gelen e-posta

Bu esnada, olayları aynı şekilde kronolojik olarak sıralayan ve sebebini dürüstçe, yüzüme karşı söylemelerini rica eden bir e-posta kaleme alarak Odatv ekibine gönderdim.

Bir iki gün sonra bir yanıt gönderme zahmetine katlandılar nihayet...

Gelen cevap e-postası hakaretamiz, aşağılayıcı ifadelerle doluydu...

Odatv editörleri, “Hayal dünyasında yaşadığımı, hayal dünyamın çok kuvvetli olduğunu, bir çok gazeteci gibi olaylara şüpheyle bakıp, sağlıklı çıkarımlar yapamadığımı...” iddia ediyorlardı...

Yani onlara göre, böyle bir olay hiç yaşanmamıştı... Kaşif Kozinoğlu belgelerini gönderdiğim, konu üzerinde yazıştığımız e-postalar hayal ürünüydü mesela... Toplantıda tuttuğum notları ben kafamdan uydurmuştum... Hatta ortada hiç bir şey yokken, durup dururken böyle bir senaryo kurmuştum.

Odatv editörleri, bu e-postada bir şey daha söylemişler; yazılarımın yetersiz olduğunu, beni kırmamak için yayınladıklarını... Yani, “olayın Kozinoğlu ile bir ilgisi yok, biz kötü yazan herkesin telefonlarına çıkmaz, mesajlarına cevap vermeyiz.” demek istemişler...

13 yıldır medya sektöründeyim. İki kitabım var. Bir çok gazetede, dergide, internet sitesinde görev yaptım. Sayısız makale, köşe yazısı kaleme aldım. Medya alanında iki ödülüm var.

Değil bir yayın organında editörlük yapan, stajerlik, getir götür işlerine bakan dünkü çocuk bile bilir ki, ciddi yayın kuruluşlarında, hatır-gönül ile yazı yayınlanmaz... Hele Odatv gibi bir mecrada asla...

Madem bu işler hatır gönülle oluyor, bulayım yufka yürekli bir Hürriyet editörü de, “kırılmayayım diye” Hürriyet'te de üç beş yazım yayınlansın...

Bu komik iddianın üzerinde bile durmuyorum. Zira Odatv'de yayınlanan köşe yazılım başta olmak üzere, benim kalemimden çıkan yazıların kalitesi bellidir ve hiç bir zaman bu konuda mütevazi olmadım. 

Odatv editörleri bunları söyler, bu hakaretleri düzerken, daha önce gönderdikleri e-postaları, söylediklerini de unutup, inkar etmiş oluyorlardı...

Soner Yalçın'a mektubum.

Tüm bu yaşananları, Soner Yalçın'a bir mektup halinde de kaleme aldım ve Silivri Cezaevi'ne postaladım.

Binbaşı Cem Ersever'in anılarını kitaplaştırmak gibi cesaret örneği bir habercilik başarısına imza atan Yalçın'ın, bu konuda bana hak vereceğinden eminim. Ve yine emin olduğum bir şey var ki, bu olay yaşandığında Soner Yalçın serbest olsaydı, Odatv bu belgeleri çatır çatır yayınlar, tüm basını atlatırdı...

Soner Yalçın'dan gelecek cevabı söz konusu blogta paylaşacağım. Aynı şekilde, Odatv ile yazışmalarımızı da gerek olursa paylaşabilirim.

Kaan Göktaş
http://twitter.com/kaangkts

Etiketler : , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank