content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

23 Ağu

Korkaktan Ne Hoca, Nede Koca Olmaz!

Evet, saygıdeğer okurlar, üstüne basa basa tekrar ediyorum, bugün gerek ülkemizde gerekse dünyada yaşanan bütün olumsuzlukların temelinde cehaletten kaynaklanan korkaklık yatmaktadır. Korku duygusu her canlıda vardır. Korkaklık cehaletle doğru orantılı bir duygudur. Olması da gayet doğaldır. Ama her şeyin aşırısı tehlikedir diyen atalarımıza göre bu duygunun da bir sınırı olmalıdır ve vardır.

Akılla ve mantıkla bağdaştırılamayacak nitelikte işler yapanlara bazen toplumumuzda deli ya da cahil cesaretlidir dense ve öyle algılansa da, bu korkaklık alınacak iyi bir eğitimle asgariye indirilebileceği gibi kökten yokta edilebilir. İnsanın korkularından arınması kendi elindedir. Peki, bu Hangi insanın kendi elindedir. Tabiî ki yaratılış gayesini bilerek yaşamak isteyen insanın kendi elindedir. Yani çarem kalmadı, çıkış yolum yok diye karamsar düşünceye kapılsanız dahi bu olumsuzluktan çıkışınızın tek çaresi yine akıl sahibi canlı olan siz insanların elindedir. Yani korkaklıktan kurtulmakta hayatınızı korkak olarak yaşamakta kesinlikle sizin elinizdedir.

İnsan olmak, hele de akıl sahibi bir insan olarak dünya ya gözlerini açmak, hatasız ya da ömrü boyunca bir ya da iki kez yani en az hata ile Yüce Allah’ın kendisine verdiği ömrü tamamlayarak bu dünyadan göçüp gitmek demektir. Akıl doğru ya da yanlış yapıldığında işe kılıf bulmak adına bahaneler uydurmak ya da yaratmak için insanlara has bir olgu değildir. Akıl insanlara sadece ve sadece ömürlerini doğru bir şekilde tamamlamaları için verilmiş özel bir olgudur. Akıl sahibi canlı olan bütün insanlar için doğru doğrudur, yanlışta yanlıştır. Yanlış ve doğru sadece ve sadece akıldan yoksun canlılar içindir. Bunun artısı eksisi olmaz. Efendim insanız beşeriz bazen de şaşarız gibi ucuz safsatalara akıl sahibi insanların ne kafasında nede kitabında yer yoktur. Asla olamaz değil, olmazzz.

Yanlış yapılmadan doğru yapılmaz, doğru yanlışın kardeşidir gibi akıldan ve mantıktan uzak duygu ve düşüncelere yaratılmışları diğerlerinden akıl üstünlüğü ile ayıran insanların yanında yer yoktur olması da mümkün değildir. Öyle ise ne vardır ki insanlığın var oluşundan günümüze gelişline kadar, geçen zaman içersinde ve halen her şey insan içindir der dururlarda yine yanlışı bu sözü sarf edenler yapar. Evet, işte sorun burada! İşin püf noktası bu soruda gizli. Aslında gizli falanda değil.

Her şey apaçık ortada. Bu işin gizlisi ve saklısı olmaz. Ama başta kendisine daha sonrada yaptığı işine iyi ya da kötü olmuş şeklinde laf sokuşturacaklara kılıf arayan zatı muhteremlerin basiretsizlikleridir. Başka bir şey değildir ve asla olamaz değil olmaz. Ama oluyor! Evet, bizde biliyoruz oluyor. Peki, neden oluyor.Evet bu özel sorunun tek ve net bir cevabı var. Oda akıl sahibi değil süper zekâ sahibi de olsan, kendinden ve işinden emin değilsen, ne yaptığını nasıl yaptığını bilmiyorsan kendine saygın, işine sevgin ve güvenin yoksa Anadolu da bu medeni cesaretten yoksun yani korkaklık olarak değerlendirilir.

Bu nedenle korkaktan ne muhtar, ne aza, ne belediye meclis, ne il genel meclis üyesi, ne belediye başkanı, ne sivil toplum kuruluşu başkanı, ne milletvekili, ne bakan, ne başbakan, ne cumhurbaşkanı, ne hâkim, ne savcı ne asker, ne onbaşı, ne yüzbaşı, ne albay, ne amiral, ne general, ne kaymakam, ne vali, ne işçi, ne işveren, ne amir, ne memur, ne hoca ne koca, kısacası hiçbir şey olmaz. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, dün, bugün ve hala olduğu gibi bizde her daim olur derseniz, işte böyle olur, bu kadar olur.

Akıl sahibi canlı olan insan için yanlış yanlıştır, doğru doğrudur. Buna başka türlü kılıf aramanın mantığı yoktur. Efendim hayat yaşanan olumsuzluklardan elde edilen tecrübe ile anlam kazanır demek çok yanlıştır. Biz ülke ve insanlar olarak bu yanlışı bilerek sürekli yapıyoruz. Bile bile lades denilen bir yerde bu ve benzeri olaylara ilave edilecek bir söz yoktur ve olamaz.

Çünkü her milletin bir dili ve bir de diline uyarlanmış alfabesi vardır. Alfabesindeki harf sayısı da bellidir. Bütün kelimeler ve cümleler alfabede yer alan harflerden oluşur. Buna bir harf ilave yapmak veya içersinden bir harf alarak eksiltmek, anlatılmak istenileni özünden koparmak olduğu ve bundan böylede olacağı için alfabe üzerinde yanlışı ve doğruyu örtbas etme yoluna gitmek basiretsizliktir, aşağılıktır. Bunun başka bir mantığı ve izahı yoktur.
Bu nedenle Akıl sahibi canlı olan insanın yanlışı doğruyu hata yaparak öğrenmesi diye mantık yoktur ve olamaz. Öyle olmadığı halde insanlar kendilerine ve yaptıkları yanlışa kılıf uydurmak adına böyle bir yola başvurmuşlar ve bunu da akıl sahibi insanlara yer yemez kabul ettirmişler. Bu insanların kendilerini doğru ya da yanlış yaptıklarında basit usulden savunmalarına ilişkin hazırladıkları uydurma ve ilkel bir yöntemdir.

Akıl sahibi canlı olan insanlar aklın ve kendinin kıymetine vakıf olduğunda ne kadar büyük bir yanlışla hayatını idame ettirdiğini anladığında, atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacaktır. Biz istiyoruz ki akıl sahibi canlı olan insan aklın nimetlerinden azami ölçüde yararlanmak istiyorsa akanında kendisini iyi yetiştirmelidir. İyi yetişmiş bir insan kendinden ve yaptığı işinden emin olan insandır. Kendinden ve yaptığı işinden emin olan insan medeni cesaret sahibi insandır ve ona top vursan asla yıkılmaz.

Çünkü ne yaptığını ve nasıl yaptığını bilerek yapan bilgili, görgülü, medeni cesaret sahibi kültürlü insanın, bırakın seçilmiş ve atanmışlar ile basın mensuplarından korkmasını, canını alacak Azrail’den dahi korkmasına gerek yok diyor, saygılar sunuyorum.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

1 Kere Cevaplanmış to “Korkaktan Ne Hoca, Nede Koca Olmaz!”

  1. 1
    Çapar Kanat Says:

    Yazınızı okudum.
    Çapar Kanat
    Çiftçi-Çiğ Süt Üreticisi



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank