content

11 Oca

Kolesterol Aşısının (!) Riskleri Ortaya Çıkmaya Başladı

İlaç şirketleri tarafından tüm dünyaya kolesterol aşısı olarak yutturulmaya çalışılan ve kısa süre önce FDA’ dan ruhsat alan yeni kolesterol ilaçlarıyla ilgili çok önemli bir risk ortaya çıktı.

Gebeliğin erken döneminde nöral tüp defektlerini (NTD) doğumdan önce tespit etmek amacıyla düzenlenen ve Scientific Reports’ da yayınlanan araştırmada NTD olan fare embriyolarında PCSK9 seviyelerinin önemli 2cy1o2sölçüde azalmış olduğu gösterildi (1).

Bu sonuçlar, PCSK9’ un nöral tüp gelişiminde önemli rolü olduğunu düşündürüyor.

Kolesterol aşısı da PCSK9’ u düşürüyor

FDA tarafından ruhsat verilen evolucumab (Repetha) ve alirocumab (Praluent) isimli ilaçlar kolesterolü PCSK9’ u inhibe ederek düşürüyor.

Bu ilaçları kullanan gebe kadında PCSK9 seviyeleri düşeceği için dünyaya gelecek bebeklerinde nöral tüp defektlerinin daha sık olması ihtimal dâhilinde.

Prospektüslerinde ilaçların gebelerde kullanımının sakıncalı olduğu bildirilmemekle beraber, ilacın fayda ve risklerinin ve fetüsle ilgili muhtemel risklerin dikkate alınması gerektiği uyarısı yer alıyor.

Alirocumab ile ilgili devam etmekte olan bir çalışmanın başı olan Fransız kardiyolog P.G. Steg “Bu ilacın çocuk doğruma çağındaki kadınlarda kullanımında çok dikkatli olunmasını ve ailesel hiperkolesterolemi gibi bir hastalığın varlığında ilaç yazılmadan önce çok etkili doğum kontrol yöntemlerinin uygulanmasını” tavsiye ediyor.

FDA da bu araştırmadan haberdar olduklarını ve sonuçları irdeleyeceğini bildiriyor.

Diğer taraftan bu ilaçların üreticileri olan Sanofi ve Amgen firmaları herhangi bir açıklama yapmayı reddediyorlar (2).

PCSK9 inhibitörleri ne işe yarıyor?

Statinler kolesterol yapımını azaltarak etkili olurken, PCSK9-inhibitörleri adıyla bilinen bu yeni ilaçlar, kötü kolesterolün karaciğer tarafından kandan temizlenmesini artırmak suretiyle tesir ediyorlar.

PCSK9 (proprotein convertase subtilisin/kexin 9), karaciğerde sentez edilen bir proteaz, yani proteinleri parçalayan bir enzim.

Bu madde kana geçtikten sonra karaciğerdeki LDL-reseptörlerine bağlanıyor ve onların harabiyetine yol açıyor.

Bunun sonucunda karaciğer kandaki LDL-kolesterolü alamaz oluyor ve bu da kanda LDL-kolesterolün yükselmesine yol açıyor; zira LDL-kolesterolün kandan temizlenebilmesi için önce karaciğer hücreleri yüzeyindeki reseptörlere bağlanması gerekiyor.

İşte PCSK9-inhibitörleri adıyla bilinen ilaçlar PCSK9’ u etkisiz hale getirerek karaciğerdeki LDL-reseptörlerinin LDL-kolesterolü almasını ve böylece kandaki kolesterolün düşmesini sağlıyor.

PCSK9 inhibitörlerinin kolesterol seviyelerini ciddi ölçüde düşürdüğüne kimsenin itirazı yok ama bu düşüşün kalp kriz ve felçleri, bunlara bağlı ölümleri azalttığı bilinmiyor.

İngiltere onay vermedi

Nitekim İngiltere’ de Repetha’ ya kalp krizi ve felçleri önlediğinin ispat edilmediği ve uzun vadedeki etkilerinin bilinmediği gerekçeleriyle izin çıkmadı (3).

Bizim uzmanlarımız ise “kolesterol aşısına” methiyeler düzemekte geri kalmıyor (4).

Oysa bu ilaçların yan etkileriyle ilgili de çok ciddi endişeler olduğu gibi senelik maliyetlerinin 10 bin doları bulması da çok önemli.

Gelelim neticeye

BİR: FDA’ nın, PCSK9 inhibitörlerine kalp krizi ve felçleri önledikleri gösterilmediği hâlde sırf kolesterolü azalttığı için alelacele ruhsat vermesinin sebebi, ilaçla ilgili olumsuzluklar ortaya çıkmadan çok satılmasını sağlamaktır.

İKİ: Çok emniyetli bir ilaç olarak sunulan, yan etkilerinin çok az, hafif ve seyrek olduğu bildirilen statin sınıfı ilaçların yan etkilerinin ne kadar çok, ciddi ve üstelik de sık görüldüğünü hatırlatırım (5).

Talidomid faciasını da unutmayalım!

ÜÇ: Yeni ilaçları sadece halk değil tıp dünyası da “matah” bir şey sanır.

Oysa yeni ilaçlar hem etkinlik hem emniyet bakımından en riskli ilaçlardır.

Piyasaya çıktıktan sonra ölümcül yan etkileri olduğu anlaşıldığı için piyasadan çekilen pek çok ilaç ve aşı var.

Kaynaklar:

1. http://www.nature.com/articles/srep17559

2. http://www.medpagetoday.com/Cardiology/CardioBrief/55506?xid=nl_mpt_DHE_2016-01-05&eun=g447354d0r

3. http://www.nice.org.uk/news/press-and-media/nice-issues-draft-guidance-on-evolocumab-for-lipid-disorder

4. http://www.hurriyet.com.tr/kolesterol-asisi-yolda-26955540

5. http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/04/02/kitaplar/yeni-kitaplar/buyuk-kolesterol-yalanlari/

HER EVE LAZIM BİLGİLER:

Nöral tüp nedir?

Nöral tüp, beyin ve omuriliğin geliştiği bir yapı olup döllenmeden 2-3 hafta sonra gelişimini tamamlar.

Bu sırada ortaya çıkan hatalar sonucu tübün herhangi bir kısmı açık kalabilir ve bu tabloya da nöral tüp defektleri adı verilir.

Açıklığın kafatasında olması durumunda ensefalosel veya anensefali, omurga kanalı boyunca bir yerde olması halinde spina bifida olarak bilinen defektler ortaya çıkar.

Nöral tüp defekti (NTD), en sık rastlanan doğumsal anomalilerdendir. Ülkemizdeki görülme sıklığı binde 3 olarak bildirilmektedir.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank