content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

28 Tem

Kısa_kısa_- Zor İşler

Diziler konusunda herkesin bildiği şeyler var tabii. Yani olumlu da olsa olumsuz da olsa genel bakışımız... dizilerin genel karakteristik çizgileri aynı:

Sürekli bağırıyorlar...

Rol yapabilme neyle ölçülür?.. Mesela, Kenan'ı düşünün... yaptığı iki üç tane mimik... trilyonları götürüyor. Mankenlik yönünü eleştirecek değilim tabii. Gerçekten iyi bir manken.

Diğer bir sürü ajans oyuncusu da öyle; iki üç tane mimik... o kadar.

Beni bir keşfetseler... Neyse. Hep de kendimi övüyormuş gibi duruyorum... mu acaba? Mesele o ki ben bile yaparım lo bu rolleri dedirtecek kadar cesaret veriyor bizlere, yeteneksizlikleri.

Eski Türk filmlerinde oynayan şarkıcı, türkücüler... aslında onların maksadı, daha doğrusu sinema sektörünün amacı-müzik sektörünün amacı o türküleri, şarkıcıları sinema sanatçısı yapmak değildi; var olan şarkıcı-türkücü imajlarını güçlendirmekti.

Dizi sektörü de öyle galiba; bir şekilde ünlenen kişi, sonra bir markanın yüzü veya destekçi öğesi şeklinde fonksiyon yükleniyor.

Veya sıkılıyoruz; dizileri hayatlarımıza uyarlamaya çalışıyoruz; bütünüyle veya parça parça şekilde.

Sinema-dizi (bir fonksiyonlarını aynı kabul edersek)...dengeli bir işleyiş, daha çok akıl, daha çok psikoloji... ki bu şeyler -aynı tiyatroda olduğu gibi- insan modelini geliştirmek konusunda bizleri birazcık da olsa sürükleyebilse. Ve ayrıca, bu sürükleme işini, sanat yönünü gerçekten benimsemiş kişilerin yapması;zincirleme tepkimeler gibi; biri bozuk olunca, sadece sele kapılmış gibi sürükleniyoruz.

***

Devrimler, ya bir büyük yıkıntının olmasını şart koşar ya da yapılmış bir devrimi zemin kabul ederek sıçrama yapmalıdır-geliştirilmelidir. Devrim kelimesinden korkmamak gerekir ayrıca; adına devrim demeyeceğiniz bir sürü tarihsel değişim de, eskinin yıkılması anlamında, zaten devrimdir.

Sol veya sol gibi görünen, etnikçi-eskiye özlemli öğelerle birleşmeye çalışan, sonuçta özgürlük çağrılarıyla dile getirilen her çaba boşunadır;çünkü ya bir şeyi yıkacak gücün yok ya da ayağının altında bir zemin yok.

Gençler boşuna telef oluyorlar; kendilerine kurulmuş-sunulmuş bir çocuk oyun parkında oynar gibi. Çocukların hayal güçleri, doğal oluşları önemlidir fakat işte oyun parkını sana kim kurmuş. Ağlamalar bile kurulmuş. Gençler boşuna telef oluyor.

***

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank