content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

08 Ağu

Kısa Kısa – Pış Pış

Bu pış pış denen şey sadece çocuklar yapılan bir şey değil tabii. Zaman zaman benim de maruz kaldığım pış pış lar oluyor. Pış pış! Aman da aman. Görünürde “merhametle” yapıldığı zannedilen şeyler, köken itibarıyle bir büyüklenme maksadıyla yapılıyor. Yani pış pış denen şey, kişi büyüdükçe farklı bir amaçla yapılmış oluyor, da yapan kişi veya kişiler esasında genişletemedikleri zihni bakışlarına “büyüklük” imajı vermiş oluyor-lar.

Tek bir kişide, ikili bir mekanizma olarak da ortaya çıkıyor bazı pış pış lar. Zaten insan çelişik tanımları barındırır ya. Burada önemli nokta şu: bu karşıtların farkında olmak. Ve nihayetinde, seçmek. İkili mekanizma nedir? Yani, kişi sosyal yönünü devam ettirirken aslında sosyal yöne nefret de duyuyor oluyor. Hızlı geçişlerde, bunun farkında olunamıyor. Nefret duyulan şey, başka bir nesneye çok farklı şekillerde yansıyor. Hem sonrasında, nefret ile harap edilen şey, ki bir insan da olabilir bu şey, güya tamir edilmeye çalışılarak, pış pış tamalanmış oluyor. Hem günah işleyip hem de yücelme amacına, hem de rahatlama amacına ulaşılmış oluyor.

***

Şu, kadınların gizemli olma meseleleri, veya hiç anlaşılamama durumları epeyce zaman kafamı yoruyordu. Bu olayda şişirilen bir şeyler var. Kadın, ulaşılmaz bir şahikadır; ona ulaşmak isteyen kişi- er kişi sürekli çaba sarfetmelidir... Ta başka, insanı parçalayan bir yaklaşım olarak görmeye başladım bu tür söylemleri. Kadın da tabii, kolay ulaşılan biri olmayı kolay ulaşılamayan biri olmaya tercih etmeyecektir hiçbir zaman. Hatta fırsatını buldu mu daha da ulaşılamamak, ki bu erkeklerin sihirbaz olması anlamına da geliyor, alternatfilerini artıracaktır.

Aklımda, kalbimde, ruhumda, sözümde zaten eş halde duran bir tanım'a; bir kadın'a neden, bir şahikaymış gibi, debelenerek ulaşmak zorundaymışım ki? Tekrar ediyorum: Aklımda, kalbimde, ruhumda, sözümde zaten eş halde duran bir tanım'a; bir kadın'a bu kadar zor ulaşmamı isteyen de kimdir? Zaten bendedir ya o kadın. Örneğin ben, örneğin Selen adlı bir kadını, dediğim şekilde seviyorsam, ve ben Selen'im demekten yüce bir zevk alıyorsam, yapacağımız şey birbirimizde gezinmek olur. O niye dağ taş aşsın; ben niye dağ taş aşayım. Tekrar ediyorum: Aklımda, kalbimde, ruhumda, sözümde zaten eş halde duran bir tanım'a; bir kadın'ı, ki bu durumda gelinmesi gereken kişi olarak ben duruyorum, fakat işte neden ona dağ taş olayım; iki adım yürüsün gelsin, yazıktır ayacıklarına; dağa taşa niye süreyim seni?

Tabii, sistem dediğimiz şey bir erkeğin, kendine eş-değer-uyumlu bir eş bulmasını değil de her tür zevki çeşit çeşit tadabileceği sahte bir cennet gibi karşımızda durunca, bir eşleşme asla olamayacaktır. Maksat piyasa şenlensin.

Sözümü getirmeye çalıştığım yer şurası: erkek, sürekli hem maddi hem manevi harcama yapmalıdır, ki piyasa canlansın; moda, yemek, gezme, pırlantalar, kırmızı külotlar, çiçeklerin saçma anlamları, üç beş ezbere söz, odunsu kokular... çoğaldıkça azalan, ki yetmiyor ki ki az ki, şeylerin peşinden koştur ha koştur.

Seni kimselere vermem. Benden, başka yok; bu dünyada bir eş'im daha yok; neden seni kimselere vereyim.

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank