content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

24 Ağu

Kısa Kısa – Ne Baktın!

Yani... neyse...

Geçen yine her zaman oturduğum çay bahçesinde oturuyorum... Yan masada bir şey dikkatimi çekti... O tarafa hiç bakmıyordum... Fakat bir bakışı üzerimde hissediyordum...Yarım gözle baktım... Sırıtan bir surat... Oturduğu yerde gövdesini bana dönmüş...Gözümü çektim... sırıtan kişioğlu duruşunu hiç bozmadı... aradan bir dakika filan bir süre geçti... Değişen bir şey yok...Anlık bir daha baktım...Yine bakmaya devam ediyor... Aradan bir süre daha geçti... Hala devam ediyor bakmaya... Bu sefer yarım gözle 5-6 saniye baktım...HArbiden bana bakıyor... Beyaz gömlekli, 60'lı yaşlarında biri. Saçları ağarık tabii. Hasbinallah kim bu şenkıl.

Şenkıl. Yani.. kıl gibi rahatsızlık veren ve aynı zamanda sırıtık- içsel bir şenlik yaşayan.

Gazete okuma dikkatim dağıldı...Kalktım masamdan...

Geçen yine her zaman oturduğum kumpircide kumpir yemek üzere bekliyorum. Altınkum'dayım. Siparişi vermeden önce sol masadaki kalabalık dikkatimi çekti. Şöyle bir göz ucuyla baktım. Otuzlarında iki kadın, bir kız çocuğu, iki de oğlan çocuğu yemeklerini yiyorlar. Garson yanımda durdu. Ne alırsınız? diye sordu... Sorar sormaz sol masada bir durgunluk oldu...şimdi, söyleyeceğim söylemesine de... üzerimde bu sefer birden çok bakış hissettim. Çeyrek gözle sola baktım anlık...Hepsi bana bakıyordu... Kadının birinin ağzında lokma hareketsiz, dondurulmuş gibi, diğer kadın elinde kola bardağı havada kalmış, toplam üç çocuk da birini öper gibi dudak şekilleriyle öyle kalakalmışlar... bana bakıyorlar... edemedim de ben de biraz baktım. Bir 10 saniye filan baktım...Onlar da o oldukları şekilde baktılar...

Rus, salam, yeşil zeytin, mısır, dedim. Bakışımı-irtibatı koparmadan. Patates kızartması da rica ediyorum, dedim. Bakıcı-lar bir 5 saniye daha baktılar. Hasbinallah kim bu durağankıllar.

Denize doğru çevirdim bakışlarımı... Sağ masada 40'lı yaşlarda bir Alman vardı. Her yeri dövmeliydi.

Üniversitede okuduğum yıllar... aynı öğrenci evinde kaldığımız Zile XXXXx köylü bir hemşehrim vardı. Kendisi derdi yani, benim yorumum-sözüm filan değil. Biliyor musun? derdi bizim köyün diğer adı Öküz yatağı'dır. Neden öyle derler? diye sorduğumda; köye biri geldiği zaman, yabancı veya uzun zamandan beri köyde olmayan biri, otururlar kapılarının önüne öküz gibi bakarlar, dedi. Ne Hoş geldin, ne necisin, ne aç mısın!.. öööyle öküz gibi bakarlar...

***

Kürdüstan kurulursa, Sivas'tan Gavur dağına bir sınır çekildiğinde; Tokat, doğu ili oluyor. Yani ben kendiliğinden Doğulu olacağım. Poşu alayım bir takım. Şimdiiii, doğulu olacağıma göre acı biber stoğu da yapmam gerek.

***

Kültür kelimesini eksik anlıyoruz gibime geliyor. Geçmiş denen şeye sahip olmak... denen şey tehlikeli de. Yani tabii ki bilmek gerekir de... Neyse.

Yani aklımızın gittiği yer; yemek, türkü, halay, giyim gibi şeyler oluyor çoğu zaman. Böyle bir şey değil kültür.

***

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank