content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

09 Haz

Kısa Kısa – Başganlık- Sandık 2015- AKP\’nin Durumu

Dile kolay! Kocaaa bir sandığın başkanıydım. Sandığa kibirli bakıyordum.

Bu, ikinci sandık başkanlığımdı. Bu işlere ilkin, memur üye olarak başlanır. Yıllar önce Tokat Merkez'e bağlı bir dağ köyünde “(Kasaba mıydı yoksa?)” seçim güzel geçmişti. Muhtarlar da vardı seçilecek olan. Zaten muhtarların olduğu seçimlerde, hele de bir köy-kasabadaysanız yemekler şahane olur. Açık büfe gibi iki-üç masayı donatmışlardı. Ne güzel yemeklerdi!

Muhtar ve azaların oy sayımları ve öncesi bir alemdir. Meseleye toptan baktığımızada kasılan bir muhtar adayını belediye başkan adayı sanmanız mümkündür. Hepiniz benim kölelerimsiniz, der gibi dolaşan çok muhtar adayı görmüşlüğüm vardır.

Çoğu muhtar adayı, sanırım bir silah alabilmek için bu kadar kasılıyor. Veya şu zaman içerisinde muhtarların siyaset sahnesinde önemli rolleri var da o yüzden de kasılıyor olabilirler.

Bu gün görev yaptığım Balat Mahallesi( kısa bir zaman önce köy idi) güzel bir mahalle. Doğası güzel. Akköy'den Milet tarafına sapan bir yol götürür sizi oraya. Zeytin ağaçları.Yani doğuya doğru gittikçe bu köyü (ve genelde Ege köylerini) gelişmiş birer kasaba olarak görmeniz mümkün. E n'apsın doğuya doğru giderken gördüğüm köyler; arpa yiye yiye darıya durmuş bozkırımsı toprakta .

Bu gün yeni öğrendim; bu Balat mahallesi/köyü Milet tarihi bölgesinin oradaymış eskiden. Bir deprem olmuş da buralara gelmişler. Didim'in de böyle bir hikayesi var. Eski adıyla Eskihisar denen yerdeymiş yerleşimciler;sonra bir deprem olmuş; taşındıkları, şimdiki, yere ise Yenihisar demişler. Didim adı ise aslında çok yeni. Didim adının kökeni ise Yunanca. Yunan topraklarındaki başka bir yerleşimde aynı enlemdeler.

Aslında ben Didim'in belki 10 bin yıllık tarihini de gördüm desem... bunu anlatmak biraz uzun sürer. İlginç bir toprak-jeolojik katman yapısı var Didim'in. Bazı falezlerinde incelemiştim bu katman yapısını. Hatta o katmanların birinden Obsidyen denen lav taşları toplamıştım. Elim de 3 tane lav taşı var; elimde on binlerce yıllık tarih var. Lavlara, zamanı kıstıran ve saklayan şeyler olarak da bakmak mümkün. Lav, aniden önüne katıyor, sarmalıyor..bir şeyi, bir başka taşı, bir başka şeyi...ve aniden katılaşıyor.

Sen lav taşı sever misin? Hatırlıyor musun lavları, taşları?..

Aksilik gibi, çay problemleri doğdu salonda. Sabah bir kere geldi çay, bir daha epeyi bir süre gelmedi. Kahvehaneler kapalıymış. Muhtarı da gördük fakat çoktan seçilmiş olduğu için bakımda biraz eksik kaldı. Sağa sola sordum durdum, çay yok mu, yemek yok mu?. diye. Kurul üyesi arkadaşlarımı da düşünmek zorundaydım. Öğlen oldu. Yemek bekliyoruz. Partililer getirir genelde. AKP partilisi getirdi bir büyük naylon poşet dolusu pide, dürüm benzeri bir şeyler... fakat sadece AKP'li üyelere ve müşahitlere verdiler... İlk defa böyle bir yaklaşım gördüm... Guassimodo gibi kenarlara, duvar diplerine çekile çekile yediler yemeklerini.

Sora sora, anıştıra anıştıra partililere haber gitti. Zaten gelecekmiş de birkaç sebep yüzünden gecikmişler. Dolu dolu, peşi peşine getirdiler yemekleri, salon ortalarına, koridora koydular görevli herkes yesin diye. Şahsen ben, ki Akp hariç, diğer üç partinin yemeklerini çekinmeden yiyebildim; arkadaşlarla aksırana tıksırana kadar yedik.

Üye arkadaşlar da iyiydi. Gerçi, memur üye hariç, üye arkadaşlarımın matematikle bir problemleri vardı biraz. İlk oy pusula sayımıyla ikinci sayım arasında 100 fark olunca farklı bir dünyaya kaydı aklım. Memur üye arkadaş ekibin motoruydu. Adam, motor gibi. Zaten başkanı olduğunuz bir kurulda ilkin, galiba, bu tür şeylere bakmalısınız; çok fazla başkanlık taslamamanız gerek, böylece işler iyi yürüyor.

Başgan!

Güzel bir seçim oldu.

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank