content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

17 Tem

Kıdem Tazminatı, Kalsın mı, Kalksın mı?

Bir süredir kıdem tazminatını ve kıdem tazminatı fonunu tartışıyoruz. Kıdem tazminatı konusunda farklı çözüm arayışları var. Bazı kesimler kıdem tazminatı fonu kurulmasını, bazı kesimler 13. maaş olarak ödenmesini, bazı kesimler de kıdem tazminatına dokunulmamasını istiyor.

İşveren kesimi, kıdem tazminatının ekonomi ve işverenler üzerinde önemli bir baskı oluşturduğunu ileri sürerken, işçi kesimi ise kıdem tazminatına dokundurtmayacaklarını ileri sürmektedir. Devlet ise kıdem tazminatından kaynaklanan sorunları çözerek hem istihdamı artırmayı ve hem de iş mahkemeleri üzerindeki iş yoğunluğunu azaltmayı düşünüyor.  Elbette işçinin kıdem tazminatını kaldırmak son derece büyük sıkıntıya neden olacak bir konu ve hiçbir siyasi irade 10 milyon işçiyi karşısına alacak bir düzenleme yapmaz. Fon kurulması ile birlikte kıdem tazminatının kalkacağını iddia etmek son derece yanlış. Kıdem tazminatı fonu ile birlikte işçinin belli koşullarda işten çıkarken aldığı kıdem tazminatı, işçinin hesabına aktarılacak ve yine belli koşullarda işçiye fon tarafından ödenmesini öngörüyor. Yani, işverenler aylar itibariyle işçinin kıdem tazminatı hesabına belli tutarlarda ödemeyi yapacak, işçi de yine belli koşullarda bunu alabilecek. Yani işçinin tazminatı kaldırılmıyor, sadece ödeme şekli ve ödeyen kişi değişiyor.

Kıdem tazminatı, işçinin bir yıldan daha fazla bir süre çalıştığı işyerinde, tazminat ödenebilecek koşulların oluşması halinde, her bir yıllık çalışması için 30 günlük ücreti tutarında olan ve işyerinde sadakatle hizmetinin karşılığı kabul edilmektedir.

Kıdem tazminatında ne sorun var?

Mevcut kıdem tazminatı uygulaması değerlendirildiğinde, işçilerin neredeyse büyük bir bölümünün kıdem tazminatı alamadıklarını görmekteyiz. Çalışma Bakanlığı tarafından, işçilerin işten ayrılma nedenlerine bakılarak yapılan araştırmalara göre her yüz işçiden sadece 8’i işten ayrıldığında kıdem tazminatı alabilmiş. Diğer 100 işçiden 92’si ise kıdem tazminatı alamamış.

Yine Doç. Dr. Oğuz Karadeniz ve arkadaşları tarafından yapılan bir araştırmada, Denizli İş-Kur İl Müdürlüğü’ne başvuranların kıdem tazminatı alıp almamaları veya kıdem tazminatı fonu isteyip istemedikleri konusundaki araştırmada ise işyerinden ayrılanlardan kıdem tazminatı alanların oranı yüzde 42.5,  kıdem tazminatını kısmen alanların oranı yüzde 3.4, kıdem tazminatı alamayanların oranı ise yüzde 53’dür. Burada özellikle istifa gibi nedenlerle işten ayrılanların İş-Kur’a başvuramadıkları dikkate alındığında sorunun ne kadar önemli olduğu ve çalışanların en azından yüzde 80’inin kıdem tazminatı alamadıkları sorunu ortaya çıkmaktadır.

Daha önce de yazmıştık, özellikle sayıları bir buçuk milyona yaklaşan temizlik, güvenlik ve benzeri hizmet sektöründe kamuya ve özel sektöre hizmet veren işçilerin en büyük sorunu kıdem tazminatıdır. Zira, hastanelerde, belediyelerde ihale konusu işlerde temizlik ve güvenlik gibi işlerde çalışan kişiler yıllarca çalıştıklarında ihale bitimi halinde kıdem tazminatını alamamaktadır. İşverenler de bu kıdem tazminatını ihale makamlarından talep edemediği gibi, ihale bedeline de dahil edememektedir.

Yine, yıllarca bir işyerinde çalışıp, daha yüksek ücretli ve daha iyi koşullarda iş bulunduğunda kıdem tazminatını kaybetmemek için ayrılamıyorlar. İstifa edenlerin veya yıllarca güvenlik temizlik işlerinde çalışıp ihale bitimi kıdem tazminatlarını alamayanların önemli bir kaybı olmaktadır. Yine, yıllarca çalışıp işverenin iflası ve benzeri nedenlerle kıdem tazminatından mahrum olanları da unutmamak gerekir. Diğer bir deyişle istifa edenler, iş değiştirenler ve kıdem tazminatı alma koşulları olmayan işçiler mağdur olmaktadır. Bir diğer kesim de, kıdem tazminatı alma koşulları oluşmasına rağmen, ekonomik kriz, işverenin iflası, ödeme kabiliyetinin kalkması, ödeme yapmak istememesi veya işçinin bu hakkını bilememesi gibi nedenlerle kıdem tazminatı alamıyorlar.

Kıdem tazminatı fonu ne getirecek?

Yeni düzenleme, işçinin kıdem tazminatının, işveren tarafından değil de kurulacak bir kıdem tazminatı fonu ile ödenmesi üzerine kurulu bir sistemdir. Kıdem tazminatı fonu, kurulduğunda işçilerin fon kuruluncaya kadar olan kıdem tazminatları yine işverenlerce ödenecek, fon kurulduğu tarihten sonraki süreler ise fon tarafından ödenecektir.

Kıdem tazminatı fonu ile birlikte hem istifa, işten çıkma, bir yılı doldurma nedeniyle kıdem hak etmeme gibi nedenlerle kıdem tazminatı alamayan işçilerin mağduriyeti giderilecek, hem de işverenlerin kıdem tazminatı yükünü zamana yaymalarından dolayı ödeme kolaylığı sağlanacaktır. Ülkemizde kıdem tazminatı yükünün 2010 yılı rakamları ile yaklaşık 60 milyar TL civarında olduğu dikkate alındığında işverenler üzerindeki yükün önemi anlaşılacaktır. Burada her ne düzenleme yapılacaksa, mutlaka işçi-işveren sendikaları, ticaret ve sanayi odaları ile sivil toplum örgütlerinin mutabakatı içinde çıkarılmalıdır.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

2 Kere Cevaplanmış to “Kıdem Tazminatı, Kalsın mı, Kalksın mı?”

  1. 1
    Veli GÜNER Says:

    Sayın KURT,

    Yaşamınızı nasıl bir gelir ile sürdürüyorsunuz bilmiyorum ama açık bir gerçek var ki o da kendi emek gücünden başka satacak bir şeyi olmayan işçi ve emekçilerin sorunlarına empatik davranamayacak kadar sadis bir bakış açısıyla meseleyi değerlendiriyorsunuz.Oysa konu bu kadar basite alınacak kadar kolay olmadığı gibi, çalışanların yararına yapılıyormuş gibi göstermek de doğru değildir. Eğer işler bu kadar kolay olsaydı çalışanları a'ya, b'ye, c'ye ayırıp işi katakulliye getirip ücret ve ücretliler arasında ekonomik ve sosyal olarak ayrımın daniskasını vıcık,vıcık b... konuma çevirmek gerekmezdi. Ayrıca işi ve çalışma koşullarını "esnetip" çalışanları insanlık dışı muamelelere tabi tutulmasını yeltenmezlerdi...
    Benim bu değerlendirmem var olan statükonun korunması anlamına gelmemeli. Eğer gerçekten işçinin, çalışanın lehine bir çalışma yapılmak isteniyorsa daha kolay ve yapıcı "önlemler" almakta var. Hemde hiç kimsenin karşı çıkmadan ve hatta "alkış"lar içinde karşılanacak çözümleri var. Niçin bunlar aklınıza gelmiyor?
    Saygılarımla...

  2. 2
    Cahit KARAÇ Says:

    Dostlar, bu millet neden ters işler yapar. Anlamak mümkün değil. Kazanılmış hakta daha ileri gidileceğine, neden hep geriye gideriz anlamam. Kısacası tenbel bir milletiz. Çalışmayı sevmeyen, her işin kolayına kaçan, beleşci yaşamayı seven, başkasının malında , canında, karısında, kızında göze olan bir milletiz. Hiç kimse ya o adam çalışıp kazanmış. Ben de çalışayım da o adam kadar üretip zengin olmasam da huzurlu yaşayalım diyenimiz yok. Hep işimiz gücümüz kolay kazanıp kolay harcamak. Başkasının sırtından geçinim zengin olmak. Bu mu insanlık. İşçinin kıdem tazminatında gözü olan şu işverenlerin nasıl kazanıp nasıl harcadıklarına işçiler hiç laf ederler mi? Her neden se ekonomide bir sıkıntı baş gösterse, hemen sorumlusu işçi. Enflasyon azsa, sorumlusu işçi. Nerde bir kriz olsa sorumlusu işçi. Şirket, Müteahhit, market, Belediye, Kamu her hangi bir yer ya da her ne ise, nerde bir işyeri zarar etse, ya da Allah vermeye görsün batsa, çıksa sorumlusu hep işçi. Hem gece gündüz başına kakarak çalıştırarak kazanacaksın. Devletle işbirliği içinde olup orayı burayı özelleştirip güzelleştirip beş parasız satın alacaksın. O yetmedi bu sefer de zavallı emekcinin üç kuruşluk parasına göz dikeceksin. Allah midenizi değil, mideden önce aç gözünüzü doyursun. Aç gözlü insandan her şey beklenir. Güç sizden yanaysa istediğiniz her şeyi yapın. İşçinin ağzına da pamuk tıkayın. Yok güç haklıdan ve Hak'tan yanaysa o zamanda Allah'a bizim sürekli şükrettiğimiz gibi biraz siz şükretmeyi öğrenin. SEVGİ TÜM HAYATI PAYLAŞMAKTIR. Ne zaman paylaşıp sevip sevilmesini öğrenecek bu millet. İnsanlık, farkındalık ve paylaşımcılıktır. Bu millet, gerçek anlam da ne zaman insan olup insanca yaşamayı öğrenecek. Sevgi ve saygılarımla...



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank