content Eşref Zeki PARLAK İstanbul/Üsküdar doğumlu olup memleketi Trabzon/OF'dur. Okan Üniversite İçmimarlık lisans eğitimini almaktadır. Lisans programının ilk senesinde İçmimarlık Bölümü Öğrenci Temsilcisi seçilip hemen ardından yapılan Fakülte Temsilciliğinde Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Başkanı olmuştur. Bilgi yelpazesinin geniş olmasına önem vererek her konuda araştırmalarına devam etmektedir. Özellikle insan psikolojisi üzerine 2002 yılından beri araştırmalar yapmaktadır. Bunun yanında felsefe, siyaset, bilim ve dini alanlarda kapsamlı araştırmaları bulunmaktadır. Geniş bir kitap arşivi bulunmakla birlikte güzel konuşma sanatı üzerine kendisini çeşitli kaynaklardan geliştirmiştir/geliştirmeye devam etmektedir. 7 Eylül 2008'de Türk İç Mimarlar Grubu'nu kurmuştur. Kısa süre içinde 4000'i aşkın üyesiyle Türkiye'nin en büyük ve en kapsamlı içmimarlık grubunu(Türk İç Mimarlar Grubu) kurmuştur. Birçok dernek ve klüpte üyeliği bulunmakla beraber Ataşehir Trabzonlular Derneği'nin kurucu üyelerindendir. Alanında ün yapmış sanat hocalarıyla çeşitli sanatsal aktivitelerde bulunmaktadır. Bunun yanında çeşitli gazeteci, köşe yazarlarıyla araştırmalarda bulunmaktadır. Yabancı dil olarak İngilizce bilmektedir. Eşref Zeki PARLAK
01 Tem

Karanlıklar Oyunlar Silsilesi ve Ergenekon Kadrosu

Türkiye'de "Ergenekon" davası bir yana dursun çok daha büyük tehlikelerin temelleri atılıyor.

Ülkemiz "Ergenekon" yolunda ileri attığı adımları nedense şimdi yavaş yavaş geri atmaya başlıyor.Önceki yazımda bahsettiğim gizli örgütlerin şimdi ülkemizdeki oyununa tanık olacaksınız.
(Önceki yazımı okumayanlar lütfen "DÜNYAYI YÖNETENLER; MASONLAR ve "GİZLİ BARON" isimli yazımı okusunlar.)
Aşağıda sizlere sırasıyla şunları anlatacağım:

-Masonların Osmanlı Yapılanması

-Masonlar Türkiye'nin yeni açılan MECLİSİNDE yerlerini tuttular!!!

-Atatürk'ümüz öldürüldü mü?kom

-Faili meçhul cinayetler

-Laiklik kavramı: Atatürk'ün laikliği mi yoksa karanlık güçlerin laikliği mi?

-Türkiye'de Gladio Yapılanması ve Kuruluşu

-Gladio yapısının Masonlar tarafından devralınması

-Karanlık güçlerin Türkiye'de medya üzerindeki otoritesi

-Karanlık güçlerin eğitimdeki kolları

***

MASONLARIN OSMANLI YAPILANMASI

*Şimdi okuyacağınız yazı Türkiye'de dernek olarak faaliyet gösteren Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği'nin resmi sitesinden özetlenmiştir!

...Abdülhamit, Sultan V. Murad'ın mason olması nedeniyle, ilk devirlerinde masonların eylemlerine pek karışamamış, fakat V. Muratın ölümünden sonra tutumunu sertleştirmiştir. Bu olaya bağlı olarak 1905 yılından itibaren localar İstanbul dışında ve özellikle Makedonya'da (Selanik) açılmaya başlamıştır. Makedonya'da kurulan locaların en önemlileri İtalyan Obediyansına bağlı 'Macedonia Risorta've 'Veritas' Localarıdır. Bu iki locanın üyeleri arasında önemli siyaset, devlet adamları ve Komutanlar vardır.

Kazım Özalp Paşa, Sadrazam Mehmet Talat Paşa, Mithat Şükrü Bleda, Mehmet Cavit Bey, Manyasizade Refik Bey, Kazım Nami Duru, Bahriye Nazırı Cemal Paşa, Faik Süleyman Paşa, İsmail Canbulat Bey, Hoca Fehmi Efendi, Osman Adil Bey; Mehmet Servet Bey, Fazlı Necip Bey ve Emanuel Karasu Efendi bu locaların üyelerindendirler.

Bu tarihe kadar ülkede toplam 23 loca kurulmuştur. Birinci ve İkinci Meşrutiyetin , Jön Türklerin, İttihat ve Terakki Cemiyetinin kurulması ve eylemleri bu kişilerin gayretiyledir.

Aynı zamanda İttihat ve Terakki yöneticileri olan bu kadro, İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra, Osmanlı İmparatorluğunda Milli Masonluğu kurmak için harekete geçmişlerdir.

Türkiye Büyük Locasının kurulması işlemi sırasında İstanbul’daki Selimiye Süvari Fırkası Komutanı Prens Aziz Hasan Paşa, Maliye Bakanı Mehmet Cavit Bey, Mehmet Talat Sai Paşa, Mithat Şükrü Bleda, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Fuat Hulusi Demirelli, Faik Süleyman Paşa, Jandarma Genel Komutanı Galip Bey, Hüseyin Cahit Yalçın kurucular arasındadır.

...1 Ağustos 1909 günü 'Maşrıkı Azamı Osmani' adı altında ilk Türkiye Büyük Locası kuruldu. Büyük Üstadlığa Mehmet Talat Sait Paşa ve yönetime Jandarma Genel Komutanı Galip Paşa, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Osman Talat Bey seçildiler.

***

MASONLAR TÜRKİYE'NİN YENİ AÇILAN MECLİSİNDE YERLERİNİ TUTTULAR!!!

1923 de Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, ülkenin yabancıların işgali ve etkilerinden kurtulması son ucu, Masonlukta yeni bir ulusallık anlayışı ve bilinçlenme başlar... Türkiye Büyük Locasının o zamanki ismi olan 'Maşrıkı Azamı Osmani’ adı 'Türkiye Büyük Maşrıkı’ olarak değiştirilir.

Atatürk’ün Cumhuriyetçi kadrosunda görev alanların büyük bölümü Masondur. Bir bakıma yönetim ve devrimlerin gerçekleştirilmesi Masonlara emanet edilmiştir.Fethi Okyar, Rauf Orbay, Refet Bele Paşa, Ali İhsan Sabis Paşa, Meclis Başkanı Kazım Özalp Paşa, Meclis Başkanı Abdülhalik Renda, Başbakan Hasan Saka, İçişleri Bakanları Şükrü Kaya ve Mehmet Cemil Ubaydın, Dışişleri Bakanları Bekir Sami Kunduh ve Tevfik Rüştü Aras, Sağlık Bakanları Rıza Nur, Adnan Adıvar, Refik Saydam, Behçet Uz, Milli Eğitim Bakanları Reşit Galip, Hasan Ali Yücel, Ekonomi Bakanı Sırrı Bellioğlu, Milletvekilleri Cevat Abbas, Atıf Bey, Edip Servet Tör, Yunus Nadi, Reşit Saffet Atabinen, Memduh Şevket Esendal, Hilmi Uran, Tevfik Fikret Sılay, Ahmet Ağaoğlu, Ankara Valisi Nevzat Tandoğan ve Belediye Başkanı Süleyman Asaf İlbay, İstanbul Valileri Muittin Üstündağ, Lütfü Kırdar, Danıştay Başkanı Mustafa Reşat Mimaroğlu, Jandarma Genel Komutanı Galip Paşa, İstiklal Mahkemesi Başkanı Necip Ali Küçüka, Amiral Mehmet Ali Paşa Atatürk’ün çevresinde ülkeye hizmet etmiş Masonlardır.

Cumhuriyet döneminde Dernekler Kanunu gereği Masonluk kurumları birer dernek statüsüne sokulmuştur. 1927 yılında Türkiye Büyük Locasının resmi statüsünü içeren derneğe 'Tekamülü Fikri Cemiyeti’ adı verilmiş ve bu ad 1929 yılında 'Türk Yükseltme Cemiyeti’ şekline değiştirilmiştir.

...1946 yılında yeni Cemiyetler Kanununun yürürlüğe girmesiyle, masonlar da yeniden faaliyete geçerler ve 1948 yılında İstanbul Vilayetine verilen dilekçeyle Türk Mason Derneğini kurarlar. Aynı yıl İzmir ve Ankara şubeleri açılır.

Daha sonra, Ankara’daki localar birleşerek 1955 yılında kendi Büyük Localarını kurarlar, İstanbul ve İzmir’deki locaları bu Büyük Locaya katılmaya davet ederler. Aynı yılın sonunda, Merkez Ankara’da olmak üzere Türkiye Büyük Locası kurulur. Böylece Türk Masonluğu, masonluk ilke ve kurallarına aykırı olmayan bir şekilde, loca üyelerinin özgür iradeleriyle, dünyadaki diğer benzerleri gibi kurulmuş olur. Bu tarihten itibaren, Türkiye Büyük Locası kendi obediyansı içinde, kendisine eşit veya üstün bir güç tanımayan tek bir merkezi yönetim şekline gelmiştir.

...Hollanda, A.B.D., Almanya, İsviçre ile tanınma işleminin nasıl olabileceğine değin çalışmalar yapılır.
Bu arada Türkiye Yüksek Şurasının tanınma girişimi başarılı olmuştur. A.B.D.nin 1861 yılında tanımış olduğu Osmanlı Yüksek Şurasının devamı olduğu kabul edilerek, patent yenilenmiştir. Bu olayın etkisiyle, 1962 yılında Newyork ve İskoçya Büyük Locaları, Türkiye Büyük Locasını tanıdılar. Türkiye Büyük Locası'nın diğer Büyük Localar tarafından tanınmasını sağlamak için, İskoçya Büyük Locası, Türkiye Büyük Locası için bir Konsekrasyon (Tahsis)Töreni yaptı. Bu törenden sonra, Türkiye Büyük Locasının, yabancı obediyanslar tarafından tanınmasında büyük artış olmuştur.

Türkiye Büyük Locasının, İngiltere ve İrlanda Büyük Locaları tarafından
tanınma işlemlerinde de sonunda başarıya ulaşılır.

Bu tarihten itibaren Türkiye’de Masonluk hızla gelişmeye başlamıştır.

Sitede son söz olarak şu yazı yer alıyor: "...Türkiye Masonluğunu temsil eden Türkiye Büyük Locası veya Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneğidir. İstanbul Kadıköy ve Yakacık, Ankara, İzmir-Alsancak ve Karşıyaka, Bursa, Adana, Antalya , Bodrum, Marmaris ve Eskişehirdeki binalarında çalışan 193 locası ve 13.000 üyesiyle insanlık yolundaki çalışmalarını sürdürmektedir."

Böylece karanlık güçler ülkenin daha temelinde yerini almış oldu. Kimin iktidar olup kimin Cumhurbaşkanı olacağına karar veren heyet kirli faaliyetlerine başladı...

***

ATATÜRK'ÜMÜZ ÖLDÜRÜLDÜ MÜ?

Yukarıda kırmızı yazı ile yazan şu sözü sizlere hatırlatmak istiyorum: "Atatürk’ün Cumhuriyetçi kadrosunda görev alanların büyük bölümü Masondur. Bir bakıma yönetim ve devrimlerin gerçekleştirilmesi Masonlara emanet edilmiştir."

Burada Atatürk'ün sadece dış kuvvetlerle değil, aynı zamanda içerideki karanlık güçlerle bir savaş içerisinde olduğunu görüyoruz!

Atatürk'ün bir zamanlar zehirlenmesi hakkında çıkan dedikoduları biliyorsunuzdur. Ve yazılanlardan da anladığımız kadarıyla; ülkenin her birimine nüfuz etmiş bir karanlık güç hareketi Atatürk'ün doktorunu tayin edemez miydi?

Yorum sizin...

***

FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER

Türkiye'nin menfaatini kim savunuyor olsa ardından ölüm haberi geldi hep. Geçmişten bugüne özetle faili meçhul cinayetler:

-Adnan KAHVECİ (Eski Maliye Bakanı) dedi ki: "Bizim bağımsız olabilmemiz için Amerika ve IMF'den kurtulmamız lazım."

Bunu dedikten iki gün sonra öldü...

-Bedri İnce TAHTACI (SP Gaziantep Milletvekili) dedi ki: "Amerika en büyük engeldir. Bir ülkede; Amerika istediğini Başbakan yapar istediğini Cumhurbaşkanı..."

Beş gün sonra Antepe giderken öldü...

-Turgut ÖZAL (Eski Cumhurbaşkanı) dedi ki: "Musul ve Kerkük bizimdir. Bunu dünya biliyor. Alacağız!"

On gün sonra öldü...

-Eşref BİTLİS (Jandarma Genel Komutanı) dedi ki: "Amerika'nın İncillik'den kalkan uçakları PKK'ya yardım dağıtıyor"

Dört gün sonra -60 dereceye kadar dayanıklı olan TSK'ya ait uçak kalkarken düştü ve şehit oldu. Kaza nedeni ise; uçak motorlarının buzlanması-imiş! Oysa Ankara'da hava -5 dereceydi...

-Recep YAZICIOĞLU (Denizli Valisi): Denizli'da kanun çıkarttı; "Artık cafe ve benzeri yerlerde ingilizce kullanılmayacak! Cafe değil kahve yazılacak!"

Bir hafta sonra Ankara'ya giderken trafik kazasında öldü

-Bahtiyar AYDIN (Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı) dedi ki: "...Bu dış güçlerin büyük bir oyunu! Sakın inanmayın, kanmayın! Kardeşi kardeşe vurduruyorlar! ABD oyunu bitecek, PKK bitecek!.."

On gün sonra Diyarbakır Lice'de ilkokul çocuklarına malzeme dağıtırken keskin nişancı tarafından sırtından vurularak çocukların önünde öldürüldü...

ŞİMDİ SORUYORUM SİZE! BU GİZLİ GÜÇLERİN OYUNU DEĞİL DE KİMİN OYUNU?! Devletin Cumhurbaşkanı'nı öldürebilen bu güç Atatürk'ümüzün etrafını sarmışken öldürmüş olamaz mı?

ŞİMDİYE GELELİM:

abdullah öcalan bir açıklama yaptı ve dedi ki: "Tasfiye sırası Erdoğan'da"

İşte o açıklamanın özeti:

"Ben 31 Mayıs itibarıyla devreden çıktım. Dikkat edin 1 Haziran'dan itibaren savaş lobisi devreye girebilir."

(Bu lobi Amerika'da olan İsrail Lobisi'nin Türkiye'deki versiyonu olmasın? Devam edelim...)

Öcalan’a göre “lobi”, son 30 yılda 4 kez devreye girmiş.

İlki Özal döneminde...

“Özal Kürt sorununu çözmeye kalkıştı; biz 93 ateşkesi ile cevap verdik. Özal’ı ortadan kaldırdılar. Yerine Çiller-Doğan Güreş ikilisini getirdiler.”

İkincisi Erbakan döneminde...

“Erbakan’la mektuplaştık. Çözüm için adım atacaktı. Karadayı da çözümden yanaydı. 95’te ateşkes ilan ettik. Ama savaş lobisi 28 Şubat’ta Erbakan’ı da tasfiye etti.”

Üçüncüsü Ecevit döneminde...

“Bu dönem de çözüm için diyaloglar oldu. 98 ateşkesini başlattık. Ama savaş lobisi baskı yaptı. Beni Suriye’den çıkardılar. Bu kez İmralı’da Genelkurmay’la görüştük. Ecevit tasfiye edilince o da kesildi.”

***

LAİKLİK KAVRAMI: ATATÜRK'ÜN LAİKLİĞİ Mİ YOKSA KARANLIK GÜÇLERİN LAİKLİĞİ Mİ?

Yukarıdaki yazıda bahsettiğimiz gibi meclisin çoğu masonlardan oluşuyordu. Ve masonların da dediği gibi: "Atatürk’ün Cumhuriyetçi kadrosunda görev alanların büyük bölümü Masondur. Bir bakıma yönetim ve devrimlerin gerçekleştirilmesi Masonlara emanet edilmiştir."

(Burada öyle bir mesaj vermek istemişler ki; Atatürk sanki bilerek, isteyerek masonları topladı... Atatürk de her şeyi biliyordu. Ama yeni temeli atılan bir ülkenin kurulduğu gibi yıkılmasına göz yumamazdı. Elbette bunun için önlemler almıştır! Eğer almasaydı bu zamana kadar gelebilir miydik? KESİNLİKLE HAYIR!)

Dolayısıyla meclisten çıkan kararlar onların onayı olmadan çıkamazdı. Laiklik ilkesi de yeni kurulan müslüman bir ülkeye yapılacak baskının temelini oluşturuyordu. Tıpkı günümüzde Türkiye-İran ilişkisine Amerikalı Cumhuriyetçi New York vekili Peter King'in dediği gibi: "Türkiye laiklikten uzaklaşıyor!"

Şimdi siz karar verin hangi laiklik, hangi manada insanımıza aşılanmış! İnsanlar savunurken kimin laikliğini savunduğunu bilmiyor!

***

TÜRKİYE'DE GLADİO YAPILANMASI ve KURULUŞU

Gladio örgütleri, yalnızca NATO üyesi ülkelerde değil; Avustralya, İsveç, Norveç gibi Avrupa ülkelerinde de kuruldu. Merkezi, Brüksel'deki NATO Karargâhı. Gladio, İtalya'daki örgütün kod adı.

Yunanistan'dakinin B-8 veya Sheep Skin (Koyun Postu), Belçika'dakinin SDRA-8, Hollanda'dakinin NATO Command, Batı Almanya'dakinin Gehlen Harekâtı veya Stay Behind ya da Sword, Avusturya'dakinin Schwert, Fransa'dakinin Rüzgâr Gülü, İngiltere'dekinin Secret British Network olduğu bu ülkelerin yöneticileri tarafından açıklandı.

Bu örgüt, Türkiye'de ise Kontrgerilla diye anılıyor. Türkiye'deki Gladio örgütü, Türkiye'nin NATO'ya girdiği 1952 Mart'ından 6 ay sonra, 27 Eylül 1952'de Seferberlik Tetkik Kurulu adı altında kuruldu.

ABD'nin 1974'teki silah ambargosuna kadar, bu örgütün giderlerinin ABD tarafından karşılandığını hükümetler bilmiyordu. Türkiye'deki Gladio örgütü, 1965'te Özel Harp Dairesi adını aldığında, hâlâ ABD askeri yardım örgütü JUSMMAT ile aynı binada faaliyet yürütüyordu.

12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin düzenlenmesinde başrolü oynayan ÖHD, kamuoyunda Kontrgerilla olarak anılıyor. ÖHD, 1991'de tümen seviyesine yükseltildi ve Özel Kuvvetler Komutanlığı adını aldı.

Türkiye'de bu örgütün kurulması için,Kore Savaşı'nda denenmiş olan subayların arasında bulunan tümgeneral Daniş KARABELEN görevlendiirlmiştir.Karabelen,kısa bir süre içerisinde CİA'nin paravan kuruluşu JUSMATT'ın yardımıyla bu örgütü örgütü, ÖZEL HARP DAİRESİ eski başkanı emekli Tuğgeneral Kemal YILMAZ'ın ifadesine göre 27 eylül 1952'de kurmuştur. Karabelen'in bu örgütte görevlendirdiği ilk isim, yakinen tanıdığı ve çok güvendiği İsmail TANSU olmuştur...

27 Eylül 1952’de kurulan bu örgütün ilk adı, Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) idi. Bu örgüt, daha sonraki yıllarda ABD’deki yönetmeliklere uygun olarak isim değişikliğine giderek, 1965’de Özel Harp Dairesi (ÖHD), 1990’lı yıllardan itibaren ise Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) ismini almıştır. Bordo bereliler olarak bilinen askerler, bu birime mensuptur. Bu askerler, her şartta hayatta kalabilecek tarzda çok özel eğitime tabi tutulurlar. Bu örgüt, Genelkurmay Başkanlığı bünyesindeki diğer birimlere göre bir ayrıcalığa sahiptir. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bütün birim ve yapılar, Genelkurmay Başkanlığı içinde bir daireye bağlıdır ve bugün de hâlâ böyledir. Bu ayrıcalık nedeniyledir ki; diğer birimlerin kuruluşunda uyulan prosedüre, bu birimin kuruluşunda uyulmamıştır.

Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı bütün birimler, ihtiyaca göre Genelkurmay Başkanlığı’nın emriyle kurulur. Seferberlik Tetkik Kurulu (STK) ise Milli Siyaset Kurulu’nun kararı doğrultusunda, Milli Savunma Bakanlığı’nın kararnamesiyle kurulmuştur. Bu birimin kurulması kararının altında, sadece askerlerin değil, dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı ve*Adalet*Bakanı’nın da imzası bulunmaktadır. Bu yönüyle bile bir ayrıcalığa sahiptir bu örgüt! Seferberlik Tetkik Kurulu ya da Özel Harp Dairesi’nin, halk arasında genel ve yaygın olarak bilinen ismi Gladio ya da kontrgerilladır. Bu örgütün, ülkelere göre değişik ismi vardır; örneğin Yunanistan’da Pelle di Montone (Kırmızı Koyun postu), Almanya’da Sword, Avusturya’da Schwert, İtalya’da Gladio (Kılıç) ismiyle bilinir.

Genç Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ali KAÇAR:

"Bu örgüt, tamamen ABD’nin istekleri doğrultusunda kurulmuş, resmi ama illegal bir örgüttür. Bu örgütün faaliyetleri ile ilgili ne bir kanun, ne bir yönetmelik, ne de bir tüzük vardır... Bu örgütün faaliyetleri ile ilgili olarak, ABD’de yayınlanan 1964’de dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Ali Keskiner tarafından aynen tercüme ettirilerek, 1965’te onaylanarak yürürlüğe giren (Sahra Talimnamesi) ST 31-15 kodlu 'Gayri Nizami Kuvvetlere Karşı Hareket Talimnamesi' vardır.

Bu örgütün çalışma talimnameleri dahil, kuruluş fikri ve finansı, ABD tarafından sağlanmıştır. Bu örgütün kurulma fikrinin de, finansal desteğin de ABD'nin tarafından verildiğini, Milli Savunma eski Bakanlarından Hasan Esat Işık çok açık olarak belirtmektedir. Zaten Seferberlik Tetkik Kurulu'nun (STK) kurulmasında, başrolü Ankara'da sivil bir yardımlaşma kurumu görünümü altında faaliyet yürüten Amerikan Askeri Yardım Örgütü 'JUSMATT' oynamıştır.

Bu kuruluş da CIA'nın paravan kuruluşlarından birisidir. Bu kuruluşun dışında, yine CIA'nın paravan kuruluşu olan AID’nın (Amerikan Kalkınma Teşkilatı) da katkısı olmuştur. Bu teşkilatın CIA ile ilişkisi belgelendiğinden dolayı faaliyet gösteremez hale gelince, yine aynı fonksiyonu görmek üzere CIA’nın bir başka kuruluşu olan AAFLI (Amerika-Asya Hür Çalışma Enstitüsü) devreye sokulmuştur. AAFLI’nın görünürdeki görevi, sendikalara mali destekte bulunmak, işçilere yönelik seminerler düzenlemek ve sendikacıları ABD’de özel eğitimden geçirmektir. Bu örgütün asıl görevi ise, işçi kesimindeki kontrgerilla örgütlenmesini gerçekleştirmektir. "

***

GLADİO YAPISININ MASONLAR TARAFINDAN DEVRALINMASI

Yukarıda bulunan şu cümleye özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum: "Bu teşkilatın CIA ile ilişkisi belgelendiğinden dolayı faaliyet gösteremez hale gelince, yine aynı fonksiyonu görmek üzere CIA’nın bir başka kuruluşu olan AAFLI (Amerika-Asya Hür Çalışma Enstitüsü) devreye sokulmuştur."

Burada sözü geçen AAFLI (Amerika-Asya Hür Çalışma Enstitüsü) bir mason kuruluşudur!
(BKNZ: "DÜNYAYI YÖNETENLER; MASONLAR ve "GİZLİ BARON" isimli yazım)
Peki bu Amerika'nın devreden çıktığı manasına mı gelir? Tabii ki hayır. Masonlar hatta masonların da üstü MOSSAD, ABD'yi her zaman kullanmıştır şimdi olduğu gibi...

***

KARANLIK GÜÇLERİN TÜRKİYE'DEKİ MEDYA ÜZERİNDEKİ OTORİTESİ

Dünyada medyanın kendilerine çalıştığı karanlık güçlerin hangi basın kuruluşlarına sahip olduğunu saymıştık. Bu güç Türkiye'de ise birçok basın-yayın organına sahip Doğan Holding ile bir haber sunayım sizlere:

"...İsrail ve*Doğan Medya*arasındaki `resmi ortaklığın` Doğan`ınAxel Springer`e hisses atışı sırasında yaptığı vergi kaçırma olayı sırasında ortaya çıktığı belirtilen makalede, Doğan`ın Axel`e hisse satışı konusunu araştıran Vakit gazetesinin Axel`in İsrail`le bağlantısını ortaya çıkardığı kaydedildi. Vakit gazetesinden*Yener Dönmez`in Axel`in yayın ilkeleri arasında bulunan `İsrail Devleti`nin haklarını desteklemek` maddesinin ortağı Doğan Grubu için de geçerli olduğunu yazdığı belirtilen makalede, bu madde gereği Doğan Medyası`nda çalışan gazetecilerin İsrail aleyhine yazamayacaklarını yazdığı kaydedildi. Makalede, gazetenin ayrıca İsrail`in Axel`in hisselerine ortak olduğu ve bu durumun Doğan ve İsrail`İ de ortak yaptığını yazdığı belirtildi."(KAYNAK: Nerde ararsanız var.)

Bu medya, karanlık güçlerin etkisiyle yayınlarını gerçekleştiriyorlar. Nitekim PKK'ya verilen desteğin haddi hesabı yok. Dolaylı yoldan verilen desteğe ise hükümet tepkili. TABİİ bunu anlayan karanlık güçler şimdi OBJEKTİFLİĞE oynuyor... (Geçici bir süre...)

***

KARANLIK GÜÇLERİN EĞİTİMDEKİ KOLLARI

Bizim ülkemizde en büyük sorunlardan bir tanesi eğitim sorunudur. Bugün hangi okulda okusanız mutlaka bir görüşe sahiptir. Karanlık güçlerin empoze edip ayrıştırmak istediği sağcı-solcu, Atatürkçü-dinci, laik-şeriatçı ve daha nice görüşlere...

Hangi okula gitseniz bunlardan birini aklınıza kazırlar. Mezun olduğunuzda ya sağcı ya da solcu olarak mezun olursunuz. Böylece kargaşaya karışanlar listesine girmiş olursunuz. En büyük sorunumuz bu... Ayrıca buna bağlı olarak ülkemiz son derece ön yargılı bir ülke. Aklınıza kazınan bilgiden sonra ufkunuz daralır "yanlışı doğru kabullenmiş" olabilirsiniz!

Hatırlatmakta fayda var: PKK için dağa çıkanların çoğu köyden değil üniversitelerde okuyan öğrencilerdir!
***

Allah, bize karşı kötü niyetli olanların o kötü niyetlerini başlarına devşirsin inşaAllah!

Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır!

Şimdilik bu kadar...

Allah yâr ve yardımcımız olsun.

Eşref Zeki PARLAK
e.zekiparlak61@hotmail.com
Twitter:
http://twitter.com/ezmparlak

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank