content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

06 May

Kanunsuzlar Yönetilemezliği Getirdi

Devlet; toplum düzenini kanunlar çerçevesinde sağlayan bir organizasyondur. Örgüttür.

Toplum düzenini sağlayan kanunlar, örf ve adetler, teamüllerdir.

Kanunlar belli kimseler tarafından yok sayılırsa, devlet yaptırım gücünü kanunu yok sayanların nezdinde kullanır.

Kanunlar devleti yönetenler tarafından yok sayılırsa, devlet örgütü yönetilemez hale gelir.

AKP ve onun liderliği 400 milletvekili ile meclise gelse dahi, yönetenler kanunlara uymadığı sürece, istikrar sağlanamaz…

Milletvekili adedi veya Başkanlık Sistemi değildir, istikrarın ana unsuru… İstikrarın ana unsuru; herkesin mevcut kanunlara rıza göstermesidir.

Davutoğlu stratejik Çukura düşmedi. Erdoğan’a verdiği sözleri, yerine getiremediğinden çukura düştü. Keşke Stratejik Çukur sebebiyle düşseydi.

Burada önemli olan, Davutoğlu’nun, Erdoğan’ın isteklerine evet deyip dememesi değil, başkanlık sisteminin mevcut kanunlar hilafına uygulanmak istenmesidir.

Türkiye’ye başkanlık sistemi de gelse, bu anlayış ve bu keyfilikle, devlet gemisi yüzdürülemez.

Yüz kere seçim yapsak, yüz kere AKP kazansa, ülkeyi yönetemeyeceği aşikârdır.

Krizlerin çözümü diye yola çıkılan başkanlık sistemi; yeni krizlerin sebebi olacaktır.

İstikrarsızlığın ana nedeni sistemde değil, sistemi yöneten yanlış anlayıştadır.

Devlet örgütünün yönetilemez konuma gelmesi; belli bir kesimin sahip olduğu siyasal İslam anlayışını, tüm toplumun anlayışı gibi ele alarak yönetmeye kalkmasıdır.

Bir tarafta PKK terörü devam ederken, öte yandan, Suudi Arabistan dışında dostumuz kalmamışken, yani Türkiye çok tehlikeli bir dönemeçteyken, seçim hangi sorunumuzu çözecek?

DAEŞ’in attığı bombaları seçim sandığı ile mi tutacağız?

PKK ile mücadeleyi yarıda bırakıp, seçim yollarına mı düşeceğiz?

Seçim sandığı önümüze gelince ekonomideki sıkıntılar mı ortadan kalkacak?

Ordunun ve güvenlik güçlerinin, canları pahasına sürdürdüğü mücadeleyi, sekteye uğratmaya hakkımız var mı?

İşin en açınacak tarafı; ortada büyük bir kanunsuzluk var. Meclisteki muhalefetten bazı cılız sesler var.

Anlaşılan muhalefet partilerimiz, yaşanan kanunsuzluklara rıza gösteriyor.

Bir ülke yönetilemez hale gelmişse, kanunlar işlemiyorsa, o ülkede, ya devrimler çağı başlar, ya da o devlet dağılır gider.

Gerçekler devrimcidir diye bir yazı kaleme almıştım. Artık yönetilemeyen Türkiye’de devrimler dönemine girdiğimizi söyleyebiliriz. Devrime gidiş inişli çıkışlı bir yoldur. Bazen karşı devrim de gelir. Ama eninde sonunda, toplum kendini yenileyerek çıkar.

Yönetemeyenler gidecek. Yönetebilenler gelecektir. Hiç kötümser olmaya gerek yoktur. Osmanlı yıkılıp, Cumhuriyetin kurulduğu dönemde de, böyle günler yaşandı.

Yüz yıl sonra, Türkiye yeniden bir yol ayırımına geldi. Ya bu çağdışı anlayışı başından atacak-ki bu bir devrimdir- ya da dağılıp gidecektir.

Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank