content

14 Tem

Kabadayı, Cesur ve Ahmak

Cesur olmakla, ahmak olmayı birbirine karıştırmamak gerekir. Cesur olmak; Don Kişot olmak anlamına gelmez.

Kabadayı, cesur, ahmak; her toplumda vardır. Cahil cesareti denir. Ya da kof kabadayı. Sokakta ya da Filmlerde bu tiplemeleri görmek mümkün. Gerçekte ise her canlı türünde böylesine davranış sergileyenler olabilir. Sırtlan da aslan da cesurdur.

Türkiye'de ciddi anlamda zihinler karışık. Ülke bölünmüş durumda. Her iki tarafta kıyasıya bir diğerini hırpalıyor. Akla hayale gelmeyen yöntemlerle etkisizleştirme için entrikalar düşünüyor ve uyguluyor.

Sessiz çoğunluk ise ibretle ve dehşetle izliyor.

Herkes konuşuyor. Ama nedense devletin zirvelerinde yer alanlar bazı ikili üçlü görüşmelerini mezara kadar götürmek niyetindeler! Önceki genelkurmay başkanları, başbakanlar suskun.

Şimdi ise Türkiye'de gayet memnun olduklarını söyleyen iki kesim var: ABD ve AB.

Hiç kimsenin memnun olmadığı gerçekleri ise ortada. İlginç değil mi? Cesurca çıkış yapıyorlar kısa sonra ABD direktifine peki deyip ona göre hemen dönüveriyorlar. Yani fırdöndülük oyunu eğitimini iyi almışlar. Buna din bezirganları takiyye diyorlar.

İşi o kadar ileriye götürüyorlar ki Uyumluyuz, anlaşıyoruz, devleti ahenkle yönetiyoruz, bak aziz millet bizi üçüncü kez seçti, ABD dostumuz diyorlar.

Oysa; ABD fiilen Türkiye’yi işgal etmiş durumda. Paslaşarak Türkiye’yi ve Ortadoğu değiştirmek ve dönüştürmek yolundalar. Tarih, hainleri yazar. Bu dönem Türkiye ve Ortadoğu halklarını yönetenlerin hainlikleri hiçbir ile karşılaştırılmayacak düzeydedir.

Türkiye’de; Dunning-Kruger sendromu var.Yani cahil cesareti hastalığı.

Aslında ifade edilmesi gereken teşhis şu olmalı: Şark kurnazı sendromu.

Yoksa tarih boyunca Avrupa ile mücadele ile etmiş, halklara huzur güven vermiş ve adalet merkezi olmuş Türkiye nasıl bu derece aşağılık düzeye getirilir. Bu sendrom olmasa, ABD, emre amade bu tipleri, nasıl yönetebilir ki?

Bazıları ne diyor "Sabrımızı taşarsa bildiklerimiz halkla paylaşmaya başlayacağız." Sonra bu sözlere açıklık getiriyorlar ve diyorlar ki "Hukuk yoluna gideceğiz. Hakkımızı arayacağız."

Oysa; hukuk yollarını aramak için sabıra gerek var mı? Ya da sabrın sona ermesi için daha nelerin olması gerekiyor?

Ne diyorlar; "Biz bütün bu olayların ve yapılanların arka planını biliyoruz. Birileri gerekeni yapar diye susuyoruz." Daha çok beklersiniz. O birileri bizzat işin içindekiler çünkü! Bitirmek için her türlü asimetrik psikolojik savaş tekniklerini uygulayanlar pusuda bekliyor.

Sorumlu olan yetkili herkese düşen görev, Türk Milleti'ne dönmek ve bildiklerini açıklamak. Dağıtılmakta olan bir devletin ve milletin evlâdı olan devlet adamının görevi budur!

Sevenleriyle paylaşmak... Tüp sıkıldı, macun çıktı. Bu aşamadan sonra bildiklerinizi açıklasanız ne olur açıklamasanız ne olur? Türkiye bitiyor.

Ama unutulmasın ki; ABD ve AB destekli İslamcı kisve altında, Ermeni, Yahudi ve Rum Dönme’lerinin, Türk Milletini ve Türk devletini çözmesine çökertmesine müsaade edilmeyecektir. Türk Milletinin sabrının zorlanmasının da sınırı olduğu bilinmelidir.

En iyisi fıkra ile yorumlayalım.

Avcılar, Temel'in önderliğinde ormanda ilerliyormuş. Karşılarına küçük bir delik çıkmış. Temel: "- Yatın, tavşan deliği" demiş. Yatmışlar. Delikten tavşan çıkmış. Avlayıp yola devam etmişler. Yolda bakmışlar, daha büyük bir delik...

Temel: " Yatın tilki deliği" demiş. Yatmışlar. Tilki çıkmış, vurmuşlar. Sonra delik büyümüş:

" Yatın ayı ini" diye bağırmış Temel... Ayıyı da avlamışlar.

Temel'in her şeyi bilmesinin rahatlığıyla keyiflenmiş avcılar... Bir süre sonra kocaman bir delik çıkmış karşılarına... Temel'e bakmışlar.

Temel:" Uşaklar" demiş, "...ne çikacağunu bilmeyrum. Siz yatın, ne çikarsa bahtumuza!"

Ertesi gün gazetelerde şu haber varmış: "Dört avcı, tren altında kaldı."

GüNün Sözü: Bilmekle bildiğini ifade etmek ve bildiğini uygulamak cesaret ister.

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank