content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

09 Eyl

İzmir Eski İzmir mi? (II)

Bu yazıda uzmanların, istatistikçilerin vs araştırmalarını sunmayacağımı, şehri yönetenlere sırf muhalefet olsun diye dil dökeceğimi sanmamanızı belirtmek isterimTamamiyle bir orta halli, kendi halinde, siyasi oluşumlardan uzak duran bir üniversite öğrencisinin ve benim gibi düşünen diğer arkadaşlarımın ve çevremin görüşlerini yansıtacağım sizlere.

Lafı döndürmeden aslında sonda söylenmesi gereken şeyi en başından söyleyeceğim. İzmir çalışmıyor. Yani çaba yok. Hani o rahat, kuyruklarda sıra beklemeye tahammülü olan her daim neşeli bir o kadar huzurlu İzmirliler var ya ha işte onlar yok artık. Bu şehri yıllar önce terkedip gitmiş olan, İzmiri hala ( Yılmaz Özdili eleştiren bir yazarın söylemiş olduğu sözdür. ) bu şehirden gittikleri zamanki haliyle gören, belli bir mevkiye gelmiş insanlarımız burada neler olup bitiyor haberleri yok. Bu şehir bitmiş, günden güne eriyor. Bana istatistik anlatılmasın ben gördüğüme inanırım.

Diğer şehirler stad yaparken, biz hala Atatürk Stadyumu için Türkiyenin en büyük stadı diye hala övüne duralım, uyuyalım. ( Unıversıade kapsamında standartlara uygun olması amacıyla kapasitesi atmış bine kadar indi hatırlatalım. ) Ha eğer atletizm pisti büyüklüğünden bahsediyorsanız belki teselli olur en büyük bizim övünelim, sanki dünya şampiyonları çıkarıyormuşuz gibi ülke genelinde. Kulüplerimiz başarılıymış gibi birbiri ile kavga etsin. Taraftarları hemşehrilerini yaralayıp, boş buldukları anda dövsünler, ayrı renk atkı ve flamalar taşıyorlar diye. ( Başka şehirlerde de oluyor ama inanın ki bu denli değil? ) Nerede kaldı benim yiğit, isimleri doğuştan efe olarak konan delikanlılarım.

Metro desen sormayın gitsin. Şehrin en işlek caddesi alabora. İnsanlar alakasız ara sokaklardan on saniyede ulaşacakları mevkiye bir, iki , hatta o sokaklardan pazar geçer, pazarın kurulduğu günlerde beş, altı dakikada varıyorlar döne dolaşa. Nasıl olsa koltuğum sağlam diye düşünen varsa şunu iyi bilsinler ki halk öfkeli. Forumlarda veya başka platformlarda şehrimizi tanıtanlara teşekkürlerimi sunuyorum o ayrı. Denizi en güzel deniz, güneşi en güzel güneştir şehrimin. Fakat bu şehirde turistik veya elit semtlerde yaşamayan binlerce kişi var, ki metronun bulunduğu semt bile yüksek gelirli vatandaşları barındırıyor ise geneli itibariyle, kırmızı alarm durumuna gelmiştir demektir.

Senelerce bu şehri yönetenler, elit kesimlerden daha çok oy aldılar. Bir de aynı görüşü taşımak uğruna aç yatarak, sırf beni kollayacak düşüncesi ile hareket eden varoş semtte yaşayanlardan. Şehir merkezini düzenleyerek, ki Türkiye’ye yabancı bir durum değil, diğer semtlerde afedersiniz köpek yaşıyormuş gibi hal ve hatırlarını kimseler sormadı. Hangi parti olursa olsun. Zengin, yardımsever izmirli hemşehrilerim dahil. O zengin yardımsever, çağdaş İzmiri büyüklerim şu sıralar herhangi bir balık lokantasında veya restaurantta soğuk biralarını yudumlamakla meşguller. Ha birde orada burada çağdaş İzmiri anlatmakla. Ellerini taşın altına koyarak orada burada dile getirmeyen, çenesini yormadan, hava yapmadan şehrin gençlerine, çocuklarına, yaşlılarına yardım eden ismi saklı güzide insanlarımıza da gönülden teşekkür ediyorum. Bu şehir hala ayakta ise o nadir insanlar sayesindedir.

İnsanlar iş bulamıyor. İnanır mısınız büyükşehir vatandaşları, çalışmak için sanayisi gelişmiş ve gelişmekte olan Manisa’ya gidiyorlar sabahın köründe otobüslerle? İnsanlar umutsuz. Yerli nüfus giderek yaşlanıyor. Onlarda belki de hayatının son baharlarını zevki sefa içerisinde sürdürmek için etliye sütlüye karışmıyorlar. Ne yazık ki karışmaz iken çocuklarını ve torunlarını bilinçlendirmeye de çalışmıyorlar. Herkes dededen kalan bakiyeyi tüketmekle meşgul. Fakir kesim ise saldırmakla. Haklılar da. Şehrin suç oranını gözden geçirdiğinizde ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.

Duyarsız bir şehir halini alıyor giderek İzmir. Çağdaşlığı yaz olduğunda plajlarda onların deyimiyle namı değer beach lerde alanlar mı yansıtacak, alsancak, kordon ikileminden vazgeçmeyenler, arabadan dahi inmeyenler mi? Eğer çağdaş isek neden hala kuyruklarda küfür eden insanlar görüyorum. Sabahın beşbuçuğunda devlet hastahanelerine gelenleri en ücra semtlerden.

Neden suç oranı, özellikle gençlerde giderek artıyor. Misafirliğe gider gibi, girip çıkıyorlar demir parmaklıklar arasından neden? Çağdaş olduğumuz için mi? Gençlerin sevgilileriyle veya eşlerin birbirleriyle dolaşmasında, rahat olmasında, gecenin kaçı olursa olsun kimselerin laf atmayıp başını öne eğmesinde hala bu şehir güzel ülkemin birçok şehrinden daha önde, daha medeni. Güler yüzlü, selam veren insanları hala mevcut. Ben ve benim gibi İzmiri sözde değil özde düşünen gençler bahsettiğimiz o güler yüzden mahrum kalmamak, çocuklarına hatta torunlarına o tebessüm kokan günleri yaşatmak adına şehrimizi eleştiriyoruz. Dar kalıplara sıkışıp kalmıyoruz. İzmiri kendi yaşam kalite ve standardımıza göre değerlendirmeyip, herkesin derdi, tasası neymiş onu kestirmeye çalışıyoruz. İşte benim şehrimin durumu bu. Büyüklerim yirmi sene önceki İzmirin ne denli güzel, insanlarının ne kadar güleryüzlü olduğunu söylerlerdi, hala da öyle. Hala birçoğumuz böyle olduğunu düşünerek, potansiyeli hesaplayarak, korkularımızı olumlu cümlelerle gizlemeye çalışıyoruz.

Evet İzmir eski İzmir değil. Güneşi, Denizi ve İzmiri iyiliği için sadece eleştiren, her daim kalkınması için çabalayan, bu şehri çıkarsız, reklamsız sevenler dışında. Hemşehrilerimizi de bulundukları konumdan, o güzel seneleri yaşadıkları şehire davet ediyoruz. Alsancak ve Kordon civarından ayrılmasalar dahi. Hem belki buraya taşınsalar fena mı olur? Övündükleri İzmiri biraz daha yaşama fırsatları olur. Hem belki de ekonomiye can verirler ne dersiniz...  Saygılarımla.

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank