content
06 Kas

İç Ses(iniz)

İç sesiniz

İçinizde ki ses hep gerçeği söylemez mi!... Gerçekler... Neydi o cümle?  Dost acı söyler... Öyleyse iç ses gerçeklerin sesi diyebilir miyiz?

Yanlızken çok da geveze olur kendileri susmaz bir türlü aklı kemirir, gevezedir, herşeye de  itiraz eder!... Alıp vermelerinizde sizince kıyasıya cebelleşir.

Hemen hemen  kafa karışıklığına sebep olurken bir uğultu halinde yaşayıp gider... Devamlı söylenir, siz ne derseniz deyin hemen hemen aksini diretir, soğuk savaş halindedir zaman zaman... Bir de gerginlik, kızkınlık verir çoğu zamanlarda. Siz nereye giderseniz gidin, adeta lanet olası/olmayası şey hep sizinledir... Sizinle uyur sizinle yürür... En çok da vicdan muhasebesi yaparken daha bir ortaya çıkar öyle değil mi?

Aslında eylem öncesi durgunluklarımızın çalkantılı okyanusudur içsesiniz.... Neler düşündüğünüzü tam olarak kestiremediğiniz zamanlarda ortaya çıkar bu durum bence... Bir ikilem gibi görünse de söz konusu bile değildir...

Hatırlarsınız bir zamanlar bir Türk sineması vardı.''Selvi Boylum Al Yazmalım'' Bir çoğumuz izlemişizdir hatta birkaç defa... Nerdeyse filmin tamamı iç ses den oluşuyordu... Karakterler bir çok sahnede hep içinden konuşuyor gözgöze geliniyor gözler anlık çarpışmalarla başka yöne çevriliyor...

Neydi o cümleler?

ilyas: Asyam. Al yazmalım...
Asya (iç ses): Samet baba demişti, onu babalığa seçmişti... Sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti... (cemşit’e doğru yürümeye başlar)
ilyas: Asya, Asya, Samet ve cemşit’le giderken bir durur, döner. ilyas’a bakar...

Asya (iç ses): Durursam bir daha kurtulamam..
İlyas (iç ses): Ziyanı yok, gülüşü yeter bize...
Asya (iç ses): Yüreğim kaydıysa günah mı?
İlyas (iç ses): Çamura saplansam yardıma gelir misin?
Asya (iç ses): Elini tuttum sıcacıktı... Yüreği elimdeymiş gibi...
İlyas (iç ses): Elinden tutuversem benimle gelir mi?
Asya (iç ses): Seninim işte... Alıp götürsene beni...

Aklıma gelen bir örnekleme tabi bu ve günlük yaşantınız da yaşayan iç ses...

Sizi bazen de canınızdan bezdirir hatta bizi kimi zamanlar da zıvanadan çıkartır... İnanılmaz ve bir o kadar da soru sormaktan hiç bıkmayan ses... Üretir, üretir durur, senaryolar yapar, dağ dağ savurur sorgulamalarınızın görülmeyen satır aralarını...

Çok samimi bir arkadaşınız varsa konuşmaya başladığınızda  kendisinden çok güzel espri konusu olur... Bazen de saçmalar durur... Eee o zaman da mantık devreye girer ve susturulur...

Ve çoğu zaman görmelerimizin içinde değil midir, yaşamın en çetrefilli sinir uçuları… Olurları, olmazları, olurlarla olmazlar arasındaki beynimizi kemiren tereddütlerimizin değirmen taşları…

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank