content

05 Nis

HPV Aşısına Gene de Hayır

HPV aşısı ile ilgili olarak bugün gazetelerde yer alan haberi okuduktan sonra aşı üretici firmanın pazarlama bölümünün yeniden atağa kalkacağını öngörmek kehanet olmasa gerek. Göreceksiniz birkaç gün içinde rahim ağzı kanserleri ile ilgili korkutma kampanyaları tekrar başlatılacak; aşının yarattığı ‘mucizeler’ yeniden gündeme getirilecek.

Gelin önce Kanserde aşı mucizesi başlıklı haberi okuyalım:

‘’Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), HPV aşısı Gardasil’ in, vulvar ve

vajinal kanserlerin önlenmesinde de etkili olduğunu onayladı.

Gardasil, FDA tarafından daha önce, 9-26 yaş arası kız ve kadınlar için İnsan Papilloma Virüsü (HPV) tipleri 16 ve 18’in neden olduğu rahim ağzı kanseri; 6, 11, 16 ve 18’in neden olduğu kanser öncesi düşük dereceli genital lezyonlar ve 6 ve 11’in neden olduğu genital siğillerin önlenmesine yönelik onaylanmıştı.

Alınan bilgiye göre, FDA, son araştırmalar çerçevesinde, aşının aynı

yaş grubunda, HPV tipleri 16 ve 18’in neden olduğu vajinal ve vulvar kanserlerin önlenmesinde de etkili olduğunu onayladı.’’

Türkiye’ de çok görülen bir kanser değil

Bakmayın siz aşı firmasının ‘dünyada her iki dakikada bir kadın rahim ağzı kanserinden ölüyor’ şeklinde yaygara yapmasına. Rahim ağzı kanserinin ülkemizde çok görülen bir kanser türü olmadığını tekrar hatırlatalım. Vulva ve vajen kanserleri ise daha da seyrek rastlanan kanser türleri.

Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer’ in açıklamalarına göre Türkiye’de rahim ağzı kanseri kadın kanserlerinde dokuzuncu sırada. Ülkemizde her yıl 1.360 kadın rahim ağzı kanserine yakalanıyor ve bunların da 600’ü hayatını kaybediyor.

NTV-MSNBC’ ye konuşan Prof. Dr. Tuncer ‘’Rahim ağzı tarama programına giren hiçbir kadının bu kanserden ölmediğini ve HPV alan kadınların yüzde 75 ile yüzde 98’inin kanser olmadığını söylemiş ve sözlerini şöyle sürdürmüş: “Buna kanser aşısı demek doğru değil, bu ilaç firmalarının pompaladığı bir politikadır, şu anda etkinliği yüzde yüz kanıtlanmış değil sadece 5 yıl için etkinliği bildirilmiş. 5 yıl sonra ne olacak, tekrar yapılacak mı kesin belli değil. Aşı Asya’da yüzde 60, Avrupa’da yüzde 70 koruma sağlıyor, ama Türkiye’de ne kadar koruduğuna yönelik bir çalışma yok, belki de hiç korumuyor, bilmiyoruz”.

Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmiyor

Aşının maliyet-etkinlik analizi negatif. Bu basitçe ‘aşıya verilen para boşa gidiyor’ demek. Çünkü bir kere aşı çok pahalı; üç doz aşının fiyatı 750 lira. İkincisi de ülkemiz için 1360 kadını rahim ağzı kanseri olmaktan, 600 kadını bu sebepten ölümden kurtarmak için ‘milyonlarca kız çocuğunu aşılamak gerekecek.’

Aşıya verilecek milyonlarca doların kadınlarımızın bu konudaki eğitimlerine harcanması ve her kadının düzenli olarak smear testleri yaptırmasının sağlanması çok daha doğru bir yaklaşım. Çünkü ‘düzenli olarak bu testi yaptıran hiçbir kadın rahim ağzı kanserinden ölmüyor’. Üstelik, aşı olan kadınların bile düzenli olarak smear testi yaptırmaya devam etmesi gerekiyor. Eh, o zaman ben bu aşıdan ne anladım.

Aşı yüzde 100 etkili değil

Türk Jinekoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş’ın “Şu anki bilimsel verilere göre aşı rahim ağzı kanserinden yüzde yüz koruyor. ‘’ şeklindeki sözlerinin ne kadar yanıltıcı olduğu gayet açık. Bu sözlerden başka bir mânâ çıkarmayıp ‘gönüllü reklâmcılık’ diyip geçmek istiyorum.

Zira, sade vatandaşın bu slogandan anladığı şu: ‘’Ben bu aşıyı yaptırırsam rahim ağzı kanserine karşı ömür boyu yüzde 100 korunmuş olacağım. Bunun için artık doktora gitmeme de tarama testleri yaptırmama da gerek olmayacak.’’

Oysa kazın ayağı hiç de öyle değil. Aşının yüzde 100 etkili olduğu ifadesi de tamamen bir aldatmaca. Aşının sadece 16 ve 18 numaralı HPV virüslerinin sebep olduğu kanser öncüsü lezyonlara karşı koruyucu etkisi var. Bunun dışında kalan ve kanser yaptığı bilinen diğer 13 tür HPV’ ye karşı hiçbir koruyucu etkisi yok. Üstelik aşının 16 ve 18 numaralı virüslere karşı koruyucu etkisinin 5 yıldan sonra devam edip etmeyeceği de kesin olarak belli değil.

HPV aşısının mahsurları

Piyasaya yeni çıkan her aşı ve ilaç bugüne kadar istisnasız olarak benzerlerinden daha etkili ve yan etkileri daha az diye tanıtılmıştır. Hiçbir ciddi yan etkisi olmadığı ileri sürülen HPV aşısının da kullanımı yaygınlaştıkça anaflaksi, felç… gibi pek çok ‘önemli’ yan etkisi olabileceği, hatta ölümlere dahi yol açabileceği ortaya çıkmaya başlıyor.

Aşının bir mahsuru da kadınları ‘Nasıl olsa aşı oldum, güvendeyim.’ düşüncesiyle doktor kontrolünden ve düzenli smear testlerinden uzaklaştırması ihtimali. Bence bu yabana atılacak bir ihtimal değil.

HPV aşısının ‘ilk cinsel ilişkilerine karı veya kocalarıyla girecek ve ömürlerini bu şekilde sürdürecek olanlar için’ tamamen gereksiz olduğunun da özellikle altını çizmek isterim.

Cevabı bilinmeyen önemli sorular da var

HPV aşısının kanser öncesi lezyonları önlediği belli, ama kanseri ve buna bağlı ölümleri de önleyebilecek mi, bu belli değil.

Aşı olmayanlarda bağışıklık sistemi HPV enfeksiyonlarının çoğunu  kolaylıkla yok ediyor, ama aşı olanlarda HPV’ ye karşı doğal bağışıklık nasıl etkilenecek, belli değil.

Aşının 16 ve 18 dışında kalan kanser yapıcı diğer HPV’ leri nasıl etkileyeceği, bunların kanser yapıcı etkilerinin artıp artmayacağı, belli değil.

Gelelim neticeye

Rahim ağzı kanserlerinin ve bu hastalıktan ölümlerin önlenmesi için yapılması gereken tek girişim ‘aşı olmak değil’. Bunun için, yüzde 100 etkili, üstelik hiçbir yan etkisi bulunmayan ve bedava olan bir yöntem var: ‘Kadınları bu konuda eğitilmek ve düzenli olarak smear testlerini yaptırmalarını sağlanmak.’

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank