Hedef ABD mi, Yoksa Türk Polisi mi?
Dün bir kez daha terör belası, canımızı, ciğerimizi yaktı.
El Kaide bağlantılı olduğu öne sürülen bir grup terörist, İstanbul’daki ABD Başkonsolosluğuna saldırdı.
Aslan gibi üç polis memurunu şehit eden caniler, diğer kahraman polislerimizin de hayatını hiçe sayarak çatışmaya girmesi ile hak ettikleri cezayı buldular.
Ateş düştüğü yeri yakarmış. Tabii ki başta aileleri olmak üzere Polis Teşkilatı da büyük bir yas içine girdi. Ölenlere Allah’tan rahmet, Teşkilata da baş sağlığı diliyorum.
Fakat, haberleri dinlerken ortada o kadar çok karmaşık durumlar var ki, akıl sır erdirmek de mümkün değil.
Bir kere, ABD’nin yıllar önce yapmaya başladığı bu konsolosluk binası, defalarca haberlere konu oldu. Bina değil, adeta kale yapıyorlardı.
Zaten yapılan açıklamada, binanın son derece güvenlik koruması yüksek bir bina olduğu, içeriye girmenin de mümkün olmadığı vurgulanıyor.
Böyle bir terör faaliyetine girişenlerin de, bunu bilmemeleri imkansız. Araştırmadan, incelemeden böyle bir eyleme girmelerini kabul etmek mümkün değil. İçeriye giremeyeceklerini mutlaka biliyorlardı. Demek ki, bu durumda içeriye girip de herhangi bir eylem yapmaktan daha çok, ses getirecek bir eylem yapmayı hedefledikleri açık.
Bu durumda, onların hedefi görüntü olarak ABD ama asıl kurbanları da Türk polisiymiş. Böylesine kalleşçe bir plan yapmışlar.
Sen ne istersin orada görevi gereği koruma görevini üstlenmiş Türk polisinden. Sen de Türk değil misin? Kaldı ki, El Kaide’ye bağlantısı olduğu düşünülürse, bir de Müslümanım diyecektir bu soysuzlar. Ama kendi kanından, kendi canından, kendi dininden birine kurşun sıkmayı, kendilerine görev üstlenmişler.
Eğer yüreğin yetiyorsa, git Afganistan’daki ABD güçlerine ya da Irak’taki ABD askerlerine yap da bu gösterini, o zaman millet seni alkışlasın.
Yürek yetmediği için işin kolayını seçip, burada ekmek parası uğruna devletinin verdiği görevi en iyi şekilde yapan Türk polisine silah sıkanlar, acaba kendilerinde ne gibi bir gurur ya da onur duydu?
Bu olayın altından bakalım daha neler çıkacak. Burada kalmayacağı da kesin.
Öte yandan, ülkeyi bir kaos ortamına sokan iktidarıyla, muhalefetiyle, durumun nerelere kadar geldiğini de görürler inşallah. Görürler de, bu ülkenin ne kadar birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğunu anlarlar.
Yoksa, iş işten geçtikten sonra kına yakarlar!..
