content 1977 Trabzon doğumluyum/evli ve bir çocuk annesiyim. yerel bir gazetede ve İnternet bir edebiyat dergisinde yazılar yazıyorum. k.t.u mezunuyum.
22 Kas

Hayat Kendinden Geçmiş! Sahi Ben Neredeyim!

Arayışlar içindeki insanoğlu, dünyada olan her şeye bir düşünce sistemi içinde ulaşmak adına, büyük çabalar harcar. Bunun içinde her defasında, korunmak için şemsiyeler arar. Kendinden olana kendine gelene, varlıkların ikramı hassasiyetiyle yaklaşarak, bazı hallerde çıkmazlara düşer.

Hep doğruya yönelmek ve o yolda ölümüne kavgalara girer.  Bu noktadan sonra önemli olan tek şey kendi doğruları doğrultusunda yaşamaktır.  Ve arsızca bunun özlemidir. Hangi sevda o davadan önemlidir?  Hangi aşk bu kadar tutkulu yaşanabilir?

“Hüzün çiçekleri gülüyor acıları kayıp

Darmadağınık saçları küskün ve suskun

Aşk suret değiştirdi Hayyam’ca bir umutsuzluk

Cihana hasret ve hararetli bir dinleti

Kulakları çınlatan…” AYSUN GÜL

Öncelikli olan yasaları; fanatik taraftarlar kazanıp, "Hassan Sabbah’ça" bir devrime adım atmaktır. Gitgide dalgalanan ve büyüyen sloganlar üretilir, kitaplar yazılır, seminerler verilir ve bir bakarız k, okullar açılmış bilgiler saçılmak için.  Şimdi iş, bu bir araya gelen topluluğu elde tutabilmek adına yazılacak ego tatminli yasalardır. İlk zamanlar dava aşkına bitip tükenmeyen bir aşkla sarılan bu insanlar, sonraya bıraktıkları köktencilikleri bir anda ortaya çıkarmaya başlayınca dava kana ve revanın arkadaşı olmaya başlar. Olgular ve ilkesel ilişkilerin yerini, tutarsız ve akıl almaz bir gösteriş safsatası alır. Yıpranışlar ve tükenişlerin aynasında kırılan tarafları toplamak yine ve yeniden yeni katılanlara yani sürü akıllı mensuplarına kalır.

Savunulan doktrin, yavaş yavaş yokuş-yukarı sürüklenmeden, alamaz varlığına tutunduğu düşüncelerini. "Hıv" olan bir hasta vari kıvranmaya ve acıları dayanılmaz hale gelir. Nasıllarla keşkelerine cevap aramaya koşar adım yürümeye başlar. Lakin kurtuluş kapılarının bittiği yerde durur ve nedennnn yakarışları içinde sona doğru yaklaşır. Nafile arayışlarla çökmeye devam eder yol üstü hikâyelerin de. Ve arkasına bakmadan bakamadan yok olup gider. Üzülmek boş bir sancıdan ibarettir, artık. Defalarca akıl almaz nedametlerine bin bir kere, lanet okumaları da fayda vermez…

...Veremez ki…

"Yasladığım düşüncelerim uçurumda

Bir boşluktayım

Yargısızca bir tutukluyum, tutkuların tarifi kayıp" AYSUN GÜL

Ne derece savunulursa savunulsun, dava diye yola çıkanların sonunu bu ülke gördü ve topluma verdikleri zararı da iliklerine kadar yaşadı. Uçarı bir devinimdi geçmişe kalan haletsizlik. Cesarete korkaklık gölgesi barikatlar kurdu, sakıncalı alışkanlıklar yenilenene kadar.

Yıllar geçti globalleşen bir dünyada düşüncelerdeki holigan ve saldırgan tavrın yerini, kaosun bir adım ilerisindeki saçma sapan alkışlar aldı. Gereksiz ve hırçın duruşlarla ve yürüyüşler. Durağı belli olmayan mitingler. “Nereden geldik nereye gidiyoruz” anlamaya çalıştıkça, dibe çakılıp kaldık  bir yeter diyen olsa yakalayıp toprak kapadık üzerine bir de dikenli bir gülle süsledik mezarını. En abes ifadeyle şifasız bir yuhhh demek istiyorum, bu lakırtısıı bol anlayışa. Yâda anlayışmış gibi görüntü olmayan anlayışa.

Hepinizi beraberliğin ve düşüncenin bütünlüğüne davet etsem gelir misiniz ?

Selam ve dua ile…

Etiketler : , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank