content

16 Ara

Hastalara Kanser Oldukları Söylenmeli mi?

Önce, böylesi ancak filmlerde olur denecek türden bir haber: ‘’The Sun gazetesindeki habere göre, doktorlar, 62 yaşındaki Grandad John Brandrick’in pankreas kanseri olduğunu ve 6 aylık ömrü kaldığını söylediler. Brandrick, bunun üzerine işinden ayrıldı, kredi ödemelerini durdurdu, giysilerini yardım kuruluşlarına dağıttı, akrabalarına para verdi, lüks lokantalarda yiyip içmeye ve bir yandan da cenaze hazırlıklarına başladı. Ancak bir yıl sonra, semptomlarda azalma görülmeye başlandı ve Royal Cornwall hastanesi doktorları Brandrick’in hastalığının ölümcül olmadığını bildirdiler. Bu esnada evini de satmak zorunda kalan Brandrick, hastane hakkında tazminat davası açtı.’’

İyi olamadıkları, sakat kaldıkları veya öldükleri için hastane ve doktorları dava eden pek çok hasta ve hasta yakını var, ama ‘Ben neden iyi oldum da ölmedim’ diye mahkemeye baş vuranı doğrusu duymamıştım.

DOKTOR NE KADAR ÖMRÜM KALDI

Ünlü spor yazarı Kazım Kanat’ ın da benzer bir hikayesi var. Epsilon yayınlarından çıkan ‘Doktor Ne Kadar Ömrüm Kaldı’ isimli kitabında başından geçenleri bakın nasıl anlatıyor:

‘’ Hastalandığım zaman "Doktor, ne kadar ömrüm kaldı?" dedim. Doktorum "En fazla altı ay," dedi… Sekiz yıldır kanserle savaşıyorum. Tam yedi kez ameliyat masasına yattım. Önce kolon, sonra karaciğer, daha sonra akciğer (sol akciğerin tamamı alındı), sonra böbrek (sağ böbreğin tamamı alındı) ve son olarak bir tane olan akciğerimden kansere yakalandım. Hepsini yendim. Şu an sağ akciğer kanserini yenmek ve son zaferimi kazanmak için müthiş bir savaş veriyorum.’’

Allah uzun ömürler versin, Kazım Kanat’ ın İngiliz hastadan farkı şu ki, kimseyi suçlamıyor, kimseyi dava etmiyor.

USTURUPLU BİR DİLLE SÖYLENMELİ

Hastalara kanser oldukları ve ne kadar ömürlerinin kaldığı söylenmeli mi, söylenmemeli mi? Bu, biz doktorların sıkça karşılaştığı önemli bir problemdir.

Aslında, hastalardan kanser olduklarını saklamak çok doğru değil. Tüm hastalara hastalıklarının ne olduğu, hasta korkutulmadan, moral vererek ‘usturuplu’ bir dille anlatılmalı. Çünkü, kanser olduğu kendisinden saklanan birçok hasta günün birinde bir şekilde hastalığını öğreniyor ve bu onun için  daha büyük bir yıkım oluyor.

Ayrıca, insanlar hastalıkları için önerilen tedavileri seçme özgürlüğüne de sahip olmalı. Çünkü, kanser ciddi bir hastalık. Birçok kanser hastası için değişik tedavi seçenekleri var veya parası olan yurt dışında tedavi olmak isteyebilir. Tüm bunlara karar vermek için hastanın kanser olduğunu bilmesi kaçınılmazdır.

Çok önemli bir husus da, ne kadar ömürleri kaldığını bilen hastalar, işlerini ona göre düzenleme, yatırımlarını ona göre yapma, paralarını ona göre harcama, ölmeden önce yapmak istedikleri şeyleri yapma… imkanına sahip olacaklardır.

Tabii bir de bir doktor arkadaşımın anlattığı hazin hikayeyi de asla unutmamak lazım:

‘’Bir gün telefonla bir hastamın Almanya’ daki kardeşi olduğunu söyleyen biri beni aradı ve abisinin hastalığı hakkında benden bilgi istedi. Maddi durumunun çok iyi olduğunu, abisi için her türlü fedakarlığı yapabileceğini ve eğer daha iyi olacaksa  tedavisini Almanya’ da yaptırmak istediğini… anlattı. Hastamda çok ilerlemiş ve kemiklere de yayılmış akciğer kanseri vardı. Hastanın durumunun ümitsiz olduğunu, tıbben yapılabilecek fazla bir şey olmadığını ve hastanın günlerinin sayılı olduğunu söyledim. Teşekkür etti ve telefonu kapattı. Ben de rahatlamıştım, çünkü bana tek başına gelen hastama hastalığı hakkında ayrıntılı bilgi verememiştim. Biraz sonra hastamın abisi beni tekrar aradı ve söylediklerini duyunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Meğer, arayan hastamın abisi değil, hastanın kendisi imiş. Olayın esas hazin tarafı da şu: Hastam durumunu öğrendikten sonra bir mektup yazıp uyku hapı içerek intihar etmiş.’’

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank