content

10 May

Halil Berktay’ın Mayıs Sıkıntısı

Halil Berktay Hoca epeyi bir süredir Taraf gazetesindeki köşe yazılarında ve kimi söyleşilerinde sosyalizm, sol, Türkiye solu, Marksizm üzerine bir hayli sert eleştiriler yapmakta. Hatta bu külliyatın dün de hayatta bir karşılığının olmadığını vb. söylemekte.
Olabilir.
Bu nedenle Berktay’a “dönek”, “inkârcı” gibi klişeleşmiş eleştirileri (ki, bu tür söylemler eleştiri bile değildir) yöneltmek, militer bir anlayışa ve ilkel bir mantığın kurguladığı statükonun hegemonik diline saplanıp kalmak demektir.
Ayrıca Hoca’nın neler dediği üzerine düşünmenin gerekli olduğu kanısındayım.
Berktay Hoca’ya buradan kapsamlı bir eleştiri yapma yetisine sahip değilim. Kaldı ki yazımın konusu da bu değil.
Elbette bu durum, Hoca’nın söylediklerine dair hiçbir görüşümün veya sorularımın olmadığı anlamın da gelmez.

İlkin dikkatimi çeken bir hususu belirtmeliyim.
Halil Berktay, dünün (dolayısıyla bugünün de) Türkiye solunu eleştirirken, kendisinin içinde bulunduğu dönemin 1990 öncesi için açık ve tam karşıdan bir özeleştirisini yapmadığını sanıyorum. Yapmışsa, yanılgım için özür dilerim.

Ancak 5 Mayıs 2012 tarihli Taraf’taki yazısı, tespitimi destekler nitelikte.
Bilindiği üzere Halil Berktay, 1980’lerin ortalarına kadar Aydınlık hareketinin önde gelen 5-6 kişisinden biri ve hareketin teorisyenlerindendir. Hareketin lideri Doğu Perinçek’le uzun yıllar birlikteliği vardır. Gün Zileli’nin 3 ciltlik anıları, bu hareketin bir dönemine epeyi ışık tutmakta.

Berktay Hoca, kendisinin de içinde olduğu 1974 TİİKP (Aydınlık hareketinin partisinin adı) Davasının Savunması’nda İttihatçıların halkın mücadelesini bastıran diktatörler olduğunu, Ermenileri katlettiklerini, Arap ve Kürt milliyetlerine çeşitli baskı uyguladıklarını söylemişken; “Ama sonra ((90’lı yıllardan), artık derin devlete hizmet arzetmek isteyen birileri bu ‘ideolojik kambur’dan kurtulmak gerektiğine karar vermiş.” diyor.
Aydınlık hareketinin savrulmasından söz eden Hoca, birileri derken de, Doğu Perinçek’i kastediyor.

Berktay Hoca bir hareketin uzun yıllar doğru şeyler söylerken; o hareketin önderinin (veya önderin yakın çevresiyle birlikte) bir dönem geliyor, kafası bozuluyor ve derin devlete hizmet sunmaya karar verdiğini, devletin bir ‘aygıtı’ haline gelince de, doğal olarak dün söylediği doğruların kambur haline geldiği için de inkâr ettiğini söylüyor. Berktay’ın bu subjektif ve hatta keyfi tahlilini, yine Berktay’ın sosyalizm, sol, Marksizm üzerine yüzlerce sayfaya ulaşmış ciddi, ufuk açıcı teorik tahlillerinin neresine koyacağız?

Berktay, kendi sol geçmişinin tümüyle hesaplaşmaktan kaçınıyor gibi geliyor bana. Doğu Perinçek’in, Türkiye solunun en ilginç, bağlantıları hususunda hep şüphe duyulmuş ve sorunlu bir figürü olduğunu 40 yıldır hemen herkes biliyor! Hele 1970’lerin ikinci yarısındaki Aydınlık hareketinin devlet kaynaklı haber ve provakatif eylemlerinin alabildiğine yoğunlaşması üzerine, bu hareket neredeyse kendi dışındaki Maocular da dahil, Türkiye solunun diğer gurupları tarafından sol yelpazede bile görülmüyordu. Ve bugün geldiği nokta bir tesadüf değil! Berktay bunun farkına 80’lerin sonunda vardıysa, onun sorunu. Ancak buradaki ilginçliği tekrar etmek istiyorum: Uzun yıllar ‘doğru’ yolda olan hareketin önderi, birden bire derin devlete hizmet etmek istemiş! Böyle bir siyasi tahlil olabilir mi? Hâlbuki Doğu Perinçek hareketinin ideolojisi, siyaseti ve mücadele anlayışı buna teşne zaten!

Ben asıl 1 Mayıs 77 üzerine söylediklerini yazacaktım.
Halil Berktay, Türkiye’deki sol grupların aralarında müthiş gerilimlerin olduğunu, bunun silahlı şiddet boyutuna ulaştığını ve bu durumun sonucunda da, 1 Mayıs 77’de Taksim Meydanı’nın kana bulandığını söylüyor. Meydana hâkim olan DİSK (dolayısıyla TKP-İGD çevresi) ile meydana girmek isteyen Maocu grup arasındaki itişme sırasında Maocu gruptan birinin iki el silah sıkmasıyla, meydanda zaten silahlı halde bulunan binlerce kişinin silahlarını ateşlediğini, kalabalığı dağıtmak isteyen panzerin de paniği artırarak ölümlerin meydana geldiğini belirten Berktay, solcuların sorumluluktan kaçmak için 1 Mayıs 77 katliamını derin devlete mal etmeye çalıştıklarını belirtiyor. Sular İdaresi üzerinden, otelden ateş edilmedi diyor.

Türkiye’deki sol gurupların ilişkilerinin niteliği üzerine Berktay’ın söyledikleri doğru.
Ancak bu gerçeklik, derin devleti Taksim 1 Mayıs katliamından azade tutmaya yeter mi?
Ya da şöyle sorayım: Berktay, derin devletin parmağının olmadığına dair hangi emarelere sahip ki, böylesine kesin konuşuyor?

Sol gurupların kendi aralarında şiddete varan ilişkilerinin, 1 Mayıs 77’de derin devlet için bulunmaz bir fırsat sunduğu gün gibi aşikâr. Tamam, ama o dönemin Türkiye sathında olanlar, 1 Mayıs 77’de Taksim’de derin devletin bu hazır durumu bir katliama dönüştürme girişiminde bulunduğunun kanıtını da bolca sunmaktadır. Öyle ki, o dönemde olan büyük katliamların gerisinde olan devlet, 1 Mayıs 77 katliamının gerisinde neden olmasın ki? 1 Mayıs katliamını failler açısından diğerlerinden ayıran nedir ki?.

Velev ki, denilen o bölgelerden ateş edilmedi. Kaldı ki, binlerce insan da bu yönde görüş belirtiyor. Peki, kitlenin içinde tam hızla dönüp duran panzer neyin nesiydi? Daha vahimini söyleyeyim: Maocu guruptan (eğer öyleyse) ilk ateş eden kişi kimdi? Bir ajan olamaz mı?

Halil Berktay’ın yazdıkları, endazesi kaçan özeleştirisinin bir kendini hiçleştirmeye/yok saymaya kadar yuvarlanması ve vicdan duygusunun selinde akıl ve gerçeklik olgusunun yitirilişi gibi geliyor bana.

Türkiye solunun birbirini düşman gören ve birbirine silahlı şiddet uygulayan yapısı nedeniyle, 1 Mayıs 77, devlete altın tepsi içinde sunulan bir ‘hediye’ gibidir diye düşünüyorum. Öyle ki, derin araçlar çok da zahmete girmemiş olabilirler.

Ancak bütün bunları yazıp söyleyen Berktay’a o bildik eski itici, saçma söylemlerle saldırmayı da doğru bulmuyorum.

Tartışmak iyidir; siyasetin kerteriz noktasının devlet olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sicilini göz ardı etmemek ve kendimize de ayna tutmak kaydıyla!

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank