content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 Oca

Hakikatsiz Bir Müfredat

Eğitim sistemimiz, her geçen gün daha çok çözülmesi zor sorunlar üretmektedir. Eğitim sisteminin sorularında önem ve öncelik sıralaması yapılmadan bir takım çözümler üretilmeye çalışılmaktadır. Ülkemizde bakanlıkların misyon ve vizyonuna baktığımızda en iyi olması

gereken bakanlık olması gerekirken en kötü yönetilen bakanlık durumundadır. Eğitim sistemi doğru yönetilmemektedir. Bakan olanlar, ciddi bir önem ve öncelik analizi yapmadan ilk akla gelen çözümlerle süreci yönetmeye çalışmaktadırlar.

Toplum olarak köklü bir eğitim sistemine sahip olsak da sürekli değişip duran bir eğitim sistemi hatta sistemden söz etmek bile iyi niyettir. Toplum olarak bir eğitim sistemimiz yoktur. Sistem haline gelmeyen modeller bir birinin yerine geçmektedir. Eğitim, maalesef Marksist eksenli bir yaklaşımla alt yapı sorunu olarak görülmekte ve alt yapıya yönelik çözümler üretilmektedir. Eğitim güncellenmesi gereken ama sürekli değiştirilmemesi gereken bir sistem değildir. Eğitimin en büyük sorunu değer sorunudur. Bir toplumu güçlü ve farklı kılınması değer ve inançların yaşatılmasıyla sağlanır. Değer ve inançlardan yoksun bir toplum sürekli kuşak çatışması ile bir birlerine yabancılaşırlar.

Müfredatımız, değer ve inançlarımızdan yoksun şekilde hazırlanmıştır. Hatta müfredat hazırlanırken özellikle değer ve inançların etkili olmaması için bir takım yasal düzenlemeler yapılmıştır. İnsanların çabalarını belirleyenler hakikat, doğruluk ve gerçekliktir. Bilim, gerçek olmayanı; akıl, doğru olmayanı ve hakikat ise Hakk olmayanı kabul etmez. Okullar formel yapılardır ve yasal yaptırımlar içeren yazılı kurallarla ile yönetilir. İnsanların ya da toplumların belirlediği yasalar insanların zihnine hitap eder. Zihin zarar görmemesi için yasalara uygun hareket etmeyi emreder. Kalp ise hakikate uygun değilse zihne başkaldırır.

Okullar, öğrencilerin zihnini şekillendirmek içindir. Hatta öğrencinin kalbini şekillendirmeye çalışan eğitimci sistem için sakıncalı eğitimcidir. Okulların girişinde kolluk güçleri ve güvenlik kulübeleri varsa bu durum düşündürücüdür. Okulların işlevi bu gün tartışılmasa da kendinden beklenilen işlevselliğini yitirmiştir. Okulların en belirgin göstergesi çalışanlar için istihdam alanları olmasıdır. Veliler için çocuklarını karantinaya alma merkezleri ve öğrenciler için eğlence mekânlarıdır. Her geçen gün okullar öğrencilerin evlerinde yapamadıklarını yapmak için yapabilecekleri mekânlar haline gelmektedir.

Öğretmenler formel bir süreç içinde tek görevlerinin bilgi aktarmak olduğuna inandırılmaktadır. En iyi eğitimci öncelikle kurallara uyan; kurallara uygun zamanında sorumluluklarını yerine getiren ve yapılacak sınavlarda istenilen başarıyı yakalayan öğretmendir. Sistemin öğretmenden beklentisi budur.

Veliler ne istemektedir? Velilerin de tek istedikleri yaptıkları ekonomik yatırımlarının heba olmamasıdır. Veliler öğrencilerin geleceğini kurtarmak adına bunca zahmete girmektedirler! Geleceği kurtarmanın örtük mesajı çocuklarının ileride kendilerine yük olmamalarıdır. Ebeveynlerin çocuklarından istedikleri başarı, istihdam ve kariyerdir…

Devlet çocuklardan ne bekler? İtaat eden vatandaş… Yasalara uyulması gerektiğinin ilk kodlaması okullarda öğretmenler aracılığıyla yapılır. Okullar düşünmenin zararlı olduğunun öğretildiği ilk yerlerdir. Öğrencilerin zihinlerini kullanma kapasitelerini artırmak demek aynı zamanda diğer insanlardan ötekileştirmektir. Sistem için gerekli öğrencilerin ilk geçmeleri geren aşama onların ötekileştirilmeleridir. Ötekileştirilmenin olmazsa olmazı yasalara uygun hareket etmenin olmazsa olmaz oluşudur.

Neden okullarda düşünme kontrol edilir ve sıra dışı düşünmeye izin verilmez? Düşünmeye başlayan insan vicdanı rahatsız olan insandır. Vicdanı rahatsız olacak insanla kurumların maslahatları sağlanamaz. Düşünmeyi kontrol edip denetlemek içinde öğrencilere bir takım kriterler gösterilir. Bir insanın hakikate ulaşmasını engellemek istiyorsanız ilk önce gerçeklik alanına bakmasını telkin edeceksiniz. Gerçek olmayan kabul edilebilir olmayandır ilkesini benimseteceksiniz. Bu ilke aynı zamanda bilimin olmazsa olmaz ilkesidir.

Beklenmedik bir durumla karşılaşılmışsa yani gerçekleri sorgulamaya başlamışsa öğrenci o zaman ona akılını kullanmayı telkin edeceksiniz. Akıl, hakikate ulaşmada en büyük engeldir. Kimse akla uymayan bir durumu düşünmek istemez. Akıl rahmani olsa da insanlar rahmani olan aklı kendi ilkeleriyle beşerileştirmişlerdir. Bir kavramın sınırı ve içeriği belirsizse o kavram masum ve meşru değildir. Bu kavramların başında akıl kavramı gelmektedir. Akıl ne işe yarar? Bu sorunun cevabı hem göreceli hem de sayılamayacak kadar çoktur. Toplumda hem çok iyi yapanlar hem de çok kötü davrananlar akıllı olarak tanımlanır. Oysa akıl sadece insanı Allah’a götüren Allah’ın yap dediklerini yapma; yapma dediklerini de yapmama yetisidir. Çok masum olan akıl ne gariptir ki vahiy akıl üstünlüğü tartışmasına kadar çekilmiştir. Bu tartışmayla iki aynı kavram kullanılarak bir kavram soyutlanmıştır hayattan.

Okulların taviz vermediği nokta akıl dışılıktır! Akıl denen nedir? Belirlenmiş yasalardır… Çocuklar birçok evde Hakikate ulaşamıyor… Okullarda Hakikate yer yok… Eğitimciler doğruluktan taviz vermiyor… Gençlerin dengeli ve sağlıklı beslenmelerine her gün vurgu yapılıp bu konuda sürekli telkin yapılsa da hakikate açlıkları her geçen gün daha da artmaktadır. Gençler büyüdüler, artık gençler gerçekleri kandıramazsınız. Gençlerin en çok zarar gördükleri ve nefret ettikleri çevrelerinde dolaşan en akıllılar. Gençlerin hiç tanışmadığı ise hakikat…

Bazı insanlar kara kıtada açlıktan ölürken burada bizim çocuklarımız hakikat açlığından ölmektedirler. Modern kuramların ve aklın hükümran olduğu okullar hakikate izin vermeseler de bu konuda mazeretimiz olamaz olmamalıdır. Gençliğini dert edinmeyen gençliğinin derdiyle dertlenmeyen toplumlar daha çok dert çekecektir. Müfredatta Hakikat yoksa o toplumun yarını olmayacaktır. Gençlerimizin ve toplumumuz yarını olsun istiyorsak onları Hakikat ile tanıştırmalıyız. Yarın, dünyada gelmeyecek bir zaman dilimidir ve yarından sonra yarın olmayacaktır! Yarınları ve yarınlarımız için Hakikat elçisi olmalıyız. Eğitimci hakikat elçisidir. Öğretmen ise para karşılığı bir şeyler anlatan insandır. Eğitimcilerin kanayan yarasıdır müfredat ama öğretmenlerin tek düşündükleri vardır alması gerekenleri almak… Eğitimci vermesi gerekenleri verendir… Verilmesi gerekenlerin ilki hakikattir…

 

Bilgi Aktivasyon Uzmanı

Ercan Harmancı

ercanharmanci@hotmail.com

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank