content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

24 Haz

Gündeme Gelen Yeni Bir Oyun Daha…

Tanzimat’la başlayıp, Cumhuriyet döneminde zirveye çıkan; çok çeşitli değişim, yalan, talan, iftira, tahrik etme, kaşıma, yaralama, beyinleri yıkama, İslam’a ve insana karşı oyun ve tuzakların sayısı az değildir.
Emperyalist güçler, Vatikan, Yahudi ve Mason lobileri, her türlü “..izm”ler ve özellikle ABD. , AB, NATO tarafından hazırlanıp, güçlü ajansları ve ajanları tarafından dünyaya servis edilmektedir.Kara tahtalarda, dumanlı havalarda, harabelerde, afet günlerinde, sıkıntılarda gündem hazırlanarak, aynen uygulanır.

İnternet siteleri günümüzde en büyük haberleşme, iletişim ve bilim kaynağı olarak etkili ve tepkilidir.
Bugünlerde, kim olduğunu bilmediğim, belki de bir rumuz olarak kullanılan Mustafa Nevruz Sınacı tarafından bütün sitelere mesaj çekilen Bursa Nutku’nun, Asıl Hedef Kitlesi Millettir! Başlıklı bir yazı var.
Yazının daha başında; “taraf” olan bir zihniyetle peşin hüküm var:

Özellikle 11 Kasım 1938 ‘karşıdevrim’ini müteakip ve 27 Mayıs 1960’dan sonra, kurucu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa Nutku’nun orijinal metinleri, kin ve nefretle inkâr; Batı Üniversitelerinde incelettirilerek yalanlanmak istenmiş; Bu amaçla menfur teşebbüsler yapılmış; Her seferinde cevap: “orijinal ve gerçektir” biçiminde olmuştur.
Nutku okuduğunuzda, bu kalkışmaların sebebini anlayacaksınız!..
Nutuk güya şöyleymiş:

“Türk genci, inkılâpların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmış; Rejimi ve inkılâpları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve hareket duydu mu; ‘bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır...’ demeyecek; Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silâhla... Elinde nesi varsa onunla eserini koruyacaktır…

Polis gelecek; asıl suçluları bırakıp, suçlu, diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘polis henüz inkılâp ve Cumhuriyetin polisi değildir’ diye düşünecek fakat asla yalvarmayacak. Mahkeme onu mahkûm edecek. Genç tekrar düşünecek ‘demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım’ O’nu hapse atacaklar, kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber; Bana, İsmet Paşa’ya, Meclise telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını, kayırılmasını asla istemeyecek. Diyecek ki ‘ben inan ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimizde haklıyım. Eğer buraya, haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir.” İşte benim aradığım Türk genci ve Türk gençliği”
Sanki; Neron, Stalin, Lenin, Hitler, Tito, gibi konuşuyormuş gibi: İsyan, tahrik, teşvik, yıkım, darbe, devirim ve yalan ifadelerini Mustafa Kemal söylemişse, ATATÜRK özelliğini kaybeder. Ellere; taş, sopa, silah veren, yakan, yıkan, öldüren zihniyet, bugünkü terörün baş mimarları değil mi? Yani Mustafa Kemal’de böyle mi idi?..
Nutuk’tan bazı pasajları alarak, devamla şöyle diyor:

“Gerçekte, mütegallibenin esas korkusu gençlik değil; Nutkun hakiki muhatabı olan kanaat önderleri, bilgeleri, namuslu-dürüst, onurlu ve sorumlu insanları ile Cumhuriyet Savcıları;, Millet adına hüküm veren Yüce Mahkemelerin adaletli-faziletli Hakimleri, mahalli liderler, akil, uyanık ve hakiki muhalefet partileri idi! Çünkü bu nutkun; “millete bir emanet, vasiyet ve mesaj olarak” tamamlayıcı unsurları, mütemmim cüzleri vardı.”
EKİM 2005 tarihinde basılan NOT DEFTERİ isimli eserim; on iki kitaptan ibaret cep kitapları serisinde basılmış olup, 480 sayfa olarak yakında baskıya girecektir. Bu eserde yer alan: “ATATÜRK’ÜN “BURSA NUTKU” UYDURMADIR” bölümünde şöyle demiştim:

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır.” Vecizesini söyleyen ve toprak olan Atatürk; günümüzde istismar edilen, rant kapısı olarak kullanılan değerler arasındadır.

“Atatürkçü Düşünce Derneği” başkanı Ergenekon çetesinde görevli olarak bulunur, Türkiye’yi “İşbirlikçi Hain Cenneti” olarak gördükten sonra tutuklanırsa, Atatürk’ün kimler tarafından ve nasıl kullanıldığının güzel bir örneğidir.
Atatürk’ü iyi tanımayan, nutkunu dahi okumayan, tarihi iyi bilmeyen kişi ve kuruluşlar tarafından yıllardan beri istismar edilen, ideal ve ideolojilerde kullanılan Atatürk’ün “BURSA NUTKU” masalını bilirsiniz. Tarihi iyi bilen, doğru yazan, sağduyu sahibi kalem ve yetkili kişiler tarafından Atatürk’ün böyle bir nutkunun olmadığı,uydurma olduğunu yazanların arasında benim de kalemim vardır.

Atatürk gibi kanun ve hukuka saygılı bir devlet adamının; gençleri sokağa dökecek, polis, savcı, hakim, vs. devlet görevlilerini dinlememeye sevk edecek bir konuşma yapması, kendi değeri ile çelişmekte, uydurma olduğu meydana çıkmaktadır.

Birçok konularda olduğu gibi, Atatürk konusunda da perdeler aralanmakta, tabular yıkılmakta, 5816 sayılı kanun olmasına rağmen, gerçekler gün yüzüne çıkmaktadır.

Ergenekon çetesi hakkında hazırlanan iddianamede de bu nutka yer veriliyor. Sayfa 222 de yer alan kısımda, “Düşük” tabiri ile Türkiye Büyük Millet meclisi ile gayri meşru gördükleri Cumhurbaşkanını da tanımadıklarını ifade ediyorlar.
1958 yılında Ulus gazetesinde yayınlanan uydurma Bursa Nutku ile ilgili bugüne kadar çok sayıda yazı ve araştırma yayınlandı. Güya; 6 Şubat gecesi, şimdiki Atatürk köşkünde, içkili olarak Atatürk tarafından: “Görevi yapmayan kolluk kuvvetlerine karşı gençlerin baş kaldırarak sokaklara dökülmesi, harekete geçmesi gerektiğini, kanun nizam tanımazlığına kışkırtan..” konuşma yapmışmış..

Nutuk, kalabalık önünde yapılan bir konuşmadır, olsa bile, böyle, ferdi ve içkili kafadan çıkan bir konuşma nutuk olamaz.
Nutku aktaran Rıza Ruşen Yücer tarafından nutka böyle bir konuşma konulmamıştır.
Atatürk’ün ikinci yaveri Cevdet Tolgay’ın 1996 tarihinde Milliyet gazetesinde çıkan yazısı ile Cumhurbaşkanı sekreteri Hikmet Bayur’un ifadeleri arasında tezatlar vardır.

10 Nisan 1967 tarihli Falih Rıfkı Atay’ın savcılık ifadesinde yer alan net cümleler, Atatürkçü bir yazar ve çok sayıda eser veren bu kişi tarafından çürütülmektedir. Atay şöyle der: “Bursa Nutku diye Atatürk’ün söylediği bir nutuk yoktur. Bursa gazetesinin yazdıkları kulak rivayetleridir. Atatürk son derece nizamcı ve devlet otoritecisi idi. Memlekette anarşi havası yaratmak kastı vardır Atatürk bu kasda alet edilmek istenmiştir.” ( Daha detaylı bakınız: Zaman gazetesi, 24.08.2008/Pazar ilavesi, Mustafa Armağan )
EVET; Her devirde anarşi ve terör havası estirmek isteyenler, ayni zihniyetin adamlarıdır. Atatürk’ü, Mevlana’yı, Hacı Bektaşi Veli’yi, Kur’an’ı, Peygamberi, milli ve manevi değerleri istismar ederek, menfaatleri için rant kapısı yaparak at oynatmak isteyenler iyi bilinmeli, tarih iyi okunmalı, araştırma iyi yapılmalıdır.

Bu da, yeni bir oyun ve senaryodur. CHP ve diğer sol/komünizan fraksiyonlar tarafından ortaya atılan, uydurma, yalan ve servis yapılmış yemekleri yemeyin, zehirlenir, hastanelik olur, hatta ölebilirsiniz.
Mustafa kardeş, sen de atma.. Âlet olma…Kaşıma… Bu maya tutmaz. Artık bu millet bilmek istediği her şeyi biliyor,

öğreniyor. Allaha şükür doğru yazan kalemler, doğruyu söyleyen ağızlar aramızda az değil.. Mustafa, Nevruz ve Sınacı olmak kolay değil..İsmine layık ol, gül ver, veremezsen gülüver..
Birkaç gönül rubaisi ile hicivleri anlayanlara armağan etmek istiyorum:
GÜLDİKENİ
HOKKASI
Lağımların yanında, fikirler kokar oldu.
Zikir dergâhta kaldı, şükür fakir lokması,
Çağdaş zina rağbette, bu Vatan şerle doldu,
Yazanlar isyanlarda, katran dolu hokkası.
ÇIKILDI
Devrimci Kemalistler, neleri devirdiler?
Perdeler aralandı, put tabular yıkıldı.
Doğrulardan korkanlar, yalanı çevirdiler,
Karanlık emellerden, Gün yüzüne çıkıldı.
VAR
Şair var, şiirler var, kendi yazar, kendi okur,
Yazarlar var, yazılar var, ibrişimle kilim dokur,
Âşıklar var, mâşûklar var, ruhta kaynar fokur fokur,
İnsanlar var “Adam”lar var, nefsine kazar bin çukur.
SALDIRIYOR
Kemalistler kudurdu, İslâm’a saldırıyor,
Bittiler, tükendiler, artık put satılmıyor.
Altı oklu kepçeyle, kazana saldırıyor,
Akl-ı Selim olanlar, güruha katılmıyor.
DEMEYİN
Zaman büyük sermaye, horoza yüklemeyin,
Sel gider kumu kalır, ne yapayım demeyin,
Horoz sabah öterken, kalkmakta diklemeyin,
Küçük sözler söylerken, büyük lokma yemeyin.
ATAM
“Atam sen kalk, ben yatam” pek yabancı olmadık,
Dalkavuk semerine, yükledik yalakayı,
Allah, Peygamber dedik, rüşvet diye almadık,
Böyle devrimbaz yobaz, hak etti falakayı.
www.ilhanyardimci.com
mansetxcom
ilhan-yardimci@hotmail.com
bilgiagi.com
0535 477 73 90
 

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank