content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

16 Ağu

Gezi izlenimleri (IV) Ağrı…

Söyleyin dağlara rüzgara
Yurdundan sürgün çocuklara
Düşmesin kimse yılgınlığa
Geçit vardır yarınlara

Göç yolları
Göründü bize
Görünür elbet
Göç yolları
Bir gün gelir
Döner tersine
Dönülür elbet
En büyük silah umut etmek
Yadigar kalsın size
Yolverin kanatlı atlara
Sürgünden dönen çocuklara
Ateşler yakın doruklarda
Geçit vardır yarınlara
Göç yolları
Göründü bize
Görünür elbet
Göç yolları
Bir gün gelir
Döner tersine
Dönülür elbet
Dağılsak da göç yollarında
Yarın bizim bütün dünya
Ateşler yakın doruklar(ın)da,
geçit vardır yarınlarda

Yolladayız… CD çalarımızda Yeni Türkü'nün "Göç Yolları." Düşmüşüz yollara… Müthiş yollar yapılmış… Kendimi Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde kentler arasında gittiğimi zannediyorum. Gözünüzün alabildiğine uzanan çift şeritli yollar…

Ağrı Dağı gözümde büyüttüğüm gibi gözükmüyorBugün kü adıyla Ağrı Dağı. Tarihteki isimleriyle Ararat ya da Masis, Kürtçe: Çiyayê Agirî ya da Grîdax, Selçuklular döneminde: Eğri Dağ, Kuh-i Nuh, Cebel ül Haris. Ağrı Dağı, Türkiye'nin en yüksek dağı. Marco Polo hiçbir zaman çıkılamayacak dediği dağa ilk tırmanış,  1829 yılında Prof. Frederik Von Parat tarafından gerçekleştirilmiş. 

Düşmüşüz yollara İshak Paşa Sarayı'nı göreceğiz

Sevgili dostumuz Dr. Gürbüz Çapan'ın mutlaka görün dediği İshak Paşa Sarayı'nı görmek için düşmüşüz yollara.

Kendimi yıllar önce savaş zamanında gittiğim Irak'da zannediyorum. Yol kenarlarında Irak'da olduğu gibi bidonlar içersinde akaryakıt satılıyor. Ancak bizim araç euro dizel yakıyor. Normal dizel ve benzin satılıyor.

425 yıl önce kalorifer yapılmış Saraya…

Sarayın girişinde dünyanın ilk kalorifer tesisatı döşenen sarayı olduğuna yönelik ibareyi okuyunca, insan üzülüyor. 425 yıl önce yapılan bir yapı ve sonra ortaya çıkan yapılara bakınca insan utanıyor. Atalarından ders almaz mı insanoğlu? diye söyleniyorum.

Son sekiz yıldır katılın yada katılmayın… Anadolu değişiyor. Yolun gitmediği hiçbir yer sizin değildir aslında. Geliş gidişli geniş otoban yollar… Basıyoruz gaza, CD çalarda ise Yeni Türkü… Ağrı Dağı'na doğru yola çıkmışız. Efsane dağı ve onun eteklerinde kurulmuş sınır boyu kenti Doğu Beyazıt'ı göreceğiz.

Karşıdan tüm ihtişamıyla Ağrı Dağı gözüküyor. Yeni Türkü ise "Ateşler yakın doruklarda, geçit vardır yarınlarda" diyor. Ben bir taraftan Yeni Türkü'nün söylediği devrimci şarkıyla gaza basıyorum. Göç yollarında dağılmıştık darbelerle, şimdi yeniden tersine dönüyordu her şey. Göç yollarında her şey tersine dönüyordu. Beklediğimiz gibi biz yapmıyorduk 'tersine döneni' işte bu bizi şaşırtıyordu. Ezber bozduruyordu. Hayat öyle bir şeydi. Kimin göç yollarında tersine döneceğini ne bilebilirdik ki?

Ağrı Dağı'nın zirvesi 4 mevsim boyunca erimeyen kar ve takke buzlu volkanik özelliği ile dikkat çekiyor. Ağrı Dağı, Türkiye'nin en doğu ucunda bulunuyor. Dağ, İran'ın 16 km batısında ve Ermenistan'ın 32 km güneyindedir. Dağın yüzde 35'lik kısmı Iğdır'da, kalan yüzde 65'lik kesimi ise Ağrı'da kalıyor. Ağrı dağı 5137 metrelik rakımıyla, Anadolu Yarımadası'nın en yüksek doruğu.

Nedense tüm bunlara rağmen gözümde büyütemiyorum. Sanki daha yüksek olmalıymış gibi geliyor. Daha küçük görü-yorum. Karadeniz'de ki dağlar daha yüksek geliyor bana…

Neyse Doğu Beyazıt'ın içine giriyoruz. Yerel yönetimde BDP var. Hemde üç dönemdir iktidar. Keşke belediyecilik anlayışı da farklı olabilse. Örnek bir kent yaratabilseler miş! Dağın eteklerinde kurulmuş olan İshak Paşa Sarayı'ndayız.

Hayranlıkla geziyoruz sarayı… İshak Paşa Sarayı, Ağrı Dağı'nın yakınında, Doğubeyazıt'ın 5 kilometre uzağında eski Doğubeyazıt yanında sarp kayalar üzerine kurulmuş, kartal yuvasını andıran 116 odalı bu saray aslında türbesi, camii, surları, iç ve dış avluları, divan ve harem salonları, koğuşları ile bir bey kalesi imiş.

Etrafından önceden ev olduğu belli olan kalıntılar.. Meğerse eski Doğu Beyazıt kenti burada kurulu imiş. Sonradan düz ovaya yeni kent kurulmuş. Sarayın etrafından eski kent kalsa imiş, başka bir güzel olur muş diye düşünüyorum. İshak Paşa Sarayı'na büyük bütçeler ayrılmasına rağmen halen yapımı devam ediyor. Halen gezmeye açılmayan bölümleri var. 425 yıllık bir yapıyı gezmek büyük keyif veriyor insana.

Bırakın 425 yıllık yapıdan M.Ö yapılmış yapılardan bile ders almamamışız.

Antalya'dan binlerce yıl önce kurulmuş olan Aspendos'u gezdiğimde, kanalizasyon sistemini kurulduğunu görünce, (o tarihte Antalya'da kanalizasyon yoktu) aynı duyguları hissederek ağlamıştım.

Bir karış toprak için ölebilecek milyonlar ve ölen onbinler ama geçmişinden hiç ders çıkarmayan milyonlarca kalabalıklar…

Kürtler'in adına festivaller yaptığı ünlü Kürt Edebiyatçı Ahmet Hani Türbesi'ni geziyoruz. 80'li yıllarda yapılmış türbe. Ardından İshak Paşa Sarayı'nın hemen yukarısında yamaçta kurulmuş olan cami ile ilgili hiçbir ibare bulamıyoruz.

Camiyi gezmek için merdivenlerinden çıkıyoruz. Ancak kapalı. Etrafından fotoğraflar çektiriyor ve gezemeden dönüyoruz.

Doğu Beyazıt'tan karanlık basmadan Iğdır'a doğru yola çıkıyoruz.

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank