content Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
30 Nis

Gerginlik Kime Kazandırıyor?

Ülke olarak sanki senaryosu birileri tarafından yazılan bir oyunu, hep birlikte izliyoruz!..
Aylardan beri şiddeti her geçen gün artan bir gerginlik ortamına dolu dizgin gidiyoruz.
Çok merak ediyorum, böylesine gerginlik ortamının sonunda, kimin eline ne geçecek?
Anlaşılan, geçmişten ders alamayan bir millet olduğumuz bir kez daha ortaya çıktı.
Adeta bunun ispatını yapıyoruz!..
Baksanıza Başbakan ile muhalefet liderleri, birbirlerine demediklerini bırakmıyor.
Bizde bir söz vardır hani, “İmam yellenirse, cemaat bilmem ne yapar” diye...
Aman burada hemen imamları da tenzih edeyim, vallahi bu sözü ben uydurmadım, bizim halk arasında devamlı kullanılan bir söz biliyorsunuz.

İşte, bizleri yönetenler de böylesine bir şiddet, böylesine bir agresiflik içerisinde olunca, toplumun halini de varın siz hesaplayın.

Başbakan ağzına geleni olanca şiddetiyle söylerken, karşılığı da gelmekte tabii ki gecikmiyor.
12 Eylül öncesi ne çabuk unutulmuş meğer.

Oysa ki, şu an gerek iktidarda, gerekse muhalefette olan parti liderleri, o günleri dolu dolu yaşayanlar, o günleri birebir görenler...
Demirel ile Ecevit arasında yaşanan sert polemiklerin, kaç cana malolduğu, nice fidanların bugün aramızda olamadığı akıllara bile gelmiyor.
Ve, ülkeyi alabildiğine bir hızla, sanki o günlere doğru koşturuyorlar.

Zaten, DTP’nin ülke içerisinde yarattığı gerginlik yetmiyormuş gibi, onlar da üzerlerine tuz biber ekmeyi bir marifet sanıyorlar.
Bu ülke insanının en hassas olduğu konulardan biri de hiç şüphesiz ki, vatan ve bayrak sevgisi.
Güneydoğuda aylardır sürdürülen operasyonlarda, hergün birkaç şehit haberi ile yüreğimiz yanıyor.
Fakat, gencecik evlatlarını kaybeden anaların babaların yürekleri dağlanıyor.
Tüm bunlar göz ardı edilerek, gerginlik tırmandırılıyor.

Oysa ki, tam tersine gerginliği ortadan kaldıracak, en çok hasret kaldığımız birlik ve beraberliği pekiştirecek demeçlerin verilmesi gerekirken...
Genelde bunlar yaşanırken, ben burada biraz da yerele gelmek istiyorum.
Yerelde de çok farklı bir tavrın sergilendiğini söylemek de zor.

Burada biraz da Balıkesir Milletvekili Cemal Öztaylan’ın tutumuna değinmek istiyorum.
Aylardır, aynı şeyleri söyleyerek, bölgede de gerginlik ortamının tırmanmasını, ya da en iyimser ihtimalle de gerginlik ortamının sürmesine neden oluyor diye düşünüyorum.
Geçtiğimiz günlerde Kent Konseyi toplandı malum.

Orada da aynı konuşmalar...
Daha önce Bansiad toplantısında...
Ondan önce de, katıldığı diğer toplantılarda...
Sürekli olarak Cumhuriyet meydanını düzenlediği için kendisinin eleştirildiğini, buraya mermer döşettiği için mahkemeye verildiğini, ağaçları kestirdiği için de dokunulmazlığının kaldırıldığını söylüyor.

Hadi bir söylenir, iki söylenir, üç söylenir de, ama temcit pilavı gibi her daim aynı şikayetler dile getirilmez ki...
Yani, kabak tadı veriyor desek yeridir.

Kaldı ki, bildiğim kadarı ile belediye başkanlığı döneminde Cumhuriyet meydanını mermer kaplattığı için mahkemeye verilmişliği de yok Öztaylan’ın.

Bu olmadığı gibi ağaçları kestiği için de dokunulmazlığının kaldırılmasının istenmesi de bir garip.
Sayın Öztaylan, bunları söylerken hedef olarak tabii ki CHP’lileri işaret ediyor.

Kendisinin, CHP’liler tarafından mahkemeye verildiğini, onlar tarafından dokunulmazlığının kaldırılmasının istendiğini ima ediyor.
Şu sıra yine bildiğim kadarı ile mahkemedeki davalar askıya alınmış durumda. Çünkü, milletvekili seçilince, otomatikman dokunulmazlığa kavuştuğu için milletvekilliğinin bitmesine kaldı davalar.
Eh, onlar da zaman aşımına uğramazsa.

Zaten mahkemede görülen davalar da, mermer döşemesinden ya da ağaç kesmesinden değil de, kendisine yöneltilen eleştirilere verdiği ağır karşılıklardan olduğunu biliyorum.
Yani hakaret davaları...
Bir de, dokunulmazlığının kaldırılmasını istemek gibi bir durum nasıl oluyor, onu da anlayabilmiş değilim.
CHP’liler buradan Meclis’e müracaat edip, kendisinin dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyecek bir konumda değiller ki!..
Nitekim, bir süreç yaşandı ve bitti...
Bu süreci sürekli gündemde tutmak, sürekli gerginlik politikası izlemek, zaten insanların yaşam kavgasını en ağır şekilde verdiği şu ortamda, kime ne gibi bir fayda sağlayacak ki?
Haa, tabii ülkenin içinde bulunduğu bir takım ekonomik ve de siyasi bunalımları gözardı ettirip, dikkatleri başka yöne çekmekse amaç, orası başka tabii ki...
Öyle ya, işçisinden memuruna, esnafından çiftçisine kadar herkesin şu sıralar inim inim inlediği bir ortamda, dikkatlerin başka yöne çekilmesinden başka bir takım yapılacak çalışmalar da olmalı yaa!..
Baksanıza ülke her gün çıkarılan yeni bir gerginlik stratejileri ile zaten bunalımın eşiğine geldi.
Bir gün türban, bir gün Anayasa değişikliği, bir gün Ergenekon, şimdi de en son Hüseyin Üzmez’in 14 yaşındaki küçücük bir kız çocuğuna tecavüz olayını konuşuyoruz.

Böylesine gerginliklerin, zaten ekonomik bunalımın pençesinde boğulan vatandaşı, ne duruma getirdiği hiç mi düşünülmez?
Zaten medya da toplumu iyiden iyiye germek için elinden gelen çabayı da sergilemekten kaçınmıyor.
Maşallah her bir kanalda bu gerginlikleri tırmandıracak açık oturumundan, haberlere kadar gırla gidiyor.

Bütün bunların üstüne politikacılar da, ortamı yumuşatacakları yerde, neredeyse tüy dikecek hale getirdiler, canım memleketi.
Evet beyler, son Türk devleti diye bir zamanlar övündüğümüz bu ülkeyi el birliği ile kaldındıracak mıyız, yoksa hep birlikte parçalanmasına katkıda mı bulunacağız?
Herkesin öncelikle yapması gereken hesap bu.
Haa, birilerinin talimatı ile Türkiye’yi, Yugoslavya’ya çevirmeyi düşünüyorsanız, söylenecek çok şey de var tabii ki...
Ama aksini düşünüyorsanız.
Hep birlikte aklınızı başınıza devşirin artık!..

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank