content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

28 Ara

George Soroz ve Jim Rogers Toprak Alıyor

Servetini kâğıt alıp satmayla elde etmiş, dünyanın en büyük spekülatörleri, altın satıp, torak alıyorlar.
George Soroz ve Jim Rogers toprak alıyorlar.

2000 Yılından bu yana, en büyük kazancı toprak sağlamış. %1200.
Spekülatörlerin toprağa yatırım yapmalarının nedeni, gıda fiyatlarındaki artışların devamlı olacağını gördüklerindedir. Gıda fiyatları dünyada bir yıl içinde %30 artmış.
Karaborsacılar Güney Amerika, Avrupa ve Afrika’dan hızla toprak alıyorlar.

AKP Hükümeti döneminde, 86,6 milyon metre kare toprağı yabancılara sattığımızı hatırlamakta yarar var.
Gıda piyasasına hizmet eden çiftçiler, toprak sahipleri girdilerin yüksek olması nedeniyle, topraktan kazançları gittikçe azalıyor. Ve ellerinde ki toprakları satıyorlar.
Sanmayalım ki, bu simsarlar daha önce tüm servetlerini altına yatırıyorlardı da şimdi çıkıyorlar.
Evet, toprak servet kaybına karşı en az risk ki olan yatırım alanıdır. Kısa zamanda nakit-e çevrilmesi altın kadar kolay değildir. Ama toprak alıyorlar.
Amerikan doları çökerken, Amerikan kâğıtlarının geleceği belirsizken, ya altın stoklayacaklar, ya da toprak.
Bunun yanında gümüş fiyatlarının da sürekli yükseldiğini bilmek gerek.

Amerikan ekonomisinin tıkandığı noktaya hızla ilerlediğimizi gösteren işaretler, bu iki simsarın verdiği işaretlerden anlaşılıyor.
Simsarlar, asıl tıkanmanın FED ile Amerikan devletinin arasında olacağına işaret ediyorlar.
Biliyoruz ki, FED Amerikan devletinin borçlarını satın aldı. Almaya da devam ediyor.
Devlet tahvillerini almak demek, Amerika’nın devlet borçlarını almak demektir.
Amerikan devletinin 14,3 trilyon dolar borçlu olduğunu biliyoruz.
Ancak sistem durmuyor, devam ediyor. Amerikan devleti harcamaya ve borçlanmaya devem ediyor. Sonunda ya FED batacak, ya da Amerikan devleti batacak.
Amerikan devleti bu borçları FED Merkez Bankasına ödeyebilmesi için, ya yeni vergiler koyacak, ya da ekonomiyi büyütecek ki daha fazla vergi toplasın ve borcunu bu topladığı vergiler ile ödesin.

Bırakınız yeni istihdamı, eski çalışanlar işini kaybettiği için bunlardan alınan vergiler de alınamamış oluyor.
Borç ödemek için vergi ayağı tıkalıdır.
Öte yandan harcamaları keserse, ekonomi daralacak vergiler daha da azalacak.
Amerikan devleti ile FED arasında ki ilişkiler, şimdiye dek FED’i oluşturan zenginlerin istediği gibi işliyordu.
Bundan sonrası pek öyle görünmüyor.
FED Amerikan devletinden aldığı kâğıtlara karşılık dolar basıyordu, bu dolarları da işverenlere kredi diye veriyordu. Veya dünya piyasasına sürüyor petrodolar şeklinde karşılık bulabiliyordu.

Gelinen noktada(krizde), basılan dolarları kredi olarak iş adamlarına ve halka dağıtamıyor (Kredi kıskacı). Ya da azını dağıtabiliyor.(Talep daralmasından)
FED’in içindeki zenginler(%1) devletin harcamaları kesmesini istiyor. Amerikan devleti ise harcamaları kesemiyor. Seçimler var. Kesmiyor.
Bir noktadan sonra, zenginler Amerikan devletinin borçlarını ödeyemeyeceğini bildiklerinden, devlet kâğıtlarını almayı durduracaktır. Bu yola gitmediği taktide, FED’i meydana getiren zenginlerin kendileri iflas edeceklerdir.
Ya FED batacak, ya da Amerikan devleti batacaktır.
Özetle, kapitalizmin finans kapital şeklinin uygulandığı yerde, işler şu noktaya geldi. Devletler, halklar ve kurumlar kazanmadıkları paraları harcadılar. Şimdi deniz bitti.
Kemerleri bağlayın inişe geçiyoruz sözü, buradan neva buluyor.

İktisatta üretmeden, tüketmenin olamayacağı, buna rağmen tüketirsen, bunun bedelinin mutlaka olacağı noktaya geldik.
Üreteceksin, ürettiğinden bir kısmını yatırımlar için ayıracaksın(tasarruf) ve yoluna devem edeceksin.
Ekonomi canlı kalır, tüket, tüket, tüket sisteminin (finans kapital) sonuna gelindi.
28.12.2011,bulentesinoglu@gmail.com

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank